
Bekir Doğan
Kötü Haberlere Beyin Karşı Koyar mı?
Kötü Haberlere Beyin Karşı Koyar mı?
Dün ekonomiyi sarsan bir açıklama gündeme oturdu: CHP’ye kayyum atanacağı yönündeki iddialar üzerine savcılık hemen harekete geçti. İddianın sahibi Rasim Ozan Kütahyalı hakkında soruşturma başlatıldı, gözaltına alındı. Adalet Bakanlığı ise "böyle bir şey yok" diyerek iddiaları yalanladı.
Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, konuyla ilgili son dakika bilgilerini paylaştı; ancak ekonomi adeta altüst oldu. Milyarlarca dolar uçup gitti.
Klavye Kahramanları:
Bir şeyi yazarken topluma ve ülkeye ne zarar verdiğine bakılmıyor.
Bugün bir haber yaz: “A Şirketinde işler bozuk, grev var, çeklerini ödeyemiyor” diye… Borsada şirketin hisseleri tepe taklak olur, şirket ekonomik krize girer. Peki sorumlu kim? Hiç kimse! dedi kodu üreten kahraman !
Sosyal medyada yazılan bir iftira haberin de sorumlusu yok! ülkemiz insanı kötü ve yalan haber prim veriyor !..
Ülkemizde ve dünyada giderek artan felaket ve kriz haberleri medya aracılığıyla bizlere ulaşıyor. Dolayısıyla daha fazla olumsuz haber tüketiyoruz. Psikologlara göre, iyimserliği geliştirmek beynin kötü haberlere karşı savunmasını güçlendirebilir. Ancak olumsuz haberleri izleme ve paylaşma dürtüsüne direnmek zor. Kendimizi kötü haberlerden uzak tutmaya bakalım.
Kötü haber, bizleri maddi ve manevi olarak tüketiyor…
TRT’nin tek kanal olduğu yılları gençler bilmez. Pimpon topuyla araba kapısı açan hırsızdan, bali çekerek kendinden geçen gençlere kadar yüzlerce kötü haberi Türkiye’ye sunan Uğur Dündar’ın toplumun bozulmasında büyük rol oynadığını düşünüyorum. Gençleri uyuşturucuya alıştırdı. böyle de oluyormuş dendi..
Bir dönem televizyonlarda kapkaç haberleri öylesine fazlaydı ki insanların psikolojisi bozuldu.
Bugün bazı televizyon kanallarında sabah ya da akşam kuşağında yayınlanan, toplumun ahlakını bozan programlar insanları çileden çıkarıyor.
Kaynanasını hamile bırakan, kız kardeşine bilmem ne yapan gibi başlıklarla Türk ve İslam ahlakına aykırı yayınlar sürüyor, ancak kimsenin sesi çıkmıyor. Bu kötü haberlere “dur” diyen de yok maalesef…
Televizyon, gazete, internet haber siteleri ve sosyal medya, adeta birer zehir kaynağı haline geldi.
Evet, özellikle kriz anlarında kötü haberleri takip etmek gerekli olabilir. Ancak olumsuz manşetlerin tetiklediği korku, üzüntü ve öfke; insanları “sürekli izleme moduna” saplayarak daha da kötü ve endişeli bir ruh haline sokuyor. Kötü haber, insan sağlığı açısından da zararlı.
45 yıldır gazetecilik yapıyorum. Sorumsuz yayınlardan büyük rahatsızlık duyuyorum. Türkiye’de acilen yeni bir Basın-Yayın Kanunu çıkarılmalı; mevcut kanun ise günün şartlarına göre revize edilmelidir.
Araştırmalar gösteriyor ki; sıradan bir haber bile olsa, kötü haber tüketimi artan kaygı, stres ve depresyonla doğrudan ilişkilidir. Borsa da parası giden insan kalp krizinden ölüyor..
Türkiye'de RTÜK var ama iyi ile kötüyü ayırt edemiyor. Basın Kanunu yeterli değil; kötü haberleri seçici şekilde filtreleyemiyor. Kötünün sesi yüksek çıkıyor iyiler sesiz !
Daha güçlü bir iyimserlik, sağlık açısından da fayda sağlıyor. İyimser bireyler, kötümserlere kıyasla daha iyi fiziksel ve zihinsel sağlığa sahiptirler. Riskleri daha az doğru değerlendirmelerine rağmen, daha az zarar görüyorlar.
Ancak insan beyni kötü haber filtresi baskı altındayken kapanıyor. Bu yüzden doğruyla yanlışı ayırt etmekte zorlanıyoruz. İBB de hırsızlık, yolsuzluk mu ? Mahkumiyet mi ? bir birinden ayıramaz hale geldik..
Kimin doğruyu, kimin yalanı söylediğini seçmek giderek güçleşiyor. İnsanlar kötü haberlerle bağ kurmadan, neyin iyi neyin kötü olduğunu fark edemeyebiliyor. Bu da hem ülkemize hem bireylere zarar veriyor.
Kötü haberlerin olmadığı bir Cuma günü diliyorum.
Hayırlı Cumalar…
NOT : Sevgili okurlarım, her gün vatsap guruba veya şahsa atmaya zamanım olmuyor, yazımı her gün www.kahramanmarasgazetesi.com.tr internet haber sitemizden okuya bilirsiniz, rahatsızlık verdiğim için özür dilerim.. iyi günler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.