Çıplaklık Sanat mı, Sapma mı?

Günümüzde özellikle medya, sosyal platformlar ve moda aracılığıyla toplumun gözünün önünde normalleştirilmeye çalışılan bir gerçek var: çıplaklık. Öyle ki, bazen "özgürlük" adı altında, bazen de "sanat" kılıfıyla insan fıtratını ve toplumsal değerleri altüst eden görüntülere maruz kalıyoruz. Ne yazık ki artık sokaklarımızda, ekranlarımızda kadınlarımızın ve kızlarımızın mahremiyet sınırlarını hiçe sayan giyim tarzları sıradanlaşmış durumda.

Peki bu gidiş nereye? Bu bir sanat mı, yoksa bir yozlaşma mı? İslam bu konuda ne diyor?

İslam’da Örtünmenin Anlamı ve Hikmeti
İslam dini, kadının örtünmesini bir baskı değil, bir izzet ve koruma vesilesi olarak görür. Kadının değeri bedeniyle değil, ahlakı, aklı ve takvasıyladır. Kur’an-ı Kerim’de Nur Suresi 31. ayette şöyle buyrulur:

“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zînetlerini (açığa) vurmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler...” (Nur, 24/31)

Bir başka ayette de şöyle buyrulur:

“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dışarı çıkarken cilbablarını (dış örtülerini) üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınıp incitilmemeleri için en uygunudur.” (Ahzab, 33/59)

Bu ayetler açıkça gösteriyor ki, örtünme kadının değerini düşüren değil, onu yücelten ve toplumda saygın bir konuma getiren bir emir ve hikmettir.

Hadislerde Örtünme
Peygamber Efendimiz (sav) de bu konuda pek çok uyarıda bulunmuştur. Bir hadisinde şöyle buyurur:

“Cehennemliklerden iki sınıf insan vardır ki, ben onları henüz görmedim. Biri... giyinik ama çıplak kadınlardır. Başkalarını kendilerine meylettirir, kendileri de başkalarına meylederler. Başları deve hörgücü gibi kabarıktır. Bunlar cennete giremezler ve kokusunu dahi alamazlar...” (Müslim, Cennet, 53)

Bu hadis, kadınların vücut hatlarını belli eden, şeffaf ya da dar kıyafetlerle dolaşmalarını açıkça "giyinik ama çıplak" olarak nitelendiriyor. Yani sadece tenin görünmesi değil, bedenin teşhir edilmesi de İslam’da uygun görülmüyor.

Özgürlük mü, Modern Kölelik mi?

Peygamberimizden önce cahiliye döneminde : Kadınlar çıplak olurdu ! bugün cahiliye dönemine yeniden döndük gibi..
Bugün "benim bedenim, benim kararım" sloganlarıyla genç kızlarımız, kadınlarımız özgürleştiklerini sanıyor olabilirler. Ancak bu gerçekten özgürlük mü, yoksa tüketim kültürünün dayattığı bir modern kölelik mi?

Moda endüstrisi, medya ve sosyal baskılar kadınları hep daha açık, daha teşhirci olmaya zorlarken, kadının ruhu, huzuru, mahremiyeti ve itibarı zedeleniyor. Kadın artık değerli bir şahsiyet değil, bir “görüntü nesnesi” haline getiriliyor.

Sanat Kılıfıyla Meşrulaştırma
Çıplaklık bazen sanat olarak sunuluyor. Ancak burada da sormamız gereken şudur: Sanat insanı yüceltmek için mi vardır, yoksa insanı hayvani dürtülere indirgemek için mi?

Gerçek sanat, insan ruhuna hitap eden, onu düşünmeye ve güzellikleri idrake sevk eden bir değerdir. Bedeni teşhir ederek, mahremiyeti yok sayarak sanat üretilemez. Bu olsa olsa vicdanı köreltmenin ve ahlaki sınırları silikleştirmenin aracıdır.

Sonuç: Ahlaki Uyanışa İhtiyacımız Var
Toplum olarak bir yol ayrımındayız. Ya inancımızın ve kültürümüzün bize çizdiği iffet ve edep yolunu seçeceğiz, ya da çağın sahte özgürlük ve sanat anlayışıyla değerlerimizi birer birer kaybedeceğiz.

Anneler, babalar, öğretmenler, kanaat önderleri... Hepimize büyük görev düşüyor. Çocuklarımıza örtünmenin bir yük değil, bir onur olduğunu anlatmalıyız. Beden değil, ruh güzelliğinin asıl değer olduğunu hatırlatmalıyız.

Unutmayalım: Kadınlarımız toplumun geleceğidir. Onları sadece giydirmekle değil, korumakla, eğitmekle ve değerli olduklarını hissettirmekle görevliyiz.

Hayırlı günler diliyorum