Yorgunum… Öyle Yorgunum ki!

Yorgunum…Öyle bir yorgunluk ki bu; bedenimin değil, ruhumun derinliklerinde yankılanıyor.

Yorgunum… Öyle Yorgunum ki!

Yorgunum…
Öyle bir yorgunluk ki bu; bedenimin değil, ruhumun derinliklerinde yankılanıyor.

6 Şubat 2023’ün üzerinden ne kadar zaman geçti sayamadım artık. Fakat o gün, kalbimin bir köşesinde hâlâ taptaze bir yara gibi duruyor. O gün giden canlar, sönmüş yuvalar, dağılan şehir… Her biri hâlâ içimde bir çığlık, bir hüzün tınısı gibi.

Zaman geçtikçe acı azalır derlerdi, yalanmış!
Her gün bir dostun adını “deprem şehidi” olarak duyuyorum. Her isim, yüreğimden bir parça koparıp götürüyor. Kalan her parça biraz daha eksiliyor.

Yüreğimde bir sevgi yumağı var; ama o yumağın içinde buz gibi bir sızı dolaşıyor. Gözlerim dolu bugün… Ağlamak istiyorum. Çünkü içimde birikenler kelimelere sığmıyor. Hayat, öylesine ters gidiyor ki bazen, insan “yeter artık” deyip ardına bakmadan gitmek istiyor.

aksilik mi ? dersiniz aracımızın iki lastiği patladı, lastik yaparım diyen arabamızı bozdu , buda yetmiyor gibi bugünde telefon bozuldu haydi hayırlısı , yorgunluğuma bir de çile eklendi..

Depremde gidenler…
Sonra birer birer elimizden kayan dostlar…
Bir zamanlar gürültüsüyle, sohbetiyle, kahkahasıyla dolu bu şehir şimdi bana sessiz. Koca Maraş’ın ortasında bazen bir avuç yalnızlık gibi hissediyorum kendimi. Bir de bunun üzerine Kardeşim hastaneye yatmış üzerine tuz biber buyurun dostlar..

Duydum…
Bir kardeşim hasta yatıyormuş Gaziantep’te. Bana bir fotoğraf göndermiş; hastane yatağında. O an içim paramparça oldu.
Çünkü kardeşime o beyaz hastane çarşafları hiç yakışmıyor. İğne olurken yüzünü buruşturduğunu, canı yanarken bile “iyiyim” deyişini gözümün önüne getirdim.
O acıyı, yüreğimin en derin yerinde hissettim.

Hasta yatağında : İstanbul , sürekli aklında kendi acısını bile unutuyor, çıkmak istiyor, İstanbul uçmak istiyor !

Bizim acımız ortak…
Dualarımız bir, nefeslerimiz bir.
Her gün şifa ayetlerini okuyorum, Rabbim’den şifa diliyorum.
Yalnız Hacı ablamız, Hacı ağabeyime değil, hastane köşelerinde dertle, hasretle yatan tüm insanlara…
Rabbim herkesin derdine deva versin, kalbine sabır, yüreğine umut indirsin.

Bir parçası İstanbul’da, gönlü Maraş’ta, şimdi Gaziantep’te yatıyor.
Gaziantep güzellememe yazmıştım.. önce kızmıştı; “çok övüyorsun” demişti gülerek.
Haydi sen iyileş ben yazarım yine.. Hayatın cilvesi işte!
Şimdi o güzel şehir, onu bağrına almış. Şifa vermeye çalışıyor..

Ama ben yorgunum…
Gaziantep’e kadar gidip gelecek mecalim yok artık.
Oysa insan, kardeşinin yanında olmalı, elini tutmalı, gözlerinin içine bakmalı, sessizce “buradayım” diyebilmeli.

Rahmetli Ali Rıza Adanır gelir aklıma böyle zamanlarda…
Doktorlar defalarca ameliyat etti, canı yandı, vücudu delik deşik oldu ama o bir kez bile “of” demedi.
“Allah bu derdi bana verdi, şikayetim yok” dedi sadece.
Ben inanıyorum ki o, bugün cennette, anne ve babasına şefaat edecek bir gönül sultanıdır.

Ahmet Adanır öğretmenimiz…
Bir ömür sabırla, çileyle yaşadı.
Son nefesinden önce hacca gitti, tövbesini etti, Rabbine kavuştu.
Hamiyet Adanır hocam…
O da çok çile çekti, bu dünyadan yorgun ayrıldı. Yeni duydum, yüreğim bir kez daha sızladı.
Mekânları cennet olsun.

Gaziantep, İstanbul, Maraş…
Ne fark eder ki aslında?
Bir yanda hasret, diğer yanda dua; hepsi aynı gökyüzünün altında değil mi?
Rabbim herkesin kalbine huzur, bedenine sağlık versin.

Bugün bir kez daha anladım ki;
Oturup gönülden sohbet edebileceğin üç-beş dostun varsa, dünyanın en, fakiri veya zengin insanısın.
Kıymetini bilin dostlar… dost bulunmuyor, Kardeş bulmak zor !
Bugün varız, yarın yokuz.
Yarın çok geç olmadan birbirimizin sesini duyalım, halini soralım. Kardeşim seni seviyorum diyelim..

Hadi gelin…
Şu an hep birlikte yüreğimizi açalım, şifa ayetlerini okuyalım, hastalarımıza dua edelim.
Çünkü dua; hem derman, hem de diriliştir.

Hacı Ablamız, Hacı ağabeyimiz iyileşir inşallah hep beraber umreye gideriz, Hacı Kardeşimin elinden tutarım tavaf yaparken : “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk, Lebbeyke lâ şerîke leke Lebbeyk,
İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek.”

Buyur Allahım buyur emrine uyarak beyitine geldik

“Emrine amadeyim Allah’ım, emrine amadeyim!
Senin ortağın yoktur, yine emrine amadeyim!
Şüphesiz hamd, nimet ve mülk sana aittir;
Senin hiçbir ortağın yoktur.” der dua ederiz , mübarek topraklara yüz süreriz inşallah haydi sen iyileş inşallah !

Hayırlı Pazarlar dostlar…
Yorgun ama dualı bir kalbin duasıyla…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri