İbrahim İnal
28 Şubat’ı özleyenler var…
28 Şubat’ı özleyenler var…
Aziz milletin sinesine hançer gibi saplanan, büyük yaralar açan, 28 Şubat projesi ile necip milletimizin hür iradesine pranga vurulmak istenmiştir ve bu hadise zihinlerde büyük yara bırakmıştır. 28 Şubat öyle ki, dönemin Başbakanı millet iradesinin yetki verdiği merhum Erbakan’a kan kusturdular. Erbakan üzerinden milletin muhafazakâr evlatlarına gözdağı verdiler. Hür iradeyi hiç’e saydılar. Bahaneler arayan darbe sevdalıları 31 Ocak’ta Sincan belediyesinin Kudüs gecesini bahane ederek 28 Şubat zeminine yol buldular. İlk hareket Sincan sokaklarında tanklarla gösteri yaparak korku yaydılar. ABD Washington’ da Türk- Amerika konseyi balosunda ağa babalarına şirin görünmek için dönemin Genel Kurmay ikinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir darbe seviciliğini, milletin iradesine olan düşmanlığını açıkça nasıl açıklıyordu? “Sincan’ da demokrasiye balans ayarı yaptık” diyerek övündüğü dönemleri de gördü bu necip millet…
Gün geldi cezasını gördüler. 28 Şubat zulüm dönemi kız öğrencilerin başörtüsüne el uzatıldığı, okul merdivenlerinden yuvarlanıldığı, ikna odalarının kurulduğu zulümler yığını bir dönem yaşatıldı. Müslümanların dini değerlerine saldırmak için nice senaryolar yazıldı. Müslüm Gündüz, Fadime Şahin, Ali Kalkancı gibi isimlerle kurgular hazırlandı. Müslümanları küçük düşürmek istemeleri ve insanları dinden soğutma hesapları yapıldı. 1000 yıl rahat edeceklerini sanıyorlardı lakin hesapları ters döndü. Hem 1000 yıl sürmedi hem de muhtar olamaz dedikleri devletin en üst kademesi, makamı Cumhurbaşkanı oldu. 28 Şubat fiili olarak bitmiş olsa da hâlâ heveslilerinin olmadığını söyleyebilir miyiz? Tabii ki, hayır!
Fırsatını bulsalar aynı senaryo ile daha da şiddetli uygulamaya çalışırlar. Bilinsin ki, o dönem geçti. Bir daha da gelmeyecek! 15 Temmuz’ da yapılan darbe girişimi de tutmadı. Türkiye üzerinde iki asırlık bir baskı ve komplo oyunları oynandı. Bu oyunların bozulmaya doğru adım atıldığını gören Amerika, İngiltere, İsrail dahi diğer Türkiye düşmanı ülkeler, üst akıl ve içerdeki işbirlikçi hainler güruhunu rahatsız etti. Her zaman idareyi kontrol altın da tutuyorlardı. Artık bunu yapamıyorlar.
15 Temmuz nasıl bir ihanet gecesi ise 28 Şubat’ta aynı derecede ihanettir. İrtica tehdidi safsatası ile toplumu birbirine düşürme ve İslami değerlerimizin, kimliğimizin, medeniyet köklerimizin yok edilmesine yönelik bir ihanettir. 28 Şubat “İrtica” safsatasıyla ordu ve bürokrasiyle Müslümanlara karşı yapılan zulüm ve ihanettir. 28 Şubat İslamiyet’ in yüce değerlerinden uzak bir hayatın girdabına atmak ve Protestanlaştırma yolunda Müslümanlar üzerine oynanan sinsi bir proje ve ihanettir.
Küresel sistem Türkiye üzerine her türlü oyunu kuruyor ve ordudaki ve bürokraside ki, kendine köle olmuş hainlerle ve ihanet şebekesiyle Türkiye’de İslamiyet’in yaşanmasını engellemek ve manevi değerlerimizden uzaklaştırılmak istendi. Bunu da yaparken öyle bir kılıf buldular ki, “ İrtica” Türkiye’nin güvenlik meselesi gibi gösterildi. 28 Şubat aziz milletimize, Müslümanlara yapılan zulüm ve ihanettir. Emperyalist güçler İslam dünyasını işgal ederek birliğimizi paramparça ettiler.
Fiilen de, siyasetende esir ettiler. Müslümanların arasına fitne tohumları ektiler. İslam’dan uzaklaştırmak için her yol denediler. 28 Şubat postmodern darbesi de İslam’a karşı yapılan bir projedir. Ordu içinde ki, darbe seviciler ve bürokrasi başardıklarını düşündüler. Zamanla gördüler ki, tutmadı. Tutmayacak.28 Şubat heveslileri boşuna hayal kurmayın!
28 Şubat ve darbeler tarihin zifiri karanlığına gömülmüştür.
Muhabbetlerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.