EĞİTİMİN NERESİNDEYİZ?

                EĞİTİMİN NERESİNDEYİZ?

            Çok değerli dostum eğitim yöneticisi Mehmet Doboğlu kardeşim  sosyal medyada bir paylaşım yapmış.

Toplumun içinde bulunduğu bir sıkıntıyı gündeme getirmiş. Saygı, sevgi değerlerini yitirdiğimizi işaret etmiş.  Bencillik, görgüsüzlük, anlayışsızlık, terbiyesizlik gibi konulara değinmiş.

Küstahlığın toplumda yayıldığını belirtmiş. Bir otobüste ihtiyara ve çocuklu kadınlara yer verilmediğini yazmış.

           Tespit doğru.  Doğru olmasına doğru ama gel görelim bunun sorumlusu kim?  Ben bunun bir ucunda, hatta önemli bir yerinde eğitim kurumlarının, dolayısıyla öğretmenlerin olduğuna işaret ettim. Değerli dostum, bu eğitimin ailede alınması gerektiğini işaret etti. Bu konuya duyarlılık gösterip yorum  yapanlarda , ailede terbiye alması gerektiğini vurguladılar. El hak doğru ailenin fonksiyonu var.

            Ben ilk okula giderken öğretmenlerimiz şöyle anlatırlardı.  Sokakta bir ihtiyar gördüğünüzde ona yardım edin. Elinde bir şey taşıyorsa ,taşınmasında yardımcı olun. Karşıdan karşıya geçen bir ihtiyarı ve gözü görmeyen engelliye yardım edin gibi nasihatleri hiç unutmam.

             Ben aileden kültürel, görgü, inanç değerleri aldım. Elbette ailenin çok önemi var.  O günün şartları çok değişik. Biz okula sabahtan öyleye kadar giderdik.  Ondan sonra bütün hayatımız evde anne baba, kardeş, teyze, dayı komşular ile geçerdi.  Ama şimdi öyle değil. Şartlar çok değişti.

            Şimdi çocuğun günlerinin ve zamanının  çoğu okulda geçiyor. Hafta sonlarında kurs veya çeşitli etkinliklere gidiyor.  Farklı insanlarla hem hal oluyor.  Televizyon var. Bilgisayar var. Telefon var. Tablet var. Çocuğun  akrabayı bırak anne ve babası ile konuşacak vakti yok.

            Buna dayanarak   diyorum ki  işin önemli kısmı öğretmenlerimize ve okul ortamına düşüyor.   Elbette, tekrar vurguluyorum ailenin anne ve babanın çok önemli fonksiyonu vardır. Olmalıdır da.  Anna baba neye mal olursa olsun çocuğunun üzerinde etkisini göstermelidir.

            Ben de bir öğretmenim. Öğrenciler anne ve babalarından çok öğretmenlerin etkisinde kaldığını çok iyi bilirim. Bazı denemelerimde bunu canlı yaşadım. İlk okulda ayrı bir davranış modu olan öğrenciler  ilk okul öğretmenlerine ayrı bir sevgi beslerler. 10 yıl ilkokul öğretmenliği yaptım. Koca iş adamı olan öğrencilerimin saygısını halen görüp yaşamaktayım.

            Orta öğretimde de hem idarecilik hem de uzun yıllar öğretmenlik yaptım.  Özel okullarda ve devlet okullarında  çalıştım. Öğrencilerime  kendilerinin de farkına varmadan bir çok terbiye ve davranış kurulları öğrettim.

            Bu haftaki yazıma, “Eğitimin neresindeyiz”  sorusunu sormama vesile olan sevgili kardeşim Mehmet Doboğlun’a teşekkür ederim. Meseleye tek taraftan bakamayız. Okul, çevre ve aile üçlü bir alandır.   Sokakta kırmadan dökmeden bile bilinçli büyüklerimiz  bazı kuralları öğrenciler yansıtabilir.

            Şunu bir eğitimci olarak önemle vurguluyorum. Benim nefesim yetse bütün öğrencileri yukarda saydığınız  değerleri anlatırım. Eğitimci bir sanatkardır. İşini iyi yaparsa o dediklerini gerçekleştirir. Bu konu bir makale ile geçiştirilecek kadar basit değil.

            Öğrenme yolları çağımızda çok. Hele ki internet başlı başına öğrenme aracıdır. Öğretmensiz öğrenme yolları var ama eğitim öğretmensiz olmaz. O bakımdan okullar ,eğitim ve öğretim yapan kurumlardır. Öğretmenlerimiz harekete geçmeli. Mehmet beyin kaygıları doğru. Bahse konu değerleri  her öğretmen sınıfında ele almakla mükelleftir. Her öğretmen değerler eğitimi yapmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cevdet Alperen Arşivi