Gülay Doğan
Bir Rüyanın Peşinde: Zübeyde Su Yolu Nasıl Doğdu?
MEKKE NOTLARI – I
Bir Rüyanın Peşinde: Zübeyde Su Yolu Nasıl Doğdu?
Hac mevsimi… Arafat yolları kalabalık, güneş yakıcı. Bugün hacıların kolayca ulaştığı su, bundan 12 asır önce kurak dağlarda adeta bulunmaz bir nimetti. Bu nimetin ardında ise bir kadının rüyası, cesareti ve tarihe yön veren iradesi vardı: Zübeyde Sultan.
Abbasi Halifesi Harun Reşid’in eşi olan Zübeyde, 765’te Musul’da doğmuş, sarayda iyi bir eğitim almış, ilim ve edebiyatta devrinin en parlak kadınlarından biri olmuştu. Fakat onu tarihe geçiren ne asaleti ne de zenginliğiydi; hepsinin ötesinde, Mekke’nin susuzluğunu dindirmek için kurduğu büyük hayaldi.
Bir gece gördüğü rüyada Peygamber Efendimiz’in (asm) kendisine hacıların susuzluğunu hatırlattığı rivayet edilir. Bu rüya Zübeyde’nin iç dünyasında öyle bir fırtına kopardı ki, sabah olduğunda artık hacıların suya kavuşması için her şeyi göze almıştı.
Harun Reşid’e giderek yapılacak büyük projeyi anlattı. Halife, “Ne gerekiyorsa yap!” diyerek hazineyi emrine verdi. Böylece tarihte eşine az rastlanır bir mühendislik macerası başladı.
Zübeyde Sultan, mimarları ve mühendisleri toplamış, Mekke ile Arafat arasında suyun nasıl taşınabileceği üzerine uzun çalışmalar yaptırmıştı. Heyet, Taif Dağı eteklerinden çıkan su kaynaklarını inceledi ve Huneyn Vadisi’nden geçerek Arafat’a ulaşacak bir hat belirledi.
Ardından Zübeyde, suyun yolunu açmak için Huneyn Vadisi’ndeki tüm bahçeleri ve arazileri satın aldı. Binlerce ustanın, işçinin ve mühendisin yer aldığı dev bir kervan yola çıktı. İki ay süren yolculuktan sonra Mekke’de hummalı bir çalışma başladı.
Sert kayaların oyulduğu, dağların delindiği, kimi zaman günlerce yalnızca birkaç metre ilerlenebilen bir mücadeleydi bu. Kera Dağı’nın altına yedi büyük su deposu kazıldı; vadilerde kanallar açıldı; sarnıçlar, kuyular, bentler inşa edildi. Arafat, Müzdelife ve Mekke üçgeninde adeta taşlara bir nehir nakşediliyordu.
Ama dev proje ilerledikçe maliyet öylesine büyüdü ki, Abbasi hazinesi bile bir noktada tükendi. İşçiler durdu, umutlar kırıldı. Tam o sırada Zübeyde Sultan bir karar verdi: Kendi mücevherlerini, mallarını sattı; projeyi şahsî servetiyle sürdürdü.
Bu cümleyi tarih altın harflerle yazar:
“Zübeyde su yolunu devlet için değil, Allah için tamamladı.” Hayırlı günler diliyorum
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.