Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye Bakmak
Kutsal Topraklara Umre yapmak üzere 12 gün önce buraya geldik, bu bize şu şansı verdi, Türkiye - Suudi Arabistan karşılaştırmasını yapma imkanı bulduk.
Bir faydamız oldu, Hastalara şifa istedik, Kahramanmaraş İstiklalspor ise üç puan, Gaffar Akarca başkan memun oldu, sezon bitinceye kadar gelme Mekke de dur diyor !..
Mekke ve Medine’nin o kendine has siyah-beyaz sertliği, kalabalığın ritmi, sokakların kokusu ve insanların telaşı arasında dolaşırken sadece kutsal toprakların manevi havasını değil, aynı zamanda Suudi Arabistan’ın ekonomik ve sosyal dönüşümünü de yakından görme fırsatı bulduk.
Sözün Özü: Suudi Arabistan kendisini aşmış ! Buradan Türkiye’ye bakınca bazı gerçekler daha net, daha çıplak ve daha kaçınılmaz şekilde karşımıza çıkıyor.
Çünkü Suudi Arabistan bugün yalnızca petrol gelirleriyle yaşayan bir ülke değil; tam tersine, “petrol sonrası döneme” hazırlanmak için dev bir ekonomi laboratuvarı hâline gelmiş.
1. Suudi Modeli: Parayı Kazanmanın Yeni Yolu
Petrol bir gün bitecek, gelirler düşecek diye yıllardır konuşuluyordu. Ancak Suudi yönetimi bunun sadece teoride kalmasına izin vermemiş. Özellikle Mekke ve Medine’de her şeyin son derece profesyonel bir gelir modeline dönüştüğünü görüyoruz.
Hızlı tren, ulaşım ağları, park girişleri, otopark sistemleri, turistik alanlar, ticari merkezler… Hepsi düzenli, işleyen ve gelir üreten mekanizmalara dönüştürülmüş.
Biz buradan yaklaşık 12 gündür gözlemliyoruz:
Suudi Arabistan devleti turistten, umreciden, hacıdan alınabilecek her kuruşu sistemli bir ekonomiye dönüştürmüş.
Kimse kızmasın; bu bir eleştiri değil, bir analiz… Çünkü devlet gelir üretmeyi öğrenmiş.
2. Turizmde Rekor Ülke: 30 Milyona Yakın Ziyaretçi
Rakamlar ortada.
2024’te 29,7 milyon turist gelmiş.
2025 sonunda 35 milyonu aşması bekleniyor.
Bu sayı Türkiye’nin toplam turist rakamıyla yarışır düzeye gelmiş durumda. Fark ne?
Buraya gelenlerin ortalama kişi başı harcaması çok daha yüksek.
Neden?
Çünkü sistem, “harcama kaçırmayan” bir düzen üzerine kurulu.
3. Ekonomik Disiplin ve Netlik
Burada fiyat politikaları da çok net.
Her şey belirli, kurallar keskin, sürpriz yok, değişkenlik yok.
Türkiye’de ise en büyük sorunlardan biri, ekonomik güven ve fiyat istikrarsızlığı.
Buradan baktığımızda Türk Lirası’nın yaşadığı değer kaybı maalesef daha da görünür hale geliyor.
4. Türkiye’yi Seviyoruz Ama…
İnsanın dışarıdan bakınca kendi ülkesini daha iyi tanıdığı bir gerçek.
Türkiye’nin potansiyeli büyük, insanı üretken, coğrafyası bereketli…
Ama ekonomideki dalgalanmalar, planlama eksiklikleri ve kronik yapısal sorunlar maalesef Türkiye’nin gücünü tam kullanmasına engel oluyor.
5. Suudi Arabistan’ın Yeni Hedefi: Dünya Turizm Merkezi
Burada gördüğümüz tablo açık:
Suudi Arabistan “sadece petrol ülkesi” kimliğini tarihe gömüyor.
Mega projeler, dev oteller, modern ulaşım ağları, turizm yatırımları, kültür merkezleri…
Hepsi, dünyanın gelecekteki en büyük turizm trafiğini çekmek için büyük bir hazırlığın parçası.
İster kabul edelim ister etmeyelim, Türkiye bu yarışın dışında kalmamalı.
**Sonuç Yerine:
Kutsal Topraklar Manevi, Gözlemler İse Ekonomik Bir Ders Veriyor**
Biz 12 gündür burada hem maneviyatı yaşarken hem de ekonomik düzeni yakından takip ediyoruz.
Bir gerçek var ki göz ardı edilemez:
Ekonomi ciddiyet, plan, disiplin ister.
Suudi Arabistan bunun farkında ve buna göre hareket ediyor.
Türkiye’nin de bu hızlı değişen ekonomik dünyada, kendi modelini kararlılıkla güçlendirmesi gerekiyor.
Kutsal topraklardan Türkiye’ye bakınca görünen manzara budur.
Yarın ise Suudi Arabistan Madenlerini yazacağım Allah buraya her şeyi vermiş petrol bitse bile madenleri yeter de artar bile !
İyi günler Diliyorum