Yüksek Topuklar
Bizler Kahramanmaraş Basın Olarak: cehaletimizi gidermemek gerektiğini gördüm : Ömer Seyfettin meşhur romanı ‘Yüksek Topuklar ‘ okumaya karar verdim..
Genç nesil okumamıştır , bizde bir göz atarak hatırlatmakta fayda var ! : Yüksek Topuklar Ömer Seyfettin – ünlü eseri , “ Hatice Hanım dul zengin bir hanımdır. Evinde hizmetçileri vardır. Sürekli evde yüksek topuklu ayakkabı ile gezer ve tıkırtısı konağın her yerinden duyulur..
Konak çalışanları ona göre düzen alırlar, kısa ve özet olarak böyle ama tabi orada dönen dolapları anlatan bir roman.. gerçek hayat hikayesinden alınan bir roman..
Bir salon, ince uzun , uykuya dalmışım , Hakkını helal eder mi ? Bilmem ama bir iki kelime yazmadan edemeyeceğim.. ah bu mahalli basının cahilliği ! Cahildim dünyanın rengine kandım , sözlerime nereden başlayacağımı bilemiyorum..
Hünkarımızın başyaveri : YSK İstatistik bilgilerini okuyor , suçlu ayağa kal diyorum ama beni duyan yok.. uykuya derin dalmışım..
Kulağıma uzaktan bir ses geliyor , Geriye dönüp bakıyorum: Neşet Ertaş ustanın şu sözleri : Cahildim dünyanın rengine kandım / Hayale aldandım boşuna yandım / Seni ilelebet benimsin sandım / Ölürüm sevdiğim zehirim sensin / Evvelim sen oldun ahirim sensin !
Evvel, öncesi ,Ahir ise son demektir ! Hünkarımız Başyaveri açık söylemese de : Dulkadiroğlu yakan Şehzade Ömer, Elbistan yakan Şehzade Mevlüt, Göksun yakan Şehzade Nevzat olduğunu söylüyor.. gibi.. hava dan sudan konuşuyor..
Mimar Başı Osman ise Sürgüne gönderilmiş.. Haznedar Hanefi ise görevden arz edilmiş.. yakıp yıkan topçu başı Göngörmez ise , sarayın dışına atılmış.. kardeş kavgasından dolayı ülkeyi 9 parçaya bölmeyi başarmış..
Derinden bir nefes aldım , az horladım , sonra gözlerim uyurken bir yüksek topuklu ayakkabı sesi:
Tıkır, Takur, tukur her yere bastığında yerler iniliyordu.. Basın mensupları geriye dönüp baktığında ; “ Ahirdağı yani torosların son dağını haşa “ Benim” der gibi..kibir abidesi olarak yürüyen Lala sultanı gördüm..
Hünkarımızın Başyaveri : Sultanın yerine oturması için sesini kesti ve bir süre bekledikten sonra basın toplantısına devam etti.
Seçim sonuçları : suçlu kulların olduğu ortaya çıktı.. Sandıklara gidip oy vermemişler ! Vey nasıl yaparsınız bunu ?
Öyle ya : Şehzadelerin suçu yok, yalaka ve taklacıların suçu yok, dayatma aday o vereceksiniz diyen şehzadeler hesap sorma yerine faturayı halka kesiyorlar..
Bugün Dünyada : Mahalli basın diye bir olay kalmadı.. Benim bu yazımı Dünyanın her köşesinde internetin çektiği yerde herkes okuyor, söyleyin bana ben mahalli basın mıyım ?
Bunu algılamayan Lala Sultan : “ Ben Mahalli basın beyanat vermiyorum,” diyor.. verme yahu bizde alalım diye ölmemişim tik .
Ama ölmemişim sağ imişim : bu basın toplantısı rüya imiş ezan okunuyor kalk koş camiye Bekir !