CHP’li Belediyelerin Arapça düşmanlığı
CHP’li Belediyelerin Arapça düşmanlığı
Nerde ne zaman Yüce dinimize karşı bir suiistimal ve saldırı olduğunda bakıyoruz ki CHP’nin parmağı var. Bazı CHP’li vatandaşları ve CHP’li Belediyeleri tenzih ederim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in talimatıyla geçtiğimiz ay şehirde bulunan iş yerlerinden özellikle Konak ilçesi Basmane semtinde ki, Arapça tabelalar kaldırıldı Sormak lazım Türkçeye değer mi veriyorsunuz? O halde yüzlerce İngilizce, yunan ve Rumca tabelalar var onları da indir de Türkçe sevdanı bilelim. Nerde? TL para birimini dahi imkânı olsa değiştirmek isteyen bir Belediye Başkanından fazla bir şey beklemenin anlamı yok galiba?
Bunlar toplumun nabzını ölçüyor. Ne yazık ki dış mihraklarda ajanları ve satılmış beyinlerle bir ülkede aykırı işler yaparak toplum üzerinde ki etki, tepkiyi ölçerler. Söz konusu işleri yürütürken özellikle dini vecibelerimiz üzerinde veya tazim gereken değerlerimiz üzerinden yaparlar CHP de bu yolları çok denemiştir. Son olarak Arapça tabelalara hazımsızlığıyla gündem oluşturdu. İzmir den sonra Adana Büyük Şehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ ın talimatıyla da İzmir de yapılan gibi Arapça tabelaları söktürdü.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bu Arapça tabelaların sökülmesinden son derece memnun İzmir’deki tabela sökme olayından sonra gururla sosyal medyadan paylaşım yaparak “bu uygulama Zafer Partisinin tavizsiz ve etkili muhalefetinin sonucu olduğunu” açıklıyor. Çok başarılı bir iş yapmış gibi kendine pay biçiyor. CHP çatısı etrafında siyaset yapacak galiba? İzmir ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanlarına sormak lazım? Madem yabancı tabelalara karşı bir kararla sökmenizin bir açıklaması varsa neden Arapça tabelalar? Bu tabelalar sadece Arapça tabelalarsa bu İslam düşmanlığı demek değil midir? Ülkemizde bir mülteci meselesi var. Büyük şehirlerimizde de mülteci yoğunluğu artıyor. Bunların içinde suiistimal eden yok diyemeyiz. İşinde, gücünde edebiyle çalışanlarda var. Bu mülteci yoğunluğunun Türkiye üzerinde yoğunluk oluşması da bir planın olmadığı söylenemez. Hiçbir ülke mülteci hususunda Türkiye’ye karşı verdiği sözü tutmadı. Bir ülke üzerinde mülteci yığınının istila etmeninin de bir başka adımıdır. Türkiye de bunu tutturamadılar. Tutturamayınca, hesapları bozuldu.
Amerika, Batı mülteci akınını kontrolden çıkartma üzerinde çok durdular. Olmadı, olmayacak.
Suriye den Esed zulmünden kaçarak ülkemize sığınan kardeşlerimizi tekrar Suriye’ye göndermek Esed’ın kanlı ellerine teslim etmekti. Türkiye her ne kadar hazırlıksız yakalansa da Ensar, Muhacir muhabbetiyle kucak açtı. Türkiye stratejik bir planlama yapmadan, yapamadan adeta davetsiz misafir gibi mülteci akınıyla karşı karşıya kaldı zaman zaman meselenin boyutu yükselse de Türkiye bazı kesimlerin ve partilerin şiddetle karşı çıkmalarına rağmen AK Parti idaresi mültecilere karşı dışlama gibi bir eylemde bulunmadı.
Arapçaya düşmanlık İslam medeniyetine leke düşürmez. Türkler Müslümanlıkla şereflendikten sonra Kuran-ı kerimin Arapçasına değer vermiştir. Kuran-ı kerimden beslenerek Türkçenin daha zengin bir dil olması bir medeniyet dili olmasını sağlamıştır. Türk milleti tarih boyunca Kuran-ı kerime , Arapçaya saygı duymuş dil köklerimizin ve medeniyet köklerimizin sağlam temellere oturulması sağlanmıştır.
Arapça tabela sökülmesi meselesinde CHP’li Belediyelerden nasıl bir yaklaşım gelecek bekleyelim görelim. Temennimiz İzmir ve Adana’nın hatasına ve yanlışlığına düşmemeleridir.
Muhabbetlerimle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.