Minik Dokunuşlar

Minik Dokunuşlar
Kamu kurumlarında, kuruluşlarında, belediyelerde işler maalesef öyle güzel 5G hızında gitmiyor; gittiğini de söyleyemeyiz!

Bir dostum mesaj göndermiş: “Bad-ı Saba selam söyle o başkanlara!” diyor. Selam söylesek de söylemesek de değişen bir şey yok. “Padişahım çok yaşa!” diyenler yüzünden etraflarına ancak dalkavuklar yaklaşabiliyor.

Dünya 5G hızında çalışırken biz hâlâ topal eşek kervan hızıyla ilerliyoruz. Halbuki, minik dokunuşlarla çevremiz çok daha güzel bir hâle gelebilir. Mutlu bir şekilde selam verildiğinde, “Mübarek hatırı hoş mudur nedir?” diye sorabilirsin, ama mutluluğu da beraberinde getir.

Cep telefonu, internet, dijital mecra gençleri adeta zehirlemiş. Herkes Avrupa ve ABD hayranı olmuş; ülkesini düşünen yok, herkes yurtdışına nasıl gideceğini hesaplıyor ve ülkesini kötülemeye çalışıyor.
Türkiye, 2023 yılı verilerine göre 255 milyar dolar ihracat yapan bir ülke. 2024 verileri henüz açıklanmadı ama Türkiye, dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip. Savunma sanayisinde söz sahibi üç ülkeden biri. Peki neyi beğenmiyoruz?

Yapay zeka ve sosyal medya derken, sevdiğimizin yüzünü unutur olduk: “Siyah gözlerinde yaş mıdır nedir?” Cam ekran üzerinde sevgi arar, sorar hâle geldik. Her geçen gün sevdiğimize değil, cam ekrana bakar olduk.

Eskiden komşuluk ilişkileri, dost sohbetleri vardı. Bugün ise yerini yapay zeka, telefon ve internet aldı. Şehir meclislerinde oturan canlar hayallerle gün geçirir oldu. Beş mi? Nedir? O seneler bitmeye başladı.

31 Mart 2024 seçimlerinden bu yana geçen bunca gün hesap ettim. Aylar, yıllar… Beş midir nedir? Geriye ne kaldı? Yazık, bu şehir bunu hak etmiyor.
Bu dünyanın 5 senesine bile hükmedemediğimiz için değmez. Benim arzuhalim, güzellik olsun, kalkınma olsun, torunlarımıza güzel bir gelecek bırakalım. Ama bakıyorum ki işler yürümüyor, kervan yollarda, kar var… Kış mıdır nedir, bilemiyorum.

Birbirimizi sevmiyoruz, ortak aklı kullanmıyoruz. “Bir danışmanım olsun” demiyoruz. “Padişahım çok yaşa” diyenler, “Başkanım, sen çok akıllısın” diyor; o da akıllı olduğunu sanıyor. Seneler, Ceyhan Nehri gibi hızla akıp gidiyor. Ama kimse “Bir bilene soralım” demiyor.

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Bir Bilen” unvanını almıştı. O da öldü. Galiba yeni bir bilen gerek. Bizim başkanlar bunu bile göremiyorlar.

İyi günler dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Doğan Arşivi