Bekir Doğan
Bebek Katili : Siyasi iktidara değil, Türkiye’ye tuzak Kuruyor..
Bebek Katili : Siyasi iktidara değil, Türkiye’ye tuzak Kuruyor..
Geriye dönüp : şu oldu , bu olmadı demenin bir faydasın olmadığını görüyorum.. Ancak 2024 den 1 Ocak 2025 Çarşamba gününe geçerken 2025 gündemini de kucağımızda bulduğumuzu bilmemiz gerekiyor..
Şunu söylemeden söze giremeyeceğim:
PKK ve DEM veya adı her ne ise o partinin adı , 2025 şu gündemle girmemize sebep oldu.. Terörist başı kendilerinin istediği şartlarda uzlaşıya hazır, derken Türkiye 2013-16 arasındaki Tuzağa çekmeye çalışıyor..
Yakın Tarihimiz : Hambur da davul zurna ile karşıladığımız teröristler , Silah bıraktı mı ? , kapıda bıraktı , içeri de yeniden eline aldı.. daha sonra çukur kazdılar hendek olaylarını çıkardılar Türkiye kan gölüne çevirdiler..
Kenya ‘dan “Türkiye’ye getirilirken, ‘her türlü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin !.. ama edemez çünkü ABD isterse olur !..
Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Hodri meydan, kana değil kardeşliğe susadıklarını göstersinler.
Ama şunun açık söylemek gerek: ABD istemeden Tasfiye olmaz, kendi kendimizi kandırmayalım ABD Başkanı joe Bıden , gözümüzün içine bakarak 5 bin tır silah ve malzemeyi kime verdi ?
Suriye Milli Ordusu, Türk Silahlı Kuvvetleri , Tünellerde kimin verdiği silahları topluyor önce buna iyi bakmak gerek , saf olmayalım !.. Türkiye yeni terör tuzağı kurmaya çalışıyorlar, örgüt bitmek üzere !..
Gündem : Terörün yani terör örgütlerinin doğması olacaktır..
Bahçeli’nin sözlerinde anlaşılmayacak bir şey yoktu, çağrısı netti; bebek katili PKK elebaşının terörün bittiğini ve örgütü tasfiye ettiğini açıklamasını istiyordu.
Tasfiye edilmesine asıl sahibi olan ABD ne der ve 20 Ocak 2025 de görevi devir alacak yeni başkan Donald Trump , 1980 yıllarda başımıza bela edilen PKK veya diğer örgütlere : Para ve silah yok mu ? Diyecek..
Sevgili Okurlarım: Devlet Bahçeli , PKK/DEM’lilerin elini sıkmasının üzerinden iki ay, yaptığı çağrının üzerinden bir buçuk ay geçtikten sonra 28 Aralık günü PKK/DEM’li Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder, İmralı’daki bebek katili Öcalan ile görüştü. Görüşmeden, Bahçeli’nin beklediği gibi “PKK’ya silah bırakma, örgütü tasfiye çağrısı” çıkmadı.
MHP Lideri sayın Bahçeli için şaşırtıcı olmamıştır.
Bırakın terör örgütü PKK’ya yönelik bir çağrı yapmayı, bebek katili Öcalan şu sözlerle TBMM’deki iktidar muhalefet tüm partilere akıl vermeye kalktı; “Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.”
Bu sözlerin ardından dağdaki PKK terör örgüt yöneticileri, TBMM’deki PKK sözcüleri PKK/DEM’liler, yurtiçinden ve dışından medyadaki uzantıları, ikinci cumhuriyetçiler, ABD ve AB malı liberaller hep bir ağızdan, bebek katilinin “süreç” ifadesini kullanmasından yola çıkarak yeniden sonu felaketle bitecek açılımdan söz etmeye başladılar.
2025 bizim için bu gündem olacak gibi duruyor , Kendisinden, “PKK’nın silah bırakması” çağrısı yapması ve örgütü tasfiye etmesi beklenen bebek katili Öcalan, aklı sıra 2013-2015 dönemindeki açılım sürecine geri dönmeyi ve Anayasa ve yasalarda bölücü değişiklikleri içeren “müzakere masasına” dönülmesini planlıyor. İşte bu yüzden “süreç” kelimesini kullanıyor ve TBMM’deki iktidar ve muhalefet partilerini adeta göreve çağırıyor.
Senin ilk günü : bugün 1 Ocak 2025 ilk yazım biraz uzun oldu.. ama sabah şöyle gündeme baktım yazılanlara baktım bu konu herkes yazmış ..
Sözün Kısası : İşte Öcalan şimdi de 10 yıl önceki oyununa geri dönmek, kendisi ve terör örgütüne kazandıracak bir açıklamayla siyasete ve Türkiye’ye yeniden tuzak kurmaya çalışıyor.
Bebek katili Öcalan, artık ABD ile soykırımcı İsrail’in paralı uşağı haline gelmiş, yeri geldiğinde Rusya ve İran tarafından da kullanılan ve üzerinde “ehliyeti ve iradesi” kalmamış terör örgütü PKK’nın dağ kadrosuna karşı kendisini çok önemli bir siyasi aktör olarak konumlandırıyor.
Ancak şunu iyi biliyor; adı ister “müzakere” ister “görüşme” olsun ister “açılım” ister “süreç” olsun her seferinde hem kendisi hem de terör örgütü kazançlı çıkıyor. En başta “zaman” sonrasında, “eleman”, “yabancı ülke desteği”, “siyasi etki alanı” kazanıyorlar.
Unutanlar için : 2013-2015 dönemini hatırlamakta yarar var; açılım sürecinde PKK/KCK çok büyük siyasi etki alanı kazandı. Öyle ki PKK/KCK yönetiminin talimatıyla 8 Ağustos 2015 ve 10 Ekim 2015 arasında 5 il merkezinde ve 11 ile bağlı 21 ilçede özerlik ilan ettiler. 2013, 2014, 2015 yıllarında 10 bin kişi PKK’ya katıldı. Bu dönemde PKK’nın Suriye kolu PKK/PYD, ABD ile ilişkilerini geliştirdi ve Suriye’de alan hakimiyeti elde etti. Türkiye sınırları içinde Diyarbakır, Mardin, Muş hatta Elazığ’da kent merkezlerinde ve mahallelerde açtıkları hendek ve çukurlarla iç savaş ve bölünme senaryosunu devreye soktular.
TBMM de sözde vekil olan biri de yeni çıktı: Biz elektrik plarası vermeyiz, bu elektrik bizim topraklarımızda üretiliyor,” diyecek kadar ireli gitti.
Bu hendek ve çukur eylemlerine yönelik 14 Aralık 2015 ile 2 Mart 2016 arasında yürütülen operasyonlar 800’e yakın şehidimizin canına mal oldu.
Siyaseten maliyeti ise AK Parti’ye çıktı. 7 Haziran 2015 PKK/HDP oylarını yüzde 13’ün üzerine çıkartırken AK Parti yüzde 41 ile ilk kez seçim kaybetti.
O süreçte, yıllardır Doğu ve Güneydoğu illerinde cinayet, katliam, korku ve şiddet yayan PKK terör örgütü, buna bağlı olarak “baskı ve şiddete dayalı psikolojik üstünlük” sağladı.
Türkiye’yi bölünme noktasından kurtaran şey ise müzakere değil terörle mücadele oldu. PKK terör örgütünün bölgedeki etkisi kırıldı. Örgüte katılım düştü, teslim olanlar arttı.
2016’da FETÖ’nün darbe girişimi sonrası devlet içinde vatan hainlerinin temizlenmesi sonrası ağustos ayında Fırat Kalkanı operasyonuyla Türkiye, 100 yıllık emperyalist oyunu bozdu. Bugün Türkiye içinde PKK varlığı ve etkisinden söz etmiyorsak, Irak’ta PKK terör örgütünü etkisizleştirebilmişsek, Suriye’de de tasfiye noktasına doğru gidiyorsa bu Türkiye’nin son 10 yıldaki terörle mücadele kararlığı sayesindedir. Kurduğu örgüt gibi kullanım süresi dolan bebek katili Öcalan ile müzakere ya da görüşme adı ne olursa olsun bunların hepsi sadece siyasi iktidara değil Türkiye’ye tuzaktır.
İyi Günler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.