TÜRK DÜNYASININ YİĞİT KADINI GANİRE PAŞAYEVA
İmdat bey güzel bir yazı hazırlamış sizlerle paylaşıyorum: Türkiye aşığı Ganire Paşayeva henüz ömrünün baharındaydı...Bir gün fani dünyaya veda edişini yazacağım hiç aklıma gelmezdi. Tanımaktan onur duyduğum yiğit Türk kadını Paşayeva; 48 yıllık ömrüne zamanın bilinen bütün coğrafyalarında hem bulundukları coğrafyaya hem de bulundukları zamana meydan okuyan yüce Türk Milleti’nin tüm tarihini kalbine sığdırmıştı. Türk dünyası ile uyanıp Türk dünyası ile gözlerini yumardı. Çünkü büyük hayalleri vardı bacımızın… Türk coğrafyasında yaşanan zulme direniş göstermeli, ses vermeli, bel vermeli, el vermeli, yürek vermeli düşüncesi vardı hep fikrinde ve zikrinde… Altaylar’ dan, Kafkasya’ya Anadolu’dan, Ortadoğu ve Balkanlara kadar uzanan kısacası bugün dünyada anadili Türkçe olan 250 milyona yakın soydaşımız tarafından bilinen, saygı duyulan ve gönüllere taht kurmuş koca yürekli korkusuz asil insan Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva yaşamını yitirdi. Türk dünyasını yasa boğan Paşayeva; Türk töresi ve anlayışı ile geçmişten günümüze hayatın her aşamasında görev alıp sorumluluk üstlenen yeri geldiğinde cesaretli yürekleri ile vatan savunmamızda yer alan; Tomris Hatun, Boğarık Hatun, Terken Hatun, Raziye Begüm Sultan, Ayşe Sultan, Halide Edib Adıvar, Nene Hatun, Kara Fatma, Şerife Bacı gibi daha nice kahraman kadınlarımız gibi her daim anılacaktır. Ganire Paşayeva, sadece Azerbaycan Milletvekili değildi 250 milyon Türk’ün vekili ve bacısıydı. Söz konusu Türk toprağı ve Türk Milleti olunca söylediği her söz gönül dünyasının en derininden dökülen samimi sözlerdi. Nereye giderse gitsin her ortamda Türk Milleti’nin yürek sesi oldu. Karabağ meselesi gündemde iken, Hocalı Katliamı ortadayken, Kerkük’ten acı haberler gelirken, Türkiye terör ile mücadelede Şehit verirken, Kırım üzülürken, Balkanlardan dumanlar yükselirken, Uygur Türkleri kan ağlarken, Ana vatanlarından koparılan Ahıska Türkleri sürgün yıllarını ve daha nice hadiselerin üzerine üzerine korkusuzca giderek tüm dünyaya ve hainlere karşı meydan okuduğunda sesi bazen adeta gök kubbeyi sallıyordu. İşte o yürek yakan bir o kadarda cesaret veren dizelerden biride Ahıska içindi.
“Ahıska!
Sensin içimde yanan kor ateş;
Sensin, ezeli ve ebedi yurdum!
Kavuşma ümidiyle yaşadım bunca yıldır;
Ümitler ki benim yenilmez ordum!
Ahıska!
Sen talan olmuş Türk yurdunun;
Gözü yaşlı maralısın.
Evladından ayrı düşmüş;
Anne gibi yaralısın…’’
“Ahıska!
Yitirme ümidini bir gün de olsa,
Gelecek senin de altın çağların!
Bekle evlatlarını derviş sabrıyla;
Yeşertsin ümidi ulu dağların;
Birleşince tek bayrak altında erler;
Aydınlanacak yurtların, ocakların yanacak!
Bu yol sürgün yoludur, giden dönmez, sağ kalan bir ömür hasret çeker. Ama son nefeslerinde bile bir gün vatanına, yurduna, toprağına döneceğine inanır Ahıska Türkleri. Onlar bu ümitle yaşar, bu ümitle ölürler…Ganire Paşayeva her daim bu ifadeleri tekrarlardı: “Türkiye bu coğrafyada ne kadar güçlenirse, biz de o kadar güçlü olacağız. Allah göstermesin zayıflarsa biz de zayıflarız. Türkiye için canını verecek, canını vermeye hazır, ben dâhil, on milyonlarca Türk milletinin evladı var!.. Karabağ bizim Çanakkale’mizdir, Karabağ Türk dünyasının yeni Çanakkale’sidir, Türk dünyasının güçlenmesi Karabağ’dan geçiyor, Karabağ’ın özgürleştirilmesi Türkiye’nin de gücünü artıracak, Azerbaycan’ın da gücünü artıracak. Bölgede Azerbaycan’ın daha güçlü olması, Türkiye’nin güney Kafkasya’da, Hazar kıyılarında daha güçlü olmasını sağlayacak. Daha güçlü olmasından öte Asya’daki Türk devletleri ile daha yakın olması demektir. Bütün Türk dünyasının Azerbaycan’ın yanında daha sıkı durması gerekmektedir.”
Ve bu sözlerden bir süre sonra "vatan savaşına" dönüşen operasyonda, Şanlı Azerbaycan Ordusu 44 günde vatan topraklarını kurtararak halkın 30 yıllık hasretine son verdi. Ömrünün sonunda Karabağ’ın azad edilişine şahitlik eden VATAN-MİLLET-BAYRAK aşığı Türk dünyasının sesi Ganire Paşayeva’ya Allah rahmet etsin. Allah yakınlarına sabır versin. Bütün Türk dünyasının başı sağ olsun.