Her Hayatın Bir Sonu Vardır..!

HER HAYATIN BİR SONU VARDIR

İnsanlar ister inansın ister inanmasınlar; bu yaşadığımız hayatın bir sonu vardır. Bu hayat tarife sığmaz, gözle görünen ve görünmeyen mucizelerle doludur.  Keşfedilmek üzere insanın önüne konulmuş o kadar güzellikler var ki sayısını dahi bilemiyoruz.

İnsanoğlu kendi kurguları ile yaşamak üzere programlandırılmış. Bir başka deyişle kendi aklı ile baş başa bırakılmıştır. Müslümanların inancına göre de başka inançlara göre de bu böyledir.

Akıl insanlara verilmiş en büyük sermayedir.  Akıl sermayesi olmayanın sorumluluğu da yoktur. Bütün inançlarda akıl önemlidir. Ancak din olgusunda ilahi olarak sunulmuş kurallar vardır.  Hangi dine mensup olursanız olun aklınızla sorgulamayacağız kurallar da vardır. Samimi olarak inanırsanız inandığınız dinde her şeyi düşünür, sorgular akıl ölçünüze göre yorum yaparsınız. Düşünmek sorgulamak insanı dininden çıkarmaz.  Sizin düşünce sınırlarınız zorlayan konuları başka akıllara danışabilirsiniz.

Önemli olan önce inanmak. Yer yüzünü yaratan bir güç var. Yaşadığımız dünyada bir düzen var. Bilinen insanlık tarihinden beri güneş, ay ve dünya sınırsız, sonsuz bir evren içinde yüzüp gidiyor. Hiç değişme yok. Bozulma yok.

Peki bu kurulan düzen içinde biz insanların fonksiyonu nedir.? Bu soru hep insanlığın kafasını zonklatmıştır. İşte bu noktada iman noktasına geliyoruz. Şüphesiz inanmak zorundayız. Çünkü yazımız başında dediğimiz gibi yaşadığımız hayat son bulacak.  Son bulacak bir şeyin anlamı var. Eğer başka bir hayata inanmıyorsanız bu son bulacak hayat size zindan olur.

İnsan sadece bu hayatın mutluğunu, sevincini yaşarken ölümler karşısında şaşırıyor ise o zaman bir başka yola devam edecek demektir.  Yoksa kimse ölenin arkasından üzülmez.   Ölenlere “bizi bırakıp gitti “mantığı ile yaklaşmaz. Çünkü bırakıp gitmek bir dönüşe işarettir. Bir buluşmanın, bir geleceğin ifadesidir. Yani demem o ki bu dünyada kimse kimseyi aldatmasın. Bir başka dünyada karşılaşma olacaktır.  Tekrar kavuşacağınız bir kimse için “bırakıp gitti “denir.

Özet olarak bu yaşadığımız hayatta iyilik ve güzellik istemek yetmez. Gelecek, ölümden sonraki hayatta da iyilik ve güzellik istemek gerek. İki hayata birlikte hazırlanmak gerek. Yanlış yapmamak, yalan söylememek, aldatmamak, hırsızlık yapmamak, hak gasbı yapmamak, başkalarının hak ve hukukuna tecavüz etmemek. Meşru olmayan şeylere el uzatmamak. En önemlisi adaletsizlik yapmamak. Hak edenin hakkını vermek insan olmanın gereğidir. Çünkü yeni yaşayacağımız dünyada bunlar bize dönecektir.  Karşımıza büyük bir yargılama çıkacak. Bir de cezalandırma mekanizması ile karşılaşacağız.

Bu yaşadığımız hayatın bir sonu var ama yeni bir hayata da gideceğimiz gerçeği ile karşı karşıyayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cevdet Alperen Arşivi