Abdulhakim Eren

Abdulhakim Eren

KURTULUŞA YÜRÜYEN ŞEHİR

              KURTULUŞA YÜRÜYEN ŞEHİR

       19. yüzyılın başlarında   Kutul Emare , Yemen, Çanakkale  ve kurtuluş savaşları ile resmi olarak yıkılma sürecine giren  Osmanlı çok büyük zararlar ile tarih sahnesindeki ismi silinerek yerine aynı kökleri taşıyan kişi ve kuruluşlar tarafından Türkiye  Cumhuriyeti Devleti kuruldu.

     Osmanlının yıkılış sürecinde içimizde ve dışımızda   art niyetli ve yanlış insanların olduğu bilinse ve söylense de son geldiğimiz nokta bu.

    30 Ekim 1918 Mondros  Ateşkes  anlaşmasına göre Anadolu işgal edildi. Maraş’a önce İngiliz, sonra Fransız askerlerinin gelmesi kararlaştırıldı.  Maraş’ta işgal kuvvetleri ile işbirliği yapan Ermeni Hırlakyan Fransız askerlerini karşılama töreni düzenlemek istedi. Bunun içinde davul ve  zurna lazımdı. Zamanın davulcu başı Abdal Halil ağaya gitti Hırlakyan. Halil ağa  bu karşılama teklifine sıcak bakmadı. Altın vereceğini söylemesi üzerine Halil ağa : “ Yok ağam boşuna yeltenme. O altınlar sizin olsun. Değil bir kese altın ,davulumun kasnağını altın doldursan  bu davul Fransız askerlerini karşılamak için çalmaz. Bu din bahsidir. Ben Müslüman kardeşimin bağrına tokmak vurmam.” Diyerek tarihten bir daha silinemeyecek bu sözle Ermeni Hırlakyana   dersini vermiştir.

   1920 Ocak ayının 20. Günü başlayan ve 22 gün süren Maraş’ın kurtuluş serüveni de bu sürece dahil. Toplumun bütün katmanları iç ve dış mihrakların işgal denemelerine rağmen milli ve manevi değerleri ön plana alan büyük bir inançlı güruh buna müsaade etmedi.

    12 Şubat 1921 tarihine geldiğimizde  arkamızda Sütçü İmam gibi dev bir ismi bulduk. Onun Uzunoluk Hamamı önündeki tek kurşunluk kahramanlığı bütün dünyaya ders olacak nitelikte idi. Öyle bir ders ki tarih sayfalarının idrakine nakış nakış dokundu. Hiçbir zaman da çıkmayacak. Kahramanmaraş’ın Kurtuluş  tarihine  “ Uzunoluk Hamamı” olayı olarak  geçen  bu olay 31 ekim 1919 Cuma günü gerçekleşir. Sütçü İmam denen bir Maraşlı yiğidin  “Burası Müslüman beldesidir. Türk kadının peçesine uzanan eller kırılır” demiş.  Fransız elbiseli Ermenileri orada öldürmüş  ve  gitmiş.

       Tarih 28 Kasım 1919  günlerden Cuma.  Uyanan Maraşlı kalede dalgalanan bayrağını göremedi. O Maraşlılardan biride hasta yatağındaki Av. Mehmet Ali Kısakürek idi. Hemen kağıt kalem alarak meşhur “Alem-i İslama Hitap” adlı bildiriyi yayınladı.  Cuma vakti girmeden oğlu ile Ulu Cami ve diğer camilere beyannameyi dağıttırdı.  Namaz için Camiye giren cemaat huzursuzdu. İmam  Hutbeye çıkınca cemaatten biri “sancağı çıkar hocam” diye bağırdı. “Bayraksız namaz kılınmaz” Hoca bayrağı çıkardı ve tarihe altın harflerle yazılacak şu sözü söyledi “ Hürriyet  olmayan bir beldede Cuma namazı kılınması caiz değildir…” İşte Bayrak olayı olarak tarihe geçen bu söz ile kaledeki indirilen Türk bayrağı tekrar göndere çekildi.

     Aşıklıoğlu  Hüseyin  adlı  Maraşlı  kahraman işgal kuvvetleri komutanı Fransız generaline tarihin sayfalarını taşıracak bir ders verdi. Öyle bir ders verdi ki adamlar halen beyinlerinde zonklayan bu sesi hiç unutmadılar.” Bir bez parçası için neden bu kadar gürültü çıkardınız “ diyen Fransız askere :” Ben anamdan doğdum Maraş Kalesinde bayrağımı gördüm. Ölünceye kadar da göreceğim. Biz Türkler böyleyiz. Onu görmemek için ya kör olmalı yada ölmek lazım. Kör değilim o halde onu görmezsem öldüm demektir. Hem bayrak için ölmek şehit olmaktır. En büyük şereftir….”

     Mıllış Nuri  Ermeniler tarafından kendi mahallesinde ve topraklarında  bağırsakları yere düşene kadar  öldürmeye kalkışmışlar. Ama o son nefesine kadar , bağırsaklarını bir eli ile tutup diğer eli ile yurduna  işgal eden  düşman askerini öldürmeye devam etmesi tarihin en üst köşesinde parlayan bir yıldız gibi durmaktadır.

    Aslan Bey ve  Şeyh Sezai efendi yüzlerce  Kahraman Maraşlı düşmanı topraklarından büyük kahramanlıklar göstererek kovmuştıur.

     Günün kutlu olsun Maraşlı. Yürüdüğün Kurtuluş yolu  tarihten hiç silinmeyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulhakim Eren Arşivi