KUR’AN DİRİLER İÇİNDİR
CEVDET ALPEREN
Kur'an Diriler İçindir . Ölen yakınlarına taziyeye gidenlerin orada bulunanlara yönelik olarak Kur’an okuması bir çeşit tebliğ olsa gerek. Dolayısı ile hidayet rehberimiz Kur’an’ın orada bulunanlara faydalı olacağı aşikar. Ancak taziye de bulunan kişilerin diline tercüme edilmesi gerekir. Yoksa taziyeye gelen kişiler anlamadıkları bir okumayı dinler giderler. Ölünün ruhuna niyeti ile okunan Kur’an’ın özellikle Yasin okumalarının doğrudan dirileri muhatap aldığı gerçektir. “Kur’an ,diri olanları uyarasın, bir de onun gerçek söz olduğu, ayetleri görmezlikte direnenler açısından da kesinleşsin diye indirilmiştir.” (Yasin /70).Ayrıca Yasin okuyanlar “..Allah elçiler gönderir, elçilere uyun, gökleri ,geceyi ve gündüzü ,denizlerdeki gemileri ,hurmalıkları ,hayvanları Allah yarattı. Sizin hizmetinize sundu ...” Dolayısı ile bu ayetlerin dirilere hitap ettiği ortadadır. Kur’an’ın diriler için olduğuna dair çeşitli ayetler var.
Mezarlıkta dahi Kur’an okunuyorsa yine dirilerin faydalanması için olmalı. Oraya gelenlerin feyz alması için okunduğu ima edilmeli. Onun için de yine cenazeye gelenlerin dili ile meal söylenmeli.
İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy bu durumu :
“ İnmemiştir hele Kur’an , bunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için “ diye ifade etmektedir. Buna rağmen mezarlıkta ve taziye evlerinde okunan Kur’an’ın ölünün ruhuna hediye edilmesi, hatim indirilmesi bidat olarak değerlendirilmektedir. Ölenlerin yakınlarının duyguları kabartılıyor. Hatta bu işler için para dahi veriliyor.
Ortada Allah’tan gelen ayetler var. Meseleye bu zaviyeden bakmak zorundayız. Kendi duygularımızı bu işe katamayız. O zaman Kur’an’ın haşa bir hükmü kalmaz.
"Gerçek, senin Rabbinden gelendir. Sakın tartışmaya girenlerden olma! (Bakara,2/147)
"Gerçekleri içeren bu kitabı sana biz indirdik ki insanlar arasında Allah'ın gösterdiği yöntemle hükmedesin. Sakın hainlerin savunucusu olma." (Nisa,4/105
İnsan, hayattayken -kendi- yapıp ettiklerinden sorumludur. Bir başkasının amelinin diğerine faydası yoktur.
Ölen kişinin ardından Kuran'dan başka sureler okuduğunuzda, ölüye : "sakın şirk koşma, sadece Allah'a kulluk ve dua et, bebeği emzirmek iki yıldır, yoksulu yetimi itip kakma, malının ihtiyaç fazlasını infak et, mal yığıp biriktirme, anne babaya güzellikle davran, evlenirken kadına mehir ver, boşanırken güzellikle ayrıl, Rabbinin nimetini durmaksızın anlat, sabah akşam Rabbini tesbih et, es salata kalkmadan elini yüzünü yıka, su bulamazsan teyemmüm et..." demiş olursunuz. Bütün bu emirler diriler içindir.
Ölüm anında:
"Melekler, iyi durumdayken vefat ettirdikleri kişilere; “Esenlik ve güvenlik sizedir ” derler, “Yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı olarak girin cennete.”(Nahl,16/32)
Ancak ölen kafir ise ölüm anında yakıcı azapla müjdelenir!
"Melekler vefat ettirirken o kâfirleri bir görsen; yüzlerine ve arkalarına vurarak onlara: “Yangın azabını tadın şimdi” derler."(Enfal,8/50)
"And olsun biz, Kuran'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur!?
(Kamer,54/17-22-32-40)
".....Kur'ân'ı yavaş yavaş ve düşünerek oku!(Müzemmil,73/4)
geçmişlerimizle ilgili :
“Onlar ömürlerini tamamlamış bir toplumdur. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız size! Onların yaptıkları size sorulmayacaktır." (Bakara,2 /134)
Dolayısıyla ölen kişi , iyi ve kötü amelleriyle sorgulanacaktır. Bir kişinin kazandığının diğerine hiç bir faydası yoktur.
"Neye öncelik verdiği neyi ertelediği o gün insana tek tek bildirilir. (Kıyamet,75/13)
"İyi bir işe destek veren ondan bir pay alır; kötü bir işe destek veren de ondan dolayı bir sorumluluk üstlenir. Her şeyi görüp gözeten Allah'tır."(Nisa,4/85)
"Ölüleri diriltecek olan biziz. Yapıp ettiklerini ve eserlerini de yazmaktayız. Yaptığımız her kayıt, açık bir defterdedir." (Yasin,36/12)
Biz Ölülerimiz ve dirilerimiz için sadece Rabbimize onun öğrettiği şekilde dua ve niyazda bulunuyoruz! "Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne babamı ve inananları affet!" (İbrahim,14/41)
"Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi AFFET; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin." (Haşr,59/10)
Netice itibarı ile ;Kur’an taziye evlerinde de ,belki mezarlıklarda da okunabilir. Ancak dirileri bu vefat eden kişi vesilesi ile uyarmak için okunur . Kur’an, dirileri uyarıp müjdelemek, yaşayan ölü kalpleri iman ile diriltmek için gelmiş bir "yaşam rehberidir". Ölü, mezarlık, fal, anlamadan harf seslendirerek sevap kazanma ve merasim Kitabı değildir!
İnsanlar ölmeden önce Kuran'ı onlara anladıkları dilde okumanız ve uyarmanız gerekir, öldükten sonra değil!
"ELİF! LAM! RA! Bu, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarman için indirilmiş bir kitaptır. Daima üstün olanın ve her şeyi güzel yapanın yoluna." (İbrahim,14/1)
"......De ki “O, inanıp güvenenler için doğru yolu gösteren ve şifa olan tedavi eden bir kitaptır......"(Fussilet,41/44)
"İşte o Kitap budur; içinde şüpheye yer yoktur. Müttakîler için rehberdir." (Bakara,2/2)
Dikkat edin sadece muttakiler(yanlışlardan sakınanlar) için rehberdir..
Selam : Muhammed as’ın, kitap nedir, iman nedir onun ile öğrendiği (42/52),Ona uyduğu(10/15), Onu uyguladığı(5/43-49),Onun ile uyardığı(6/51),Tek mucizesi(29/51),Terk edildiği için şikayetçi olduğu(25/30),Tek hidayet rehberi(2/2) Kur'an'a tabi olanların üzerine olsun.
TÜM OKUYUCULARIMIN VE İSLAM ALEMİNİN RAMAZAN BAYRAMINI TEBRİK EDİYORUM.