Gülay Doğan
Kahramanlık Fırsatı Ayağına Gelmişti...
İzmir’de Büyük Operasyon: Tugay Fırsatı Neden Kaçırdı?
Kahramanlık Fırsatı Ayağına Gelmişti...
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturması, Türkiye'nin gündemini sarstı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, 1 Temmuz sabahı düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda gözaltına alınanların sayısı 130'a ulaştı. Gözaltı kararı verilen toplam kişi sayısı ise 157. Aralarında eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da bulunduğu çok sayıda isim, emniyet güçleri tarafından ifadeye götürüldü.
Bu gelişmeler ışığında gözler, mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a çevrildi. Çünkü operasyonun dayanağını oluşturan belgelerin çoğunun altında onun imzası vardı. Ancak Cemil Tugay yaptığı açıklamalarda, “Soruşturmanın bizimle bir ilgisi yok. Şikayetçi olan taraf biz değiliz” diyerek, adeta geri adım attı.
Peki ya öyle olmasaydı?
Cemil Tugay, sürecin başında net bir duruş sergileyip; “Benim dönemimde tespit edilen usulsüzlükleri hukuk çerçevesinde yetkili makamlara bildirdim. Bu bir siyasi değil, vicdani sorumluluktur” diyebilseydi, bugün kahraman olabilirdi. Kamu kaynaklarını koruyan, şeffaflık ilkesini önceleyen, adaletin yanında duran bir lider olarak tarihe geçebilirdi.
Ancak CHP içinde oluşan baskı, parti içi denge kaygıları ve belki de siyasi gelecek hesapları, onu bu netlikten alıkoymuş görünüyor. Oysa her sayfada, her belgede onun imzası varken “Benim haberim yok” demek, seçmen nezdinde güven sorunu yaratır.
Savcılığın açıklamasına göre, soruşturma İzmir Valiliği ve Mülkiye Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan raporlar doğrultusunda başlatıldı. Tugay ise “İç denetim birimlerimiz herhangi bir suç duyurusunda bulunmadı, ne Tunç Soyer hakkında ne de il başkanı hakkında bir inceleme yapmadık” diyerek geri planda kalmayı tercih etti.
Oysa tam tersini yapsaydı, yani “Belediye adına suç duyurusunda bulunduk. Biz bu kentte şaibenin ortadan kalkmasını istiyoruz” deseydi, siyasi değil ahlaki üstünlük kazanacaktı.
İzmir gibi bir şehirde belediyeyi yönetmek, sadece asfalt dökmek, otobüs çalıştırmak değildir. Şehirde güveni, adaleti ve şeffaflığı tesis etmek de başkanın asli görevlerinden biridir. Bu nedenle Cemil Tugay’ın bu süreci iyi yönetemediği açık. Kamuoyunun beklentisi, sessiz kalmak değil, cesur ve şeffaf bir tutum almaktır.
Cemil Tugay, belki de ömründe bir kez eline geçen “kahramanlık fırsatını” heba etti.
Zaman, her şeyin ilacı olabilir ama vicdanlar uzun süre bu suskunluğu unutmayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.