Dil köklerimizde tehlike artıyor.

Dil köklerimizde tehlike artıyor.

Bir milletin dil köklerinden uzaklaşması, uzaklaştırılması milletin yok olmasına yol açar.

Bugün gündemden uzak bir yazı yazmaya niyetlendim. Gündem o kadar yoğun ki ancak gündem olması gereken lakin çok uzak kalan Türkçemizin önemine binaen ıraklarda kalan dilimizi bir nebze yakınlaştırmak niyetiyle dil zenginliğimizin nasıl uzaklaştığını, gündemde kalması gerektiğinin idraklerimizde yer bulması elzemdir.

Dil köklerimizde tehlike sinyalleri artıyor. Gün geçmiyor ki, uydurukça bir kelime lügatımıza girmesin. Türkçemiz bu değil! On kelimeyi bir kelimeyle ifade edilmek istenmesi Dilimizin köklerine kezzap dökmeyle eş değer değil midir? Yoksa buna seyirci kalarak, uydurukça kelimelerin üstüne bir kelime daha ilave etme yolumu tercih edilecek? Eğitim müfredatında bu konu ciddi ele alınarak özellikle ilköğretim kitaplarına öz Türkçemizle hazırlanması önem arz etmektedir.

Milletin öz dili o milletin çimentosudur. Nasıl çimento olmadan kum bir işe yaramıyorsa öz dilinden uzaklaşma binanın çimentosuz yapılmasına benzer.  Teknolojinin her geçen gün ilerleyişi dile darbe indirmekte gençliğin dimağları uydurukça kelimeler, manasız, anlamsız, kifayetsiz ifadelerle bezeniyor nedense bir önlem alınmıyor. Ne olacak bu uzaklaşmanın sonu?

Sokağa çıktığımızda tabelaların dilimizi nasıl baltaladığını üzülerek müşahede ediyoruz. İşyerlerimize kültürümüzle, dilimizle alakası olmayan isimler bırakmakta adeta yarışıyoruz. Bununla da övünülüyor. Anlamıyor ki, öz benliğinden, öz güveninden uzaklaştığını birilerinin hatırlatması gerekmiyor mu? Hem de çok geç kalınmadan…

Dede torunu anlamıyor, torun dedeyi biz bu değiliz! Dilimize vurulan darbeyle bizi bizden uzaklaştırılmak isteniyor. İnadına bir olacağız. İnadına dil köklerimize bağlı kalacağız.

İnsanın, toplumun dil yeteneklerini kaybetmesi anlaşmazlığında en büyük etkisidir. Dil zenginliğin daralması sonucu, görüşmelerde, sohbetlerde anlatamıyorum / anlatamıyorsun / anlamıyorsun / anlamıyorum gibi sonuçların çıkması dil bütünlüğümüzün parçalanması demek değil midir? Ayrıca huzursuzluğun çoğalması, muhabbetin azalması demektir. Dilimizin korunması ahlaki değerlerimizin de korunması demektir ki, manevi dinamiklerimizin gücünü artırır. Kültüründen, köklerinden, dilinden uzak gamsız, tasasız, bir gençliğin varlığını kimse yok sayamaz. Bunu genele yaymak doğru değildir. Kültürüne, maneviyatına diline bağlı bir gençliğinde var oluşundan kimse endişe etmesin. İşte o gençlik aziz milletimizin çimentosudur.

Dilimize sahip çıkmak fikir, eğitim, sanat, kültür, medeniyet köklerimizin yeşermesi ve kök salması demektir. Medeniyet zenginliğimiz dünyanın hiçbir ülkesinde mevcut değildir. Bu hakikati gençliğin tanıması, bilmesi, anlaması için de dilimize sahip çıkmak bu manada neler yapılır muhasebesini yapmalıyız. Eğitim kurumları, Sivil toplum kuruluşları teyakkuzda olmalıdır. Dil köklerimizi koruyacak öncü birliğin oluşması gerek… Kimler teşkil edecek bu öncü birliği? Vatan sevdasıyla yanan, manevi değerlerine bağlı, öz kültürüyle ve diliyle hemdem olmuş bu yolda emek veren gençlik…

Bu gençliğin var oluşundan da ümitsiz değilim. Sabırla, azimle yol alanların yardımcısı Allahü teala’ dır.

Dil bir milletin birleştirici gücüdür. Dile sahip çıkmak Vatan’a sahip çıkmaktır

Muhabbetlerimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi