Bekir Doğan
Devletler Arası Anlaşmaların Görünmeyen Yüzü
Devletler Arası Anlaşmaların Görünmeyen Yüzü
Son günlerde Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında atılan imzalar, yeniden aynı soruyu gündeme getirdi: Devletler arası anlaşmalarda gerçekten ne alıyoruz, ne veriyoruz?
Bir muhabirin üçün birini aldık diyerek küfürlü konuşması ile Türkiye gündemi devam ediyor.
Uluslararası ilişkilerde hiçbir imza karşılıksız değildir. Her satırın, her maddenin ardında uzun müzakereler, stratejik hesaplar ve geleceğe dönük politik niyetler vardır. Kimi zaman bu anlaşmalar kamuoyuna “enerji işbirliği”, “ticaret hacmini artırma” ya da “savunma alanında ortaklık” başlıklarıyla sunulur. Fakat gerçekte, bu belgelerin içinde gizlenen şartlar, bir ülkenin on yıllarını etkileyebilir.
Alacağımız Gaz : 40 Milyar Dolar , Ticaret Anlaşması da yıllık 100 Milyar Dolar hedefi var !
Diplomasi, satranç gibidir. Her hamle bir karşı hamle doğurur. Devletler, bazen görünürde dostluk mesajları verirken perde arkasında çıkarlarını korumak için en keskin pazarlıkları yürütür. Türkiye gibi bölgesinde etkin, jeopolitik önemi yüksek ülkeler için bu süreç çok daha hassastır. Çünkü yapılan her anlaşma, sadece ekonomik değil; aynı zamanda siyasi ve güvenlik boyutlarıyla da ülkenin geleceğini şekillendirir.
ABD ile yapılan son enerji ve nükleer işbirliği anlaşmaları, dışa bağımlılığı azaltma iddiası taşırken bir yandan da yeni bir bağımlılık kapısını aralayabilir. Uzun vadeli LNG alımı ya da nükleer teknoloji ortaklığı, doğru yönetilmezse ekonomik yük ve stratejik baskı haline dönüşebilir. Önemli olan, bu tür anlaşmalarda millî menfaatin kırmızı çizgilerinin korunmasıdır.
Bir ülkenin gücü, sadece imzaladığı anlaşmalarla değil, o anlaşmalardaki maddelere ne kadar hâkim olduğuyla ölçülür. Devletler, masada güçlü olabildikleri sürece imza atmak bir kazanımdır; aksi takdirde her imza bir teslimiyet anlamına gelebilir.
Bu yüzden halkın bilgilendirilmesi, şeffaflık ve denetim hayati önemdedir. Zira gizli kalmış bir madde, yıllar sonra ülkenin başına büyük bir ekonomik veya diplomatik yük olarak dönebilir. Tarih, bunun örnekleriyle doludur.
Sonuçta, devletler arası anlaşmalar sadece kâğıt üzerindeki metinler değildir; bir ülkenin iradesini, geleceğini ve yönünü belirleyen stratejik belgelerdir. Asıl mesele, o imzaların arkasındaki iradenin gerçekten kim adına atıldığıdır: Halkın mı, yoksa dış baskıların mı? , kim haklı ? , kim haksız ? bunu en güzel zaman bize gösterecektir.
Hayırlı Günler Diliyorum
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.