
İbrahim İnal
İman yüklü gönüllerin ayağa kalkması…
İman yüklü gönüllerin ayağa kalkması…
Diriliş ruhunun meşalesini yakan şehir Maraş 105 sene önce Fransız ve Ermenilere Maraş’ı dar eden yiğitler diyarı 12 Şubat 1920 de Maraş’ın kurtuluş günü… 28 Temmuz 1914 de başlayıp 14 Kasım 1918 tarihinde sona eren Birinci cihan harbi sonrası Türkiye çok sıkıntılı bir dönem yaşadı. Birinci Cihan harbi Avrupa merkezli küresel bir savaştı.
Bu savaş Türkiye’yi hürriyetsiz ve perişan bıraktığı gibi vatan toprakları da işgal ediliyordu. Bunlardan biri de Maraş 22 Şubat 1919 günü İngilizlerin işgaline uğradı. Nice zulümler yaptılar 29 Ekim 1919 tarihine gelindiğinde Maraş’ Fransızlara teslim ederek Maraş’tan birlikleriyle çekildiler.
29 Ekim 1919 Çarşamba günü Fransız öncü kuvvetleri Yüzbaşı Julie komutasında Maraş’ a geldi hemen bir gün sonra De Fontzine komutasında 1000 Fransız askeri 500 Cezayir asıllı ile Fransız askeri elbisesi giymiş 400 Ermeni sözde asker görünümlü eşkıya ile Maraş’ı işgal etmeye başladılar.
Fransa her zaman Ermenilerle kol kola olmuştur. O zulüm günlerinde de kol kola aynı ruh bütünlüğü ile Maraş işgal ediliyor ve her geçen gün zulümlerini artırıyorlardı. Hain ikili zihniyet Fransız ve Ermeniler Maraşlıya adeta kan kusturdular. Zulüm öyle ki, her geçen gün artarak devam ediyordu. Savunmasız insanlara her gördükleri yerde akıl almaz işkenceler yaparak öldürmeye kadar gidiyordu.
Maraş kalesinden Türk bayrağını indirdiler. Mübarek ezan-ı Muhammedi’nin minarelerden okunmasını yasakladılar. Bu hain emelleriyle yetinmeyen Fransız ve Ermeni hainleri namusa el uzatma cüretini gösterdiler. İşte buna Türk müsaade etmez. Hamamdan çıkan Müslüman Türk kadınlarına saldırırlar.
Namusa el uzatarak peçesine, örtüsüne saldırıp taciz ederek çıkarmak istemeleri üzerine olayı bizzat gören Sütçü İmam kayıtsız kalır mı? Tabii ki kayıtsız kalmaz. Tabancasını çeker ve aşkla ya Allah nidaları ile Ana, bacı, kardeşin yardımına koşar ve mermisini bu ırz / namus düşmanlarına boşaltır. İşte bu ilk kurşun İman yüklü gönüllerin ayağa kalkmasının fitilini ateşlemiş olur. İşte uyanışın ve dirilişin ayak sesleri…
Düşmana ilk vurucu darbe inmiştir. Maraşlıdan ortak ses “ Maraş bize mezar olmadan düşmana Gülzar olmaz.” Nidaları ve ruh birliği ile baltasına, küreğine sopasına sarılan korkusuz yiğitler hiçbir savunulacak silahları olmadan topsuz, tüfeksiz, tabancasız tek var olan göğüslerinde ki, iman, yüreklerinde cesaretin inkişaf buluşu, dillerde tekbir sedalarıyla gökleri inletircesine kurtuluşun müjdesi veriliyordu. Nihayetinde 11 Şubat 1920 gecesi Maraşlıyla baş edemeyeceğini anlayan Fransız ve Ermeni hainleri, soytarıları Maraş’tan defolup kaçmışlardır. 12 Şubat sabahı doğan güneş kutlu mücadelenin zafer aydınlığı ile doğuyordu. Allahü Teâla’nın yardımıyla…
Maraş’ta destan yazan ruh neydi? Namusa uzanan elleri kıran Sütçü İmamı vardı. “ Maraş bize mezar olmadan, düşmana gülzar olmaz” ruhunun idraklerde yer bulması vardı. Ulu Camide toplanan Maraşlılara “Cuma namazı kılmak için hür olmak gerekir” diyerek hür olma yolunu gösteren Atıf hocası vardır.
Kalede dalgalanan Türk bayrağını göremeyince “Âlemi İslam’a Hitap “ beyannamesi hazırlayarak Maraşlıya yön veren Avukat Ali bey vardı. Şehit Evliya Efendi, Arslan bey, Muharrem Bayazıt, Yörük selim, Kılıç Ali, Ali Sezai Efendi, Hayrullah Efendi, Süleyman Zülkadiroğlu, Senem Ayşe, Abdal Ağa gibi nice yiğitleri vardı. İsimlerini yazdığımız, yazamadığımız bütün şühedayı, gazileri rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Rabbim azze ve celle derecelerini âli eylesin.
Maraş necip milletimizin istiklal mücadelesinde kandiller yakan kahraman şehrimizdir.
Muhabbetlerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.