İyiler güzel atlara binip gidiyorlar

“İyiler güzel atlara binip gidiyorlar.” 

Ehl-i sünnet İslam âlimleri ışık gibidir. Varlıkları gönüllere huzur verdiği gibi ehl-i sünnet yoluna ışık tutarlar. Nasibi, olan nasiplenir. Nice nasipsizde İslam âlimlerinin sözlerini duymazlar kitaplarını okumazlar kendi görüşü onlar için geçerlidir. Günümüzde ne acıdır ki, bana göre şöyledir diyenler çoğalmıştır. Dinde şahsi görüşlerin yeri olmadığı bilinmelidir. Dinde nakil esastır. İslamiyet nakle dayanan selim akıl dinidir. 

Yazımızın başlığı “İyiler güzel atlara binip gidiyorlar.”  Bir iyi daha bizi yetim bırakıp fani dünyayı terk etti.  Büyüğümüz, canımız, duâ kapımız, kolumuz, kanadımız evlad-ı resul İslam âlimi Abdülhadi Arvas  “rahmetullahi aleyh” hakk’a yürümesi  bizleri üzüntülere gark etmiştir. İmanımız kadere rıza gösterilmesini emr eylediği için, teslimiyetimiz bizi teskin eyliyor.  Seyyid Fehim hazretlerinin torunlarından İslam âlimi Van - Gevaş eski müftüsü Merhum Ali İhsan Arvas hazretlerinin mahdumu ( oğlu) Abdülhadi Arvas âlim, tevazu sahibi, güler yüzlü, latifeli, küçükle küçük, büyükle büyük olan yeri doldurulamayacak kıymetli bir değer ve âlimdi. Allahü teâla şefaatlerini ihsan eylesin yirmi beş sene komşuluk yapma bahtiyarlığına nail oldum. Birçok hatıralarımız olmuştur. Bir gün yöneticilik yaptığım şirkete teşrif etmişlerdi. Bizi sormuşlar personel namaz kıldığımı bildirmişler. Çay ikramında bulunmuşlar bizi bekliyor. Namazımızı eda edip geldiğimde görünce gönlüm coşa geldi. Ancak dikkatimi celp eden bir durum vardı. Pek yüz vermiyordu. Hâlbuki muhteşem sevgisiyle bizi kucaklar elini öpmemizde olurdu. Oturdum hal hatır soruyorum yine çok ciddi duruyor. Şaşkın kendimi sual yağmuruna tutuyorum. 

 Ya Rabbi ne kusur işledim de bana karşı böyle diye düşünme yetimi zorlarken konuşmaya başladı. Bak İbrahim! Seni severiz lakin senin yaptığını kâfir yapmaz demez mi? Aman Allah’ım celle celeluhu nasıl bir kusur işledim de bu sözle muhatap oluyorum derken vücudum uyuştu. Abdulhadi Arvas rahmetullahi aleyh büyüğümüz devam ediyor. İbrahim seni gerçekten severiz ailece çok severiz ama senin yaptığını kâfir yapmaz. Beni öyle bir hal aldı ki kendi kendime İbrahim yaşasan ne olur. Yaşamasan ne olur diyorum ve tırnaklarımın ucuna kadar uyuştuğunu hissediyorum. Mübarek büyüğümüz bakıyor çok kötü oluyorum. Gülerek İbrahim sen biraz önce ne yaptın? Namaz kıldım efendim. Gülerek peki kâfir namaz kılar mı? Sen kâfirin yapmadığını yaptın değil mi? Kalktım öyle bir sarılmamız var ki; görülmeye değerdi. Buyurdular ki baktım çok kötü oluyorsun yeter bu kadar dedim. Kendimi sürati intikali iyi bilirdim. Öyle de derler lakin büyüğümüz öyle güzel rol yaptı ki tam bir profesyonel sürati intikal yapacak halim kalmadı. 

Kâinatın efendisi, baş tacımız, sevgili peygamberimiz hazreti Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem de latifeyi sever, zaman zaman yaparmış. Seyyidler ve şerifler torunları da seviyor. Merhum büyüğümüzün rahatsızlığı uzun sürdü. Her zaman tefekkür sahibi, sabırlı, şükür ehl-i,  tevezu sahibi oluşu bir başkaydı. Kelimeler kifayetsiz kalır.  Mahdumuna buyurmuş ki; Harun Arvas abi anlatır. Babam İstanbul’dayken şöyle demişti.  “ Van’a gidip can emanetimi orda bir Cuma günü teslim edeceğim. Beni zeve mezarlığına götürün” Elhamdülillah dedikleri oldu diyor. 

“Bir âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir.” Buyruluyor.Seyyid Abdülhadi Arvas rahmetullahi aleyh’in 25.08.2023 vefatıyla alemin içinden biri olarak bir başka öldüm. 

Ruhunuz şad. Kabriniz pür-nur, dereceniz âli olsun. Kıymetli efendim. 

Muhabbetlerimle... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi