İran Siyonizm’in kontrolünde…
İran hiçbir zaman Siyonizm’in karşısında olmamıştır. Göstermelik asacağım, keseceğim, bombalayacağım gibi iki bağırır ve boş arazilere iki bomba atar döner. İran ehl-i sünnet düşmanıdır. Fransa da beslenen Humeyni 1979 da İran’a dönerek Şii mezhebi görüşlerini esas alan ehl-i sünnet karşıtı bir hareketi başlatmıştır. İran hiçbir zaman Siyonizm ve taraftarı dahi evanjelist ülkelerle hiç savaşmamış bu ülkelere hizmet etmiştir. En büyük ortak noktaları ehl-i sünnet düşmanlığı olmuştur.
Ceddimiz âli Osmanlı Ehl-i sünnet akaidi ile yaşadı ve bunun için gerektiğinde canını ortaya koydu. İngiliz ve Yahudilerin oyunları ve içimizdeki hainlerin el birliği ile Osmanlı zayıf düşürüldü ve çökertildi. Böylelikle İslam’ın dünya üzerindeki hâkimiyetini bitirdik diye sevindiler. Günümüze dönersek Müslümanların hamisi ve ehl-i sünnetin kalesi olarak bilinen Türkiye üzerinde oyunlar büyük bütün İslam düşmanları Siyonizm’e Yahudilere hizmet ediyor. Yahudi’nin arz-ı mev’ud “Vaat edilmiş Topraklar” hayaline hizmet eden bir başka ülke komşumuz Ehl-i sünnet düşmanı İran’dır. İngiliz ve Yahudi aklı ve planı İran’a yön veriyor. İslam düşmanları İslam âlemini birbirine düşürmek istiyor. İran’da geriye çekilip seyredecek ve gayesi Ortadoğu da söz sahibi olmak Şii yayılmacılığıdır.
İran Yahudilerin kölesidir. Yahudiler Osmanlı döneminde de Türk toprakları dışında her yerde zulüm görmüştür. İsrail nankör, hain, İslam düşmanı, soy kırımcı ve terörist bir devlettir. Cennet mekân Abdülhamit han hazretleri Yahudi milletini çok iyi biliyordu… Zor dönemlerin de dahi hiç taviz vermemiştir.
Siyonizm’in ve İsrail’in kurucusu Yahudi Theodor Herzl hatıralar kitabında Abdülhamit han hazretleri ile görüşmesinde Filistin topraklarında yerleşim yeri istiyor ve bunun karşılığında da sınırsız kredi vaat etmiş hayallerini söyleyince aldığı cevap ile şaşırıyor. “ Benim Suriye ve Filistin’den gelen iki alayım Plevne’ de son neferlerine kadar şehit oldular. Türk İmparatorluk toprakları bana değil, Türk milletine aittir. Bu imparatorluğunun hiçbir parçasını hiçbir kimseye veremem. Yahudiler şimdilik milyarlarını biriktirsinler. Kim bilir belki imparatorluk paylaşılırsa, onlarda istediklerini belki de bir şey ödemeden elde edebilirler. Fakat ancak kadavramız paylaşılır, canlı vücuttan parça koparılmasına müsaade etmem.”
Theodor Herzl bu cevap karşısında fikrini şöyle beyan ediyor. “ Sultan Abdulhamid’in gerçek bir devlet adamı büyüklüğünü yansıtan bu sözleri her ne kadar o an bütün ümitlerimi söndürse de bana çok tesir etti ve heyecanlandırdı. Ölümü ve paylaşılmayı kabul eden bu kadercilikte trajik bir güzellik vardı ve madalyanın öteki yüzünde son nefesine kadar mücadele iradesini gösteriyordu.”
İsrail’in hedefi Türkiye’dir Türkiye’nin güçlenmesi hedeflerine ulaşmada en büyük engel olarak görüyor bunun için de İran ile işbirliğinde İsrail’in İslam âlemine düşmanlığı var. İran’ın ehl-i sünnete karşı düşmanlığı var. Bu iki koldan düşmanlık Türkiye üzerine daha da şiddetli bir şekilde gelinecek Türkiye hesabını çok iyi yapmalı ki bu hainlerin oyununa gelmesin, gelmeyecektir. Etrafımız ateş çemberi bu ateş Türkiye de yakılmak isteniyor. İsteniliyor ki emperyalizme ses çıkaran olmasın bunun için Türkiye hedefte İslam âleminin omurgası olarak Türkiye’nin çökertilmesi sesinin kısılması isteniliyor. İslam ve ehl-i sünnet düşmanları bilsinler ki, Türkiye var olacak bu kale yıkılmayacak.
Aziz millete gücünüz yetmeyecek. Bu kale İslam âleminin ve ehl-i sünnetin kalesidir.
Muhabbetlerimle