Aşı tartışması durmadı...
Aşı tartışması durmadı...
Dünyayı esir alan Korona virüsün çıkış noktası Çin / Wuhan şehri 1 Aralık 2019 da dünyayı esir alacak bir virüs kendini gösterdi. Ülkemizde ise 11 Mart 2020 tarihinde görüldü. O gün bu gün dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük mücadele edildi, ediliyor. Tedbirler artırıldı. Aşı çalışması hız kazandı.
İlk olarak aşı Çin merkezli Sinovac Türkiye’ye geldi. Aşı serüveni de başlamış oldu. İlk olanlar sağlık ekibi aşı olmayanlara soruyorum? Doktor, hemşire aşının herhangi bir zararı olsa kendilerine vurdururlar mı? Daha sonra Alman aşısı BioNTech geldi. Yoğunluk olarak bu aşı tercih edildi. Rus aşısı Sputnik V de Türkiye’ye geldi ancak ülkemizde tercih ağırlığı BioNTech temennimiz Türk aşısının bir an önce kullanıma başlaması… Birçok ülkenin de Türk aşısını beklediği tahmin ediyorum.
Aşının araştırılması kadar doğal bir durum yok. Elbette ki, araştırılması lazım. Bırakalım da bunu işin uzmanları yapsın. Bilende, bilmeyende konuşuyor. Konuşanlardan birçoğu da AK Parti ve Erdoğan karşıtı. Dertleri zihin karışıklığı oluşturmak bu vesile ile devlete karşı duruş sergilemek… Hâlbuki bütün siyasi ve sivil toplum kuruluşları el birliği ile tedbirleri artırıp ve aşının ülke geneline yayılmasına ve aşı oranının artmasına katkı sağlanması ne güzel olurdu. Aşı karşıtlığı ile siyasi rant elde etmekte neyin nesi?
Sosyal medya üzerinde de aşı karşıtlığı ile Erdoğan karşıtlığı aynı hızda yürüyor. Geçtiğimiz günlerde bir yazı okumuştum Covid 19 ‘un bir virüs olmadığı gibi ipe sapa gelmez bir yazı kaynağının da “Rusya Sağlık Bakanlığı” olarak lanse edilmiş. Birkaç gün önce yine genel olarak aynı yazı paylaşılmış bu defa kaynak “Singapur Sağlık Bakanlığı” böyle tezat olur mu? Bu paylaşımları yapanların halk sağlığını tehdit etme gibi bir suç işliyorlar. Birileri ülkemizde kafa karışıklığı için aşı yaptırmama yönünde iyi çalışıyor. Hukuken kimse kimseye zorla aşı yaptıramaz. Bu değişmez ve aşikâr bir kuraldır. Karanlık eller ve güçler sosyal medya aracılığıyla halkı tahrik edici bir görev içindeler… Bu tahriklere kapılmak tek kelimeyle akıl tutulmasıdır. Devletin hiç mi kontrol mekanizması yok sanıyorsunuz? Aşıların sağlık açısından kontrolleri yapılmıyor, kendi vatandaşının sağlığını düşünmüyor mu diyorsunuz? Böyle sanıyorsanız ve düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz demektir.
Korona virüs dünya gündemini daha meşgul edeceğe benziyor. Aşı oldun olmadın, zararlı faydalı gibi toplumu ayrıştırıcı yayınlara, paylaşımlara, itibar etmemeli ki, kirli emellere ve fırsat bekleyenlerin ekmeğine yağ sürmeyelim. Yalan haberle, aslı astarı belli olmayan paylaşımlarla bize psikolojik bir çöküntü yaşatmak istiyorlar. Önce psikoloji bozulacak. Sonra kutuplaştıracaklar. Bizi birbirimize düşürecekler. Bu oyunlara aziz milletimiz gelmeyecektir.
Aşılamada Türkiye bütün gayretlerine rağmen oran olarak istenilen düzeyde değil. İstenilen düzeyde olması için. Kurallara uymak gerektiği ve aşılara karşı menfi algılara kapılmayıp, aşının sağlığımızı koruma yönünde bir adım olduğunu düşünerek sebeplere yapışmak daha akılcı bir yol değil midir? Uyarılara uyup dikkati artırdığımızda vaka ve ölüm sayıları düşüyor. Uyarılara uyulmadığı zaman hepimizin üzüldüğü bir sonuç ortaya çıkıyor. Bakan koca her fırsatta yalvarırcasına uyarıyor. Tedbirlere riayet edilirse, mücadele başarılı olur. Uyarılara ve tedbirlere dikkat edilmezse büyük gayretlerle yapılan mücadele bir anlam ifade etmeyecek.
Şehirlerarası otobüs ve uçak seyahatlerinde aşı karnesi 6 Eylül de uygulamaya girdi. Aşı olmayanlardan da PCR testi istenecek. Aşı olmayanları zor günler bekliyor.
Sağlıklı ve huzurlu günlere…
Muhabbetlerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.