Bu Sene de Böyle Oldu…
Yılın daha başında umutlarımızı tohum gibi toprağa ektik…
Yağmur vaktinde yağsa, güneş vaktinde doğsa, rüzgâr da insaflı esse diye bekledik. Ama olmadı…
Susuzlukla başladık, orman yangınlarıyla devam ettik. Depremin acı sesi hâlâ kulaklarımızda, bir de üstüne don vurdu yüreklerimizi.
Ceviz yok, kiraz yok, elma yok, üzüm yok, armut yok… Sadece yokluk çok!
Tarlada, bağda emeği olanların yüreğinde bu yıl hüzün ağır basıyor.
Çünkü 36 ilde don olayı meyveyi, sebzeyi, ümitleri kırıp geçti. Çiftçi perişan, esnaf perişan, tüketici perişan. Üretim azaldı, ihracat sıkıntılı, ekonomi nefes alamaz hale geldi.
Böylesi bir tabloyu en iyi belki de Mahsuni Şerif yıllar önce anlatmıştı:
Tarlanın taşı çokmuş, bu senede böyle oldu
Kara saban çatlatmış, bu senede böyle oldu
Tarla sürülemedi, ekin derilemedi
Geçen yılın firezi yerde kaldı kirazı
Böyle olur bazı bazı, bu senede böyle oldu…
Bugün hâlâ aynı türküyü söylemek zorunda kalıyorsak, sorun sadece tabiatta değil, biraz da bizdedir.
İklim değişikliğini görmezden geliyoruz, suyu hoyratça harcıyoruz, üretim planlaması yapmıyoruz. Afetlere hazırlıklı değiliz, çiftçiye yeterince destek olmuyoruz.
Bu sene böyle oldu, peki gelecek sene böyle olmasın diye ne yapıyoruz?
Susuzluğu önlemek için hangi projeler devrede?
Don zararını azaltacak teknolojiler neden köylünün eline ulaşmıyor?
Yangınlara karşı tedbirler neden hâlâ yetersiz?
Eğer bu soruların cevabı yoksa, gelecek yıl da aynı türküyü söyleyeceğiz:
“Umut gelen senede… bu senede böyle oldu.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.