Vatandaş Şikâyetleri
Ülkemizde kamu çalışanları Cumartesi ve Pazar günleri tatil yaparlar. Esnaf ve Özel Sektör Çalışanlarının büyük bir bölümü ise Cumartesi Öğleden sonra ve Pazar günleri tam gün tatil yaparlar. Tatil günlerinde hafta boyunca yorulan sinirlerini ve vücutlarını dinlendirmek ve bir sonraki haftaya hazırlamak isterler.
Tatil günlerinde daha fazla uyumak, sessiz bir ortamda dinlenmek, gazete ve kitap okumak, televizyon izlemek veya boş boş oturup dinlenmek isterler. Kısaca söylemek gerekirse hiçbir kimse tatil gününde sokaktan gelen gürültülerle cinnet geçirmek istemez. Ama ne yazık ki denetim ve kontrol görevlerini unutan yetkililer yüzünden birçok vatandaş tatil günlerinde sokaktan gelen gürültüler yüzünden evinde rahatça oturamaz oldular.
Bu gürültüye sebep olanların birincisi maalesef Okul zilleri: Okul yöneticilerimizin birçoğu idare tarafından yapılan anonslar ve teneffüste çalınan zil daha iyi duyulsun diye okul bahçelerine neredeyse konser kabini büyüklüğünde ses hoparlörleri taktırmışlar. Bu hoparlörlerden her 40 dakikada bir bangır bangır çevreye yayılan zil melodisi maalesef haftada bir gün evinde huzur arayan komşuları canından bezdiriyor. Zil melodisi herhalde son ses açık ki, 200 metre uzaktan dahi duyuluyor.
Gürültüye sebep olanların ikincisi, eskiciler ve overlokcular:
Bunlar bir minibüs ile daha önceden hazırlatmış oldukları kasetleri veya CD’leri bangır bangır çalarak sokak sokak geziyorlar. Maalesef hiçbir karışanları da yok. Üstelik çok dikkatli dinlemezseniz ne söylediklerini anlamanız da imkânsız. Bu saygısız insanlar eylemlerini üstelik okullar gibi kırk dakikada bir değil, her dakika yapıyorlar. İnsanın durdurup bir güzel dövesi geliyor ama namuslu insanlar bunu da yapamıyorlar.
Gürültüye sebep olanların üçüncüsü ise düğüncüler:
Covid19 tedbirleri sona erince düğünler yeniden yapılmaya başlandı. Allahtan dileğim evlenen yavrularımız birbirlerini çok sevsinler. Birbirlerini çok saysınlar. Ölene dek beraber yaşasınlar inşallah. Ama özellikle Cumartesi ve Pazar günleri 15, 20 arabanın kornalarını ve yanlarında getirdikleri davul zurnaları çalarak kız evine çekiz almaya gelmesinler. Bu ekonomik krizde hem yapılan masrafa yazık hem de çevreye verilen rahatsızlığa değmez.
Evet, eğitim şart fakat bu çevrede yaşayan insanların huzurunu kaçırarak sürekli olarak gürültü çıkartarak olmamalı. İnsanlar elbette para kazanmalı ama hastası, yaşlısı, ders çalışan öğrencisi, küçük çocuğu, bebeği olanı ve vardiyalı çalışanları rahatsız etmemeli. İnsanlar elbette nişan gibi, düğün gibi, askere uğurlama gibi törelerini unutmamalı. Ama başkalarına rahatsızlık vermemeli. Verilen rahatsızlıklarının ‘Kul hakkı’ olduğunu asla unutmamalı.
Yetkililer unutanlara mani olmak zorundalar. Rahatsız olanlar problemleri kendileri çözmeye kalkışırlarsa istenmeyen sonuçların yaşanması muhtemeldir. Bu sebeple İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından Okul Müdürlüklerine sık sık konuyla ilgili sözlü ve yazılı uyarı yapılmalıdır.
Overlokçular ve düğüncüler ise Belediye Zabıtaları tarafından takip edilmeli, gerek uyarı gerek ceza uygulaması, gerekse hukuki işlem yaparak vatandaşın huzurunu temin etmelidirler.
Esnaflarla İlgili Şikayetler:
Çoğunlukla market, kasap, semt pazarı, ekmek ve pişirim yapan fırın, su ve elektrik tamiri yapan esnaflar ile oto sanayideki(tamirci, elektrikçi, parçacı, kaportacı, kilitçi ve eksozcu) esnafları ile muhatap olunmakta.
Ne yazık ki marketlerin ve oto parçası satan esnafların dışında ki hiçbir esnafın fiyat tarifesi, fişi ve faturası yok. Adamların sattıkları malı kaça aldıkları, kaç lira kar ekleyerek sattıkları bilinmiyor. Tamir işi yapan esnaflar ise sundukları hizmetin bedelini maalesef kendileri belirliyorlar.
Marketlerde ise her an etiket değişiyor. Fakir fukara bir aldığı malı aynı fiyatla bir daha alamıyor. Çay almak istiyorsun, rafta çay var ama etiketi yok. Bir tezgâhtar bulup neden etiket olmadığını sorduğunda; ‘o ürüne zam gelmiş, etiketleri değişecek’ cevabını alıyorsun. ‘Zamlar yeni alacağınız ürünler için, eski malları eski fiyattan satmalısın’ diyemiyorsun. Desende seni kimse dinlemiyor. Kimin eli kimin cebinde bilen yok. Ne yazık ki çarşı-pazarın her tarafında durum aynı.
Sayın Bakanlar ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından halkı dolandıran bu tür esnafa göz açtırılmayacağı, büyük para cezaları kesileceği defalarca söylenmesine rağmen soygun devam ediyor. Maalesef yetkilileri dinleyen kalmadı. Yetkililer asla yapamayacağı bir söz söylememeli. Biliniz ki ‘söylediğini yapamayan yetkililer yakında gidicidir, yakında gidicilerin sözü dinlenmez.’ Allah; ‘Fakirin ekmeğiyle oynayanları helak eder.’