Güzel Düşünemez Miyiz?
Her gün karamsar senaryolarla uyanıyoruz. Gözümüzü açar açmaz ekranlarda, sosyal medyada, sokakta ya da kahvehane sohbetlerinde hep aynı cümleler:
“Bittik!”, “Mahvolduk!”, “Topraklar gidiyor!”, “Açlık kapıda!”, “Dünya bize düşman!”
Oysa durup bir düşünsek… Bu coğrafyada nice felaketler geldi geçti. Bu millet; Çanakkale’yi, Sakarya’yı, 15 Temmuz’u atlattı. Ayakta kalmayı başaran, yaralarıyla büyüyen bir milletin çocuklarıyız. Ama hâlâ “ya şöyle olursa” korkularına esiriz. Sürekli kötüyü bekliyoruz, felaketi çağırıyoruz.
Algılarla Zihinler Tutsak
İletişim çağında yaşıyoruz ama bilgiden çok algı servis ediliyor. “Büyük İsrail kuruldu”, “Ülke bölünüyor”, “Ormanları hainler yakıyor”, “Tahıl bitti, açlık geliyor!” deniliyor. Kimse doğruluğunu sorgulamadan bu senaryoları yayıyor.
Bir “senaryo ekonomisi” oluştu. İnsanlar umut değil, felaket satar oldu. Çünkü kötü haberin alıcısı çok.
Peki neden güzel düşünmüyoruz?
Güzel Düşünmek Sadakadır
Güzel düşünmek, sadece bir temenni değildir. Aynı zamanda bir iman göstergesidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyor:
“Güzel zan beslemek imandandır.” (Ebu Davud)
İnsan, hem Rabbine hem milletine hem de kendi geleceğine güzel zan beslemeli. Kötü düşünmek, şeytanın fısıltılarına kulak vermek demektir. Umut yerine korkuyu büyütmek, iman yerine vehmi koymaktır.
Hep Kötüyü Düşünürsek Kime Güveniriz?
Bugün sokakta, okulda, çarşıda, sosyal medyada herkes bir felaket senaryosu anlatıyor. Herkesin kafasında bir kıyamet provası var. Fakat kimse dönüp de “Acaba bu kadar korkmak bize ne kazandırıyor?” diye sormuyor.
Kötü düşünce, dostu düşman eder.
Kötü zan, kardeşi hain gösterir.
Kötü beklenti, ülkeyi yaşanmaz kılar.
Peki biz ne zaman yeniden umut etmeyi öğreneceğiz?
Güzel Bak, Güzel Gör, Güzel Söyle
“Gönül ne isterse göz onu görür.”
Bir söz vardır, “İnsan düşündüğü şeyin resmini çizer.” Sürekli kötü düşünürsek, o kötü tabloyu yaşarız. Oysa güzel düşünmek, ruhun vitaminidir.
Mevlânâ şöyle der:
“Güzel düşün, hayatın güzel olsun.”
Sonuç Yerine: Umuda Yer Aç
Felaket tellallığı kolaydır. Zor olan umutlu olmaktır. Herkes yıkılırken dik durabilmek, herkes kötüyü konuşurken güzeli dillendirmek bir erdemdir.
Bir millet, güzel düşünmeden güzel gelecek kuramaz. Kötü senaryoları yırtıp umutla yazılmış yeni sayfalar açma zamanı. Şairin dediği gibi:
“Fakir der: girelim hırkaya, taca
Terk edelim âlemi, hep uçtan uca
Derdim artık durur dağlardan yüce
Nasıl ağlamayım eyvah! diyerek?”
Ama artık ağlamayı bırakma, silkelenme vaktidir.
Haydi, bir de güzel düşünmeyi deneyelim...
Güzel görelim , Güzeli Sevelim, dikene değil güle bakalım
Bugün 28 Temmuz 2025 Pazartesi Sabahın Seher vaktinde Herkese selam ediyorum, güzellikleri seviyorum..
Hayırlı bir hafta diliyorum