Servet Düşmanlığı ve Üretim Toplumunun Önemi

Servet Düşmanlığı ve Üretim Toplumunun Önemi

Servet düşmanlığı, toplumlarda yaygın bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kimi zaman bireyler, zenginliği sadece bir ayrıcalık veya "diğerlerinden üstün olma durumu" olarak algılıyor. Oysa servet, doğru şekilde kullanıldığında bireylerin, toplumların ve hatta ülkelerin kalkınması için bir motor gücü dürtüsü haline gelebilir. Özellikle üretim odaklı zenginlik, herkes için faydalı bir geleceğin temel taşıdır.

Üretimin Kalbinde Fabrikalar

Fabrikalar, ekonomik kalkınmanın lokomotifidir. Fabrika kurmak demek sadece bir bina inşa etmek değil, aynı zamanda onlarca hatta yüzlerce insana iş ve geçim kaynağı sunmak demektir. Üretim için işçi gerekir, lojistik personeli gerekir, hatta üretilecek malların tasarımı için bile yapay zekaya ihtiyaç duyulur. Tüm bu dinamikler, ülkemiz ekonomisinin temel yapı taşını oluşturur.

Bir fabrika sadece kendi çalışanlarının değil, dolaylı olarak tedarikçilerin, yan sanayilerin ve lojistik firmalarının da gelir kapısını açar. Böylece tek bir yatırım, onlarca farklı sektörü harekete geçirir. Bu çarkın işlemesi için, zenginliğe karşı beslenen olumsuz önyargıların yerini anlayış ve takdir alışkanlığına bırakması gerekir.

Türkiye’nin Üretime Duyduğu İhtiyaç

Bir ülkenin ekonomik bağımsızlığı ve toplumsal refahı için tüketim toplumundan üretim toplumuna geçiş şarttır. Çünkü bir toplum ne kadar çok üretirse, o kadar fazla istihdam yaratabilir ve dünya pazarlarında rekabet edebilir. İç pazarda yeterli olmanın ötesine geçerek dünyaya üretim yapıp satabilen bir ülke, ekonomik anlamda sürekli bir kazanç kapısı aralar.

Türkiye, sahip olduğu coğrafi konum, genç ve dinamik nüfusu ile bu potansiyele sahiptir. Üretim tesisleri, modern teknolojiye entegre edilerek geliştirilmeli ve desteklenmelidir. Bu sayede sadece ülke içinde değil, uluslararası arenada da rekabet gücü kazanılabilir.

Servet Düşmanlığı ve Kıskançlık Engel Olmamalı

Bazı insanlar zenginlere karşı doğrudan veya dolaylı olarak kin besleyebilir. Ancak bu tutum, bir toplumun kalkınma yolundaki en büyük engellerinden biridir. Oysa bir zengin fabrika kurduğunda, bu fabrikada çalışan işçiler kazancını sağlar, üretilen mal lojistik ağlar sayesinde dağıtılır ve ülke ekonomisi bundan fayda görür. Bu zincirleme fayda, herkesin hayrına çalışan bir sistemdir.

Servet, paylaştıkça artan bir kavramdır. Bunu anlamak ve benimsemek, toplum olarak daha büyük hedeflere ulaşmanın önünü açar. Üretim yapan Kahramanmaraş'tan ihracat yapan herkese teşekkür ediyorum..

Toplumsal Refahın Anahtarı : Zenginlik ve Üretim

Bir ülkenin refah seviyesi, o ülkedeki üretim gücü ile doğrudan ilişkilidir. Daha fazla üretim, daha fazla istihdam ve daha fazla gelir demektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup burada üreten ve dünyaya satış yapan her bireye, etnik kökeni, dini veya dili ne olursa olsun, sonsuz teşekkür etmeliyiz.

Tüketim toplumları bir süre sonra dışa bağımlı hale gelir ve bu durum ekonomik çöküşün önemli bir nedenidir. Bizler ise daha çok üretip, daha çok ihraç ederek ülkemizin kalkınması için el birliğiyle çalışmalıyız.

Üreten, çalışan , fabrika kuran, ihracat yapan, herkese dua edelim , Allah işlerini rast getirsin, yurt dışı fuarlarda mallarını tanıtarak daha çok ihracat yapsınlar, fabrika sahiplerine sözüm : Basın ile iç içe olun, basın danışmanlığı alın ülkemiz için işinizi daha çok büyütün, daha fazla insan çalıştırın !..

Sözün Sonu : Sonuç

Kahramanmaraş'ın Kahraman Sanayicisine şöyle bakalım : Servet düşmanlığından uzak, üretim odaklı bir bakış açısı geliştirerek hem bireysel hem de toplumsal anlamda daha mutlu ve refah dolu bir hayat sürebiliriz. Zenginliğin bir kıskançlık unsuru değil, bir motivasyon kaynağı olması gerektiğini unutmamalıyız. Daha çok üretelim, daha çok zenginleşelim ve toplum olarak daha iyi bir geleceğe yelken açalım.

Hayırlı Cumalar Diliyorum, Kalın Sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Bekir Doğan Arşivi