Bir Daha Yanmasın

Bir Daha Yanmasın

Orman yangınları yalnızca ağaçları değil; geleceğimizi de yakıyor.

Yaz ayları geldiğinde ülkemizin ciğerleri yine ateşe teslim oldu. Daha Haziran ve Temmuz aylarında yaşadığımız yangınların küllerini savuramamışken, 8 Ağustos’ta Çanakkale’de başlayan yangın, yaralarımızı yeniden kanattı. Sarıcaeli köyü yakınlarında başlayan alevler, rüzgârın gücüyle büyüyerek yerleşim alanlarını tehdit etti. Evler tahliye edildi, yollar kapandı, deniz trafiği durdu. Gök, dumanla örtüldü.

Oysa daha haftalar öncesinde, ülkenin dört bir yanında çıkan yangınlarda çok sayıda vatandaşımızı kaybetmiş ve alevlerin içinde binlerce canlıda yok olmuştu. Yangınlara müdahale ederken hayatını veren orman işçileri, dumandan zehirlenen yaşlılarımız her biri yüreğimizde derin sızı bıraktı.

Bu yangınlar yalnızca ağaçları değil; milli servetimizi, toprağın bereketini, suyun dengesini ve geleceğimizin nefesini yok ediyor. Bir ağacın gökyüzüne uzanan dallarında onlarca yılın emeği var; gövdesinde kuşların yuvası, köklerinde toprağın bereketi… Ve biz, dakikalar içinde onu kaybediyoruz.

Önlemin Gücü, Geleceğin Güvencesi

Yangını söndürmek kahramanlıktır, ancak yangını çıkmadan durdurmak aklın ve medeniyetin zaferidir. Bugün ülke olarak savunma sanayinde dünyanın konuştuğu teknolojileri üretebiliyorsak, ormanlarımızı koruyacak sistemleri de geliştirebiliriz. Geçmiş yangınlardan alınacak en büyük ders, önlemin her zaman müdahaleden daha etkili olduğudur.

Yerli yangın söndürme uçakları: Ülkemizin kendi üretimi yangın söndürme uçaklarını gökyüzünde görmek artık uzak bir hayal değil. Kısa sürede havalanabilen, yüksek su kapasitesine sahip bu araçlar, alevlerin yayılmadan durdurulmasında kritik rol oynayabilir. Yabancı ülkelerden kiralanan veya satın alınan uçakların tedarik süreci zaman kaybına neden olabiliyor. Oysa kendi üretimimizle bu araçlar, yangın sezonu boyunca hazır bekleyebilir. Bir yangın çıktığında ilk dakikalarda havalanarak alevin önünü kesebilir. Bu, yalnızca ormanların değil, köylerin, evlerin, insanların güvenliğini de sağlayacak bir kalkan olur.

Su kaynaklarından hızlı çekim sistemleri: Ormanlara yakın deniz, göl, nehir ve akarsulara kurulacak yüksek hızlı pompa sistemleri, dakikalar içinde alevlerin üzerine tonlarca su bırakabilir. Bu sistemler, yangın anında otomatik olarak devreye girerek hem zamandan hem de insan gücünden tasarruf sağlar. Bir kıvılcımın felakete dönüşmesi, çoğu zaman sadece birkaç dakika alır; işte bu sistemler o dakikaları bizim lehimize çevirebilir.

Yangın algılama sensörleri ve otomatik müdahale: Isı, duman ve ani sıcaklık değişimlerini anında algılayabilen sensörler, ormanların gözetleme kuleleri gibi çalışabilir. Bu sensörler, merkeze sinyal göndererek hem yangını haber verir hem de en yakın pompa veya uçak sistemini harekete geçirir. Böylece insan gözüyle fark edilmeden bile yangına müdahale edilebilir.

Yerel halkın eğitimi ve gönüllü müdahale timleri: Orman köylerinde yaşayan vatandaşlarımız, yangınların ilk tanıklarıdır. Onlara verilecek temel yangın müdahale eğitimi, ilk dakikaların kaybedilmemesini sağlar. Basit ekipman kullanımı, güvenli tahliye ve ilk müdahale yöntemleri konusunda bilinçli bir köy halkı, yangının yayılmasını durdurabilecek en doğal savunma hattıdır.

Bu adımların hayata geçirilmesi, yalnızca ormanlarımızı değil; içinde yaşayan insanları, hayvanları ve bütün ekosistemi korumak anlamına gelir. Önlemin gücü, yalnızca alevleri durdurmakla kalmaz, geleceğimizi güvence altına alır.

Artık sadece “geçmiş olsun” demek yetmez. Artık her yaz, felaket haberleriyle uyanan değil; felaketi başlamadan durduran bir ülke olmalıyız. Çünkü orman, sadece doğanın süsü değil; nefesimiz, geleceğimiz, kimliğimizdir. Onu korumak, kendi hayatımızı korumaktır.

Bir ülkenin en büyük güç göstergelerinden biri de, toprağının yeşilini, suyunu ve havasını koruyabilme iradesidir. Bu iradeyi gösterdiğimiz gün, ne alevler ciğerlerimizi yakacak ne de gözlerimiz yaşla dolacak. Geriye, gelecek nesillerin de hissedeceği serin ve huzurlu bir rüzgâr kalacak.

Çünkü orman, nefesimizdir; onu korumak, hayatımızı korumaktır.

Muhabbetle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İbrahim İnal Arşivi