Medine-i Münevvere Gözümde Tütüyor!
Sahilde kuma oturmuş bir adama sormuşlar:
“Ne yapıyorsun burada?”
“Dalga sayıyorum,” demiş.
“Dalga sayılır mı?” diye üstelemişler.
Adam kendinden emin: “Sayılır,” demiş.
“Peki bu gelen dalga kaçıncı?”
“Gidenler gitti… Bu birinci!”
İşte, bugün benim de içimde böyle bir başlangıç hissi var.
Sanki ilk kez umreye gidiyormuş gibi bir heyecan…
Maraş’tan Gaziantep’e, oradan Medine’ye uzanan yolculuğun daha iki gün var ama ilk adımında kalbimi tarif edilmez bir duygu kapladı.
Yeşil Kubbe’yi görür gibi oluyorum. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (SAV) mübarek kokusu sanki rüzgâra karışıp yüzüme vuruyor. Hz. Ebu Bekir’in, Hz. Ömer’in Efendimiz’e olan o derin hürmetini hissediyorum adeta…
Medine... Gönüllerin şehir şehir değil; sükûnet, teslimiyet ve muhabbet kokan nur şehri.
Güzelbulut Turizm ile yola çıkıyoruz dostlar… Ve her adımımda içimi bir özlem titretiyor.
Mescid-i Ğamâme (Musallâ)
Rasûl-i Ekrem (SAV), bayram namazlarını Mescid-i Nebevî’de değil, buraya—güneybatıda yaklaşık 500 metre mesafedeki bu açık alanda—kıldırırdı. Yağmur duası için de kullanılan bu mübarek mekân, Peygamberimizin izini taşıyan bir hatıra yeri…
Orada durduğunuzda sanki Efendimiz “Safları sık tutun” diye seslenecek gibi.
Cennetü’l Bakî
Medine’nin güneydoğusunda, Mescid-i Nebevî’nin hemen yanı başında…
Sahabe-i Kiram’ın, Resûlullah’ın akrabalarının, ümmetin nice büyüklerinin yattığı o hüzünlü ama huzurlu mekân.
Peygamber Efendimiz (SAV) tarafından ilk defa mezarlık hâline getirilen Bakî, insanın kalbine hem bir fani oluşun dersini hem de ebediyete açılan bir kapının huzurunu koyuyor.
Mescid-i Ali b. Ebû Tâlib
1662 yılında Medine’yi ziyaret eden Ebû Sâlim el-Ayyâşî’nin naklettiğine göre, Peygamber Efendimiz bayram namazlarını birkaç farklı yerde kıldırmış; bu mescid de o mekânlardan biri olarak meşhur olmuştur.
Her adımında bir sahabe hatırası, her duvarında bir tevazu izi…
Mescid-i Ebû Bekir es-Sıddîk
Mescid-i Musallâ civarında bulunan bu mekân, Hz. Ebû Bekir (r.a.)’in halifeliği dönemindeki bayram namazlarının merkezi.
İnsana önce sadakati, sonra liderliği, en sonunda da gerçek dostluğun ne demek olduğunu hatırlatıyor.
Uhud Dağı
Medine’nin kuzeyinde dimdik duran bir yalnız dağ…
8 kilometrelik heybetiyle, “Ben Uhud'um, Uhud da beni sever” buyuran Efendimizin sözlerini hatırlatır.
Yanına vardığınızda şehitlerin kokusunu duyarsınız; Hamza’nın (ra) yürek titreten mücadelesini, İslam'ın en çetin imtihanını hissedersiniz.
Medine İstasyonu – Hicaz Demiryolu
1908’de Medine’ye ulaşan o kutlu hat…
İstanbul’dan Medine’ye uzanan bir gönül köprüsü olmuştu.
Bugün ise Osmanlı’nın izlerini taşıyan, tarihin içinden süzülen bir hatıra mekânı.
Mescid-i Kubâ
Hurma bahçeleri ve kuyularıyla meşhur verimli bir vahanın üzerine kurulmuş Kubâ…
Mekke’den Medine’ye hicrette Efendimizin ilk konak yeridir.
Burada kılınan iki rekât namazın sevabı, bir umre gibidir.
Kubâ’nın havası, insana hem başlangıcı hem de teslimiyeti öğretir.
Mescid-i Kıbleteyn
Medine’nin kuzeybatısında, Mescid-i Nebevî’ye 5 km mesafede…
Kıblenin Kudüs’ten Kâbe’ye çevrildiği o büyük anın şahididir.
Kıble değişmiş, yön değişmiş, ama kalpler hep aynı istikamette kalmıştır: Allah’a…
Zülhuleyfe – Mikat Mescidi
Medine’den Mekke’ye ihram yolculuğunun başladığı yer…
Peygamber Efendimizin belirlediği bu mikat noktası, bir dönüm noktasıdır.
Dünyalık elbiselerinizi çıkarıp teslimiyet elbisesine büründüğünüz andır.
Cuma Mescidi
Hicret yolunda Kubâ’da 14 gün kalan Efendimiz (SAV), Mekke’den gelecek olan Hz. Ali’yi ve diğer muhacirleri bekledikten sonra buradan ayrılmış; ilk cuma namazını ise bu mübarek mescidde kıldırmıştır.
Bugün orada bir rekât kılmak bile insanın içini titretmeye yeter.
Son Söz: Medine Bir Şehir Değil, Bir Sükûnet Hâlidir
Yolculuk başlamadan önce bile kalbi bu kadar titreten kaç şehir vardır?
Medine, insanın içine huzur üfüren o mübarek nefesin adıdır.
Yeşil Kubbe uzaktan göründüğünde gözden yaş, kalpten dua süzülür.
Medine-i Münevvere gözümde tütüyor dostlar…
Her adımı bereket, her nefesi rahmet olan bu yolculuğun heyecanı yüreğimde büyüyor.
Ziyaretleri bir koşuda yapıp : Medine-i Münevvere koklamak istiyorum vs.
Ve biliyorum:
Bu giden ilk dalga…
Geriye kalan her nefes onun hasreti.
Hayırlı Umreler Diliyorum