Yeni Nesil Hıristiyanlaşıyor mu?

Bir zamanlar “Bayram”, “Ramazan”, “Recep”, “Ali”, “Yusuf”, “Ökkeş”, “Cuma” gibi mübarek isimler, bu milletin her hanesinde, her sokağında yankılanırdı.

Yeni Nesil Hıristiyanlaşıyor mu?

Toplum olarak son yıllarda farkında olmadan büyük bir kültürel ve inanç kayması yaşıyoruz. Kendi değerlerimizi, isimlerimizi, geleneklerimizi yavaş yavaş kaybediyor, yerlerine yabancı kültürlerin izlerini yerleştiriyoruz. Bugün sormamız gereken en temel soru şu: Yeni nesil farkında olmadan Hıristiyanlaşıyor mu?

Bir zamanlar “Bayram”, “Ramazan”, “Recep”, “Ali”, “Yusuf”, “Ökkeş”, “Cuma” gibi mübarek isimler, bu milletin her hanesinde, her sokağında yankılanırdı. Bu isimler sadece bir kimlik değil; inancın, maneviyatın, kültürün ve tarihin simgesiydi. Fakat ne yazık ki son yıllarda bu isimler, bazı sözde komedi filmleriyle alay konusu haline getirildi. “Deli” ön ekleriyle başlayan, “hoca fıkralarıyla” süslenen, dinî kavramlarla dalga geçen senaryolarla hem değerlerimiz çürütüldü hem de bu isimler itibarsızlaştırıldı.

Oysa bir isim, bir kültürün aynasıdır. Bugün çocuklarına yabancı dizi veya film karakterlerinin isimlerini veren anne babalar, belki farkında değiller ama bir neslin inanç köklerini koparıyorlar. Çünkü isim bir yönelimdir, bir aidiyet beyanıdır.

Peki hiç düşündük mü?
Bir Müslüman, çocuğuna Hıristiyan bir ismini verirken gurur duyabiliyor, “modern” bir tercih yaptığını sanabiliyor. Ama Hıristiyan dünyasında, Müslüman bir ismi kendi evladına veren bir aileye rastlamak mümkün mü? Batı toplumlarında “Muhammed”, “Ali”, “Fatma” isimleri ne kadar yaygın? Yok denecek kadar az! Çünkü onlar kendi inançlarını, kültürlerini koruyorlar.

Biz ise kendi öz değerlerimizi, isimlerimizi, sembollerimizi “geri kalmışlık” gibi gösteren sahte bir modernlik anlayışının peşine takılmış gidiyoruz. Oysa her çocuk Müslüman fıtratı üzerine dünyaya gelir. Onu farklı inançlara, farklı yaşam biçimlerine yönlendiren, çevresidir.

Bugün televizyonlarda, sinemalarda İslami kavramlarla, Müslüman kimliğiyle alay eden senaryolar, toplumun ruhunu yavaş yavaş kemiriyor. Kimi güldürerek, kimi “mizah” adı altında dini hafife alarak yapıyor bunu. Oysa dini fıkra olmaz, hoca fıkrası olmaz. Bu tür esprilere gülmek bile imanı zedeler, kişiyi farkında olmadan küfre sürükler.

Yıllardır bilinçli bir şekilde uygulanan bu kültürel yozlaşmanın sonuçlarını artık çıplak gözle görüyoruz. Bugün bir çocuğun ismi “Meryem” olduğunda bile “İsa’nın annesi” olarak değil, “bir dizi karakteri” olarak anlaşılıyor. İsimlerimizin anlamı, kutsiyeti, taşıdığı maneviyat unutuldu.

Eğer bu gidişata “dur” demezsek, eğer çocuklarımıza kendi değerlerimizi, kendi inancımızı, kendi isimlerimizi aktaramazsak, iki kuşak sonra bu topraklarda Müslüman nüfusun oranı tahmin ettiğimizden çok daha az olacak.

Artık uyanma vaktidir.
Dinimize, kültürümüze, isimlerimize sahip çıkma vaktidir.
Çünkü bir milletin inancı giderse, kimliği de gider.
İman, sadece kalpte değil, yaşam biçiminde ve tercihlerde de görünür olmalıdır.

Unutmayalım:
Müslüman ismini yaşatmak, İslam’ı yaşatmaktır.
İsmini koruyan, inancını korur.

Hayırlı günler dilerim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri