Bugün Hikaye Yazacağım !

Bugün Hikaye Yazacağım !
Bu şehirde yaşamak zor, yazmak daha da zor ! benim köşe yazımı yazma sürem 5 dakika , ancak bugün 4 saattir yazıyorum, siliyorum yazıyorum siliyorum, aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık hesabı..
Duyduklarımı gördüklerimi Muhtarlık ofisinde bıraktım, ortaya böyle size göre anlamsız, bana göre sahibine mesaj anlamlı yazı oldu.. Kız sen Maraş'ın neresindensin demek geldi içimden..
Sabah Namazını Medine Camii de kıldık, bir dostumuzla sohbet etmeye başladık.. Arada bir zülfüyâra dokunuyorsun !.. bence çok dokunma dedi.. Benim de aklıma hikaye yazmak geldi.. öyle ya biz yazarız yazmak zorundayız hikaye bu ya : 7 tosuna bir ineğe çoban bulunmuyordu bugünlerde yıl 1978 Maraş'ın üzerinde karabulutlar dolaşıyor, öyle ya bir şeyler söylemek gerek, Sağcı olsan suç, solcu olsan suç, orta da durursan dayak yersin böyle bir gündeyiz.. ! "Peki bugün neredeyiz ?" Polder polisimi olacağız - Polder bir polisi mi ? ? biz kimiz ?
Sıkıyönetim acılar dağ gibi , Sonra : Maraş 'ta uzun süren sıkıyönetim: Her şey yasak, gazeteye haberi bile koymak paşanın iznine tabi olduğu günler.. o günlerde şiir bile yazmak izne tabi.. de şair duramaz ki gördüğünü yazar , sonunda dar ağacı da olsa da yazar..!
Bizim aşkımız sevdamız Maraş , Elbistan'lı değerli hocamız : Aşık Yener " Hacı Yener" bir iki paşaya dokununca , Elbistan dan İstanbul sürgün hayatı başlar.. iyide şair, yazarı susturamazsın o gördüğünü yazar !.. Maraş'ta olsa da yazar İstanbul da olsa da yazar ! onu yok sayamazsınız !..
İçinde Maraş özlemi var ! sürekli Maraş için yazmaya başlar !.. Maraş tarihe şan veren şehir ! ne diyelim..
Yar Maraş olunca , aşkı Maraş olunca , Elbistan, Afşin Ekinözü olunca o da aşkını şiirler dile getirir.. Aşık Yener : Başı duman pare pare Yol ver dağlar yol ver bana , Gönül gitmek ister yare ,Yol ver dağlar yol ver bana ! diyerek özlem ve sılaya İstanbul dan seslenir..
Musa Eroğlu bunu sazı sözü ile söyleyince çok kişi Musa Eroğlu Türküsü sanır oysa bu Maraşlı Aşık Yener'in esesi.. Gerçi bir çok Maraşlı Aşık Yeneri de tanımaz ya !.. neyse konumuz bu değil.. burada ince mesaj vermek istedim anlata bildim mi ? bilemiyorum..!
İstanbul öğretmenevinde Anadolu dan gelen genç bir kız, öğretmen kızımız kendini İstanbul hanım efendisi görmekte.. Aşık Yener : Kız Sen İstanbul neresindensin şiir yazar, Emel Sayın tarafından seslendirilince Aşık yener ortaya çıkar.. aşık yener olur.. Emel Sayın bu şarkıyı çok dinlemişinizdir..: " Duruşun andırır asil soyluyu / Hisar Kuruçeşme Sahil boylu mu / Duruşun andırır asil soyluyu / Hisar Kuruçeşme Sahil boylu mu / Arnavutköylü mü Ortaköylü mü / Kız sen İstanbul'un neresindensin
Neyse mesele burada : Kız sen İstanbul neresindensin yerine bende ," Kız sen Maraş'ın neresindensin diyorum !
Ömrümün uzun yolu / geçip git'sem yare doğru / Gözlerim yaş dolu dolu / Yol ver dağlar yol ver bana
Çok aradım nazlı yari / aşık olmak benim kârım /Çok aradım nazlı yari / dudu dillim sitemkârım ," diyor ya aşık yener , bizde öyle demek istiyoruz ama kime ? , gördüklerim duyduklarım orda sır kaldı, ince ince bunu yaza bildim sonunda
iyi günler

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Doğan Arşivi