Ruh’un ayağa kalkması, dirilişin muştusu olacaktır.
Nasıl bir ruh ayağa kalkmalı ki, dirilişin muştusu olsun? Bu öyle bir ruh ki, dünyaya adalet merhamet, huzur iklimiyle çiçekler açtırsın. Tarihe baktığımız da bu ruh ecdadın ruh bütünlüğündedir.
Ruhunu kaybeden millet, yok oluşun girdabından kurtulamaz. Necip milletimizi tarihin sayfalarından silmek için 2 asırdır fitne tohumları ektiler bu tohumlar yeşerdikçe hedeflerine yaklaştılar. Nitekim içimizde ki hainlerin desteğiyle Osmanlı imparatorluğu gibi bir cihan devletini yok ettiler. Ruhunu öldürdüler. Köklü medeniyetimizin derinliğinden uzaklaştırdılar. Türk milleti küllerinden doğmasını iyi bilir. Tarihimiz köklü medeniyetin, adaletin, nizamın, hoş görünün merkezi olmuştur. Bu değerlerin mayası İslami değerlerimizin yaşanması ve ahlaki değerlerimizi yaşamak ve yaşatmakla mümkün olmuştur. İşte bu ruhu ayağa kaldırmak ve yaşatmak zorundayız.
İslam âleminin huzuru, dünya mazlumlarının huzuru ecdadın ruh bütünlüğünü ayağa kaldırmak ve canlı tutmakla sağlanacaktır. Osmanlı ruhunun hedefi büyüktü. Hayalleri büyüktü. Osmanlı aşığı bir büyüğümüzün ifadeleri mucibince “Büyük hayal kuramayan, büyük işler başaramaz” ecdadımız âli Osmanlı İmparatorluğunun hayalleri büyüktü. Bilecik’ te temelleri atılan beyliğin hedefleri vardı. Din-i İslam davasının hadimi olma ülküsü aşkıyla “ Kızılelma” ufukların da yol alma ruhu vardı. İnanmak başarmanın temelini oluşturur. Bir beylik öyle inanmış ve adanmış bir ruh ki, umut var ufuk var ve Cihan İmparatorluğuna yol var. Nice zorluklar aşılmış, nice çileler çekilmiş, ruh daima canlı tutulmuş hedefe yürümekten öte koşulmuştur.
Osmanlıya düşman batılı ülkeler, Amerika, İngiltere ve bütün ülke düşmanlarının korkusu Osmanlı ruhunun ayağa kalkmasıdır. Osmanlı topraklarında bilcümle halk din, dil, ırk fark etmeden huzur içinde yaşadı. İşte o muhteşem huzur ortamını yeniden inşa edecek Osmanlı varisi necip milletimizdir. Türkiye yeniden o ruhu yaşatarak dünyaya nizam verecektir. Türkiye çok çile çekti her çekilen çileler hedefe nizama yol bulur. Suriye bunun aşikâr bir misalidir. Suriye de huzurun tesisi düzenin sağlanmasının kendi halkına zulmeden 61 yıllık Esad rejiminin çöküşünün sağlanması, göçe zorlanan halkın yeniden vatanlarına dönüşü Türkiye’nin başarısıdır. Bu başarıda şaşıranlar elbette olacaktır ve vardır. Bazı telaffuz edilen sözler vardır ki, alay edilir. Pek ciddiye alınmaz. Ciddiye almayanlar karşı olanlardır. Emevi Camiinde namaz kılacağız denildiğin de inandırıcı bulmayanlar oldu. Gülüp geçtiler. Gel gör ki, bu söz gerçek oldu ve namaz eda edildi. Türkiye’nin savunma sanayisinde ki, teknolojik gelişme dünyayı şaşırtan atılımlar Osmanlı ruhunun harekete geçmesinde, uyanışında çok etkilidir. Teknolojide güçlü olanların söz hakkı olduğu bir dönemdeyiz.
Gazze de ateşkesin sağlanmasında Türkiye’nin ağırlığı ve gücü vardır. Bu başarıyı anlamak istemeyenlere sözümüz yok. Bilinmeli ki, Türkiye’nin diplomasi başarıları bu ateşkeste çok etkili olmuştur. Temennimiz Gazze’nin süratle huzurlu günlerine kavuşmasıdır. Dünya İsrail zulmüne istisnalar dışında seyirci kaldı. Bu süreçte dik duruş sergileyen Gazze’nin onurlu mücadelesinin ilk günden beri yanında olan tek ülke Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Türkiye’dir. Uluslararası bir gücüz bölgesel meselelerin çözümü Türkiye ile mümkün oluyor. Mazlumların, masumların, ezilmişlerin gözü kulağı Türkiye de biliniyor ki, Türkiye umuttur. Umutla bekleyişler de gösteriyor ki İslami değerler ışığında adalet ve merhametiyle bütünleşen ruh uyandı. Bu uyanış zalimin karşısında, mazlumun yanında olacaktır.
Muhabbetlerimle…