REZİLLİĞİN BOYUTU

REZİLLİĞİN BOYUTU

Eşref Şekerli Bey bir yazı yazmış:

“Hiçbir kültürle, hiçbir insanlıkla, hiçbir medeniyetle bağdaşmayan bu görüntüler; insana, kadına saygısızlıktır. Kadının kadını aşağılamasıdır.
Hem de dengesiz bir Amerikan başkanının karşısında bu kadar küçük düşmenin anlamı nedir?
Adı Müslüman olan bu ülkelerin ve başındaki yöneticilerin ne kadar seviyesiz, aşağılık ve dengesiz olduklarını gösteriyor.
Bu görüntüleri gördüğümde önce inanamadım.
Amerikan başkanına yaranmak için yapılabilecek en seviyesiz, en aşağılık hareket bu olsa gerek.
Aynen cahiliye dönemi gibi olmuş; cahilliğin dibine vurmuşlar.
Kız çocuklarını diri diri gömen cahiliye dönemi insanlarının adetleri anlaşılan hâlâ devam ediyor.
Bir insan olarak, bir Müslüman olarak, bir Müslüman ülkede gördüğüm bu görüntüler beni fazlasıyla rahatsız etti.
Bu nasıl bir gelenek, bu nasıl bir örf, bu nasıl bir kültür?
Bin yıl geçse de cahillikten kurtulamayacaksınız. Gavur bile bu rezilliğe şaşıp kaldı.”

Eşref Bey böyle diyor… Doğru söylüyor. Ancak işin birkaç boyutu daha var:

Bugün Arap ülkelerinin devlet başkanları genellikle İngiltere’de, ABD’de eğitim almış, orada yaşamış; aklı başına geldiğinde ülkelerine dönmüş, ama yaşam tarzı itibariyle “gavur” gibi yaşayan kişilerden oluşuyor. Böyle bir tabloya bakarak ne bekleyebiliriz ki?

Yüzyılın ilk çeyreği tamamlanmak üzereyken dünya ekonomisinin yapısal eşitsizlikleri hâlâ devam etmektedir. Bir yanda trilyon dolarlık ekonomilere sahip ülkeler; diğer yanda ise açlık sınırında yaşamaya çalışan toplumlar var. Bu uçurumun en dikkat çekici boyutlarından biri de dünyanın en fakir 50 ülkesi içinde 32’sinin Müslüman ülke olmasıdır. Diğer yandan, dünyanın en zengin 20 ülkesi arasında Müslüman çoğunluğa sahip sadece birkaç ülke yer almaktadır.

Bu durum sadece ekonomik değil; aynı zamanda sosyopolitik ve tarihsel bir çelişkinin de göstergesidir. Peki, neden bu kadar çok Müslüman ülke yoksullukla mücadele etmektedir? Bu tablo değiştirilebilir mi?

“Zenginlik ve Yoksulluk Arasında: Müslüman Ülkelerin Küresel Ekonomi İçindeki Yeri”
1. Dünya ekonomisindeki yapısal eşitsizlikler

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki uçurum

Müslüman ülkelerin bu denklemdeki yeri

2. Dünyanın En Fakir 50 Ülkesi: Sayılar ve Gerçekler

Fakirlik tanımı (Kişi başına düşen GSYİH, İnsani Gelişme Endeksi vb.)

Bu ülkeler arasında yer alan 32 Müslüman ülke

Zengin Müslüman ülkelerdeki gelir dağılımı adaletsizliği ve yönetsel zafiyetler

3. Dünyanın En Zengin 20 Ülkesi

GSYİH’ye göre en büyük ekonomiler

Kişi başı gelir sıralamasına göre en zengin ülkeler

Bu ülkeler arasında Müslüman ülkelerin durumu

Buradaki temel soru şudur: Bugün zengin Müslüman ülkelerin başındaki liderlerin ve bakanların tamamı, İngiltere ve ABD üniversitelerinde eğitim almış, orada yaşamış; evleri Batı’da bulunan, yaşam tarzı itibariyle Müslüman gibi değil, Batılı gibi yaşayan insanlardır. Maalesef durum budur.

Tarihsel ve Yapısal Nedenler
Sömürgecilik geçmişi

Sanayileşme farkı

Siyasi istikrarsızlık, yolsuzluk, kötü yönetim

Eğitime ve teknolojiye yeterli yatırım yapılmaması

İç savaşlar, dış müdahaleler, jeopolitik sorunlar

Ekonomik yapının çeşitlenmemesi (örneğin petrol bağımlılığı)

Türkiye'nin Konumu
Türkiye’nin orta gelir düzeyindeki yeri ve potansiyeli

Bölgesel iş birliği ve İslam ülkeleri arası ticaretin önemi

Kaynakların etkin kullanımı ve üretim ekonomisine geçiş

Genç nüfusun avantaja çevrilmesi

Sonuç
Yoksulluk kader değildir. Stratejik kalkınma planlarıyla bu tablo değiştirilebilir. İslam dünyasının ortak sorunlarına karşı, ortak çözüm arayışları geliştirmek bir zorunluluktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülay Doğan Arşivi