Nefret dili !
Akşam televizyon kanallarında tartışmaları izledim.. Nefret dili ve hakaret üzerine tartışmalar gece yarısına kadar devam etti.
Her partiden bir vekil veya temsilcisi, belli gazetelerden birer yazar..
Ak Parti ve MHP vekili, Eleştiriye varız, ama hakarette asla diyor..
CHP, İyi Parti ve Diğerlerinin temsilcileri ise : Hakarette tutuklama olmamalı ! diyor..
Benim anladığım: isteyen istediğine hakaret ettin diyorlar..
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , yapılan çok aşağılık hakaretleri savunuyorlar..
Sadece Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a değil, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener veya diğer partilerin genel başkanlarına da hakaret olmamalı..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “ Bu ülkeye yatırım yapman, biz iktidara geldiğimizde beş kuruş ödeme yapmayız şimdiden uyarıyorum,” diyor..
Bunu destekliyorsan: CHP oy verisin, Desteklemiyorsan oy vermezsin !
Ak Parti ve Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise : “ 2023 de Milli Savaş uçağımız hangardan çıkacak, yerli otomobilimiz seri üretime geçecek, Karadeniz de bulduğumuz doğalgaz üretime başlayacak, Derinkuyu Nükleer Santralının iki ünitesini üretime alacağız, Uzaya uydu fırlatacağız, Milli Savunma Sanayi yüzde yüz yerli ve milli olacak ,” diyor..
Bunu destekliyorsan : Ak Partiye oy verirsin, desteklemiyorsan dilediğin partiye oy verirsin, ama hakaret etmeye hakkın yok..
Korona Virüs testi pozitif çıkınca: sosyal medya da göbek atan, bettua edenler bir salgın gibi yayılmasını desteklemek siyasilere yakışmıyor..
İster sevin ister sevmeyin: Muhtarlık makamı, STK kuruluşu başkanlığı, Milletvekilliği, Belediye Başkanlığı, Kaymakamlık, Valilik, Bakanlık , Cumhurbaşkanlığı makamı kutsaldır, o makama saygı duymak zorundayız..
Muhtar’dan Cumhurbaşkanına kadar seçilerek gelen her makama ve başındaki kişiye ve makamına saygılı olmak zorundayız..
Sayın Cumhurbaşkanı ve ilgili makamlara hakaret etmeye kimsenin hakkı yok..
Saygı göstermeyen, hiçbir zaman saygı göremez..
Tabi : sadece Sayın Cumhurbaşkanına değil bu hakaret öncelikle ona oy veren sonra bu ülke halkına yapılan bir harakettir.
Buradan Ak Parti ve Meclis de milletvekili olan tüm partilere sesleniyorum: Türk Ceza Kanunu bize göre bir kanun değil, özellikle sanal dünyaya cevap veremeyen bir kanun Türk Ceza Kanunu yeniden yazılmalıdır..
Suç karşılıksız kaldığı zaman : halk kendi hakkını kendisi aramaya başlar , buda beraberinde devlet düzenini bozar..
Adam suç makinası 36 sabıkası var, Sağlık Çalışına saldırıyor, mahkeme serbest bırakıyor.. böyle adalet olur mu ?
Kadın Polise, Cumhuriyet Savcılığına , eski kocam beni öldürecek diyerek defalarca dilekçe veriyor, hiçbir işlem yapılmayan sanık kadını çocuklarının gözü önünde öldürüyor , bu sefer lütfen tutuklanıyor..
Bunu gören halk diyor ki : hastane basan, sokak ortasında adam dövene tutuklama yok, Cumhurbaşkanına hakaret edene tutuklama var ! böyle adalet olmaz diyor..
Buna bende katılıyorum: Anayasa önünde Köydeki Çoban Mehmet ile Cumhurbaşkanı aynı eşitlikte olmalı, hakkı aynı olmalı..
Bir gurup serseri : adamın dükkanını kırıp döküyorlar, biri Ankara ‘ın göbeğinde iş yerlerinden harç alıyor, bir mafya olmuş, biri şehirde eşkıya olmuş , cezası yok, ondan sonra adalet var dersen yanlış olur..
Bu adalet herkese gerekli olan bir ürün, bu sebeple Cumhurbaşkanına hakaret edende tutuklanmalı, çoban Mehmet de hakaret eden tutuklanmalı , Ceza herkese eşit olarak uygulanmalı..
Özel veya kamu malını kırıp döktü zarar verdi ise : tutuklanmalı, parasını ödedikten sonra cezaevinden çıka bilmeli.. suçun karşılığı mutlaka devlet tarafından kanunlarla verilmelidir..
Yoksa biz : çadır devleti oluruz.. bizden söylemesi..
Hukukçu vekillerimize duyurulur..
İyi günler