insanı tanımak çok zordur ! Alimler için kolay yolu !
Dün akşam bir yerde oturuyoruz, bir tane sevimli mi sevimli köpek geldi.. kapının önünde oturdu.. gelene gidene bakıyor.. sonra bir bir parça ekmek verdi onu aldı gitti..
Kuş : Bildiğiniz kuş, acıktığı zaman geliyor cama kağası ile vuruyor Hacı Hanım efendi ne varsa veriyor, yemini yiyor , suyunu içiyor ve çekip gidiyor.. kuş bildiğiniz kuş.. selamını da eksik etimiyor..
Toplumun içinde çeşit çeşit insan var.. öyle ki : Köpek ve kuşu özlemle aratan insanlarımız var maalesef ki var..! bizim aklımızla tanıma imkanımız yok ama aynı tipler..
İnsan tipi ve karakteri 81 ilede gitseniz aynı , değişen bir yanı yok.. iyi insanlarda var kötü insanlarda var.. mesele evden çıkarken, dua ederek çıkmak kötü insanları görmemektir.
1850 yıllarda İstanbul da bir medrese ( Okul ) açılıyor ve yeni gelen öğrencilere hocası (öğretmeni) Herkes eline kalemi kağıt alsın İstanbul sokaklarına çıkın gördüklerinizi yazın gelin diyor..
Sabah dan akşama kadar İstanbul sokaklarını gezen öğrenciler gördüklerini yazıyorlar..
Alınan bu notları hocası : Tek tek öğrencilere okutuyor:
Bir öğrenci : İstanbul da çok canlı ticaret var , ticaret gemisinin biri geliyor biri gidiyor, Trenler yük taşıyor ! diyor.. müteş para var diye gördüklerini ballandırarak anlatıyor.
Hoca efendi: Doğru diyor tebrik ediyor..
Bir öğrencise geliyor notunu okuyor: " Efendim İstanbul da o kadar çok cami var ki , dünya da bu kadar çok cami olan bir şehir daha yok " diyor..
Hoca Efendi : Doğru diyor..
Bir başka öğrenci : " Efendim İstanbul da herkes bir yere koşuyor namaz kılan görmedim diyor..
Hoca efendi : Doğru diyor..
Bir başka öğrenci notunu okuyor : " Efendim, Padişah efendimiz yasaklamasına rağmen gizli meyhaneler var, gayri müslimlerin meyhanelerine giden ümmet var ! " diyor..
Hoca efendi : Doğru diyor..
Bir Başka Öğrenci : " Efendim, İstanbul camilerinin güzel imamları var camiler cemaatle dolu herkes göz yaşı ile Kur'an-ı okumasıı dinliyor,! diyor..
Hoca efendi : Doğru diyor..
Bir başka öğrenci : " Efendim, İstanbul da çok güzel insanlar var, bizim öğrenci olduğumuzu görünce bize kitap hediye ettiler, yemek yedirdiler harçlık bile verdiler," diyor..
Hoca efendi : Doğru diyor..
Bir başka öğrenci notunu okuyor : " Efendim İstanbul da hokkamazlık yapıp milleti soyan insanlar var çok fazla her köşe başında var ! " diyor..
Hoca efendi : doğru diyor ve böylece diğer öğrencilerin getirdiği notların tamamına doğru demesi üzerine eski talebeleri merakla soruyorlar.. " efendim hepsine doğru dediniz.. doğru mu ?"
Doğru ise biz niye göremiyoruz ?
Hoca efendi : Cevap : Bu çocukları müslüman olan anne ve babası buraya gönderdi.. bugüne kadar kimi helal yedi, kimi haram yedi.. fıtratları böyle gelişti.. Medresede helal yiyerek ilim tahsiline devam ede bilirlerse bir süre sonra İlam, İslamiyet, Allah ve Peygamber sevgisiden başka bir şey göremez hale gelirler..
Yok, Medrese içinde arkadaşlarını kandırarak haram yemeye devam ederlerse , Ticareti, Haramları, hırsızlıkları yapan insanları, hırsızları, fuhuş ve içki alemini görmeye devam edenler bu kapıdan çıkar gider ve bir daha geri dönemiz..
Anne ve Babamızı seçme hakkımız yok, ancak , bugünden sonraki hayatımızı seçme hakkımız var mesele burada hakka yürümek mi , haramlardan beslenmek mi ?
Töbe ederek helal yerler , hakka boyun eğerlerse talebe olurlar yoksa toplum içinde o gördükleri kişilerden olurlar.. mesele nerede durduğumuzdur.. söylediklerinin hepisi doğru..
Kitap ta bunu okuyunca : bugün bakıyorum toplum aynı toplum.. güzel insanlar var, helal yiyenler var.. haram yeyenler var toplum aynı toplum seneler asırlar geçsede değişen bir şöy yok önemli olan siz nerede duruyosunuz ?
Bir lokma ekmek, bir avuç yem mi ? dünya mı ? 5 Şubat akşamı zengin yatan insan 6 Şubat sabahı fakir uyandığına göre siz neredesiniz kendi yerinize bakın !
5 vakit namazınız kılıp, Allah diye biliyormuyuz ? mesele bu, o şunu yapmış bu bunu yapmış bizi ilgilendiren bir yanı yok..
iyi günler
insanı tanımak çok zordur ! Alimler için kolay yolu !
insanı tanımak çok zordur ! Alimler için kolay yolu !Dün akşam bir yerde oturuyoruz, bir tane sevimli mi sevimli köpek geldi.. kapının önünde oturdu.. gelene gidene bakıyor.. sonra bir bir parça ekmek verdi onu aldı gitti..Kuş...