Siyasette Zirveye Çıkmak!
Siyasette zirveye çıkmak, uzun ve yorucu bir yolculuktur. Zirveye ulaştığınız gün, belki sizi seven on kişi olur ama karşınıza çıkan düşman yüzü bulur. Üstelik siyasetin en üst noktasına çıkan kişi, çoğu zaman dost ile düşmanı ayırt edemez.
Bilindiği üzere AK Parti 2002 yılında kuruldu. O günden bu yana pek çok siyasi parti mensubu, çeşitli gerekçelerle AK Parti’ye geçti. Siyasetin zirvesini Ağrı Dağı’nın doruklarıyla mı kıyaslarsınız, Everest’in tepesine mi benzetirsiniz bilmem ama o günlerde siyasetin tam zirvesinde bir ağabeyimiz vardı. Ona, benim de tavsiyemle “AK Parti’ye gir” denildiydi.
Ancak Maraş basını, “AK Parti Kahramanmaraş’tan vekil çıkaramaz; çıkarsa bile askerî yapı partiyi kapatır, size de siyasi yasak gelir” diyerek o dostumuzu siyasetten uzak tutmaya çalıştı. Sürecin ilerleyen dönemlerinde AK Parti’ye girmek istese de, o kapıdan daha önce girenler ona bu fırsatı vermedi. Böylece Kahramanmaraş, siyasette önemli bir değerini kaybetmiş oldu.
Fitne Kazanı Hiç Durmuyor
Şehirden uzakta, Antalya’da olmama rağmen fitne kazanının kaynaması devam ediyor; haberi, dedikodusu yine gelip bizi buluyor. Kimin hangi partide siyaset yaptığı, nasıl bir yol izlediği beni ilgilendirmez. Benim bir oyum var; seçim günü sandık başına gider, gönlümden geçen partiye oyumu veririm.
İnsana gerektiğinden fazla değer vermeyeceksin. Zira bazıları, kendisine verdiğin değeri yanlış yorumlayıp bir şey olduğunu sanıyor; sonra dönüp seni cahil yerine koymaya başlıyor.
Siyaset sabunlu bir yoldur; ayağını yere sağlam basmazsan bir anlık kaymayla her şeyini kaybedersin. Bu nedenle siyaset yoluna çıkanların çok sağlam durması gerekir. Aksi hâlde bir hamlede ayağını kaydırırlar, nereye yuvarlandığını bile anlayamazsın.
Büyüklerin sözünü dinlemeyen, kendini herkesten akıllı gören nice kişi tarih sahnesinden silindi. Dün de böyleydi, bugün de böyle. Tarihin çöplüğü siyaset mezarlarıyla doludur.
Hayırlı günler diliyorum.