Gurur ve Kibirin -Değişim ve Dönüşüme Direnç
Ben , ben bir ben var benden öte diyor ya şair : gurur ve kibir - Gurur ve Kibirin Değişim ve Dönüşüme Direnç : “Tabiatımızın gereği , cahilliğimizi bastırmak için hep ben deriz, de bir günde biz demeyiz !.. karşı tarafı bağırarak susturmaya çalışırız..”Sakın ha benim kırmızı çizgim, sakın ha sakın haaaa” der dururuz..
Beni bırakalım Biz olalım birlik olalım bir birimizi sevelim.. Bu dünya hepimize yeter , bir birimizi sevelim ne olur ?
Gurur ve Kibirin -Değişim ve Dönüşüme Direnç üç sürgün verir bazıları dört de der : Hırs, kibir ve gurur cahillik , ben bilirim ben bilirim !.. bunun toplamıdır..
Gurur, bir insanın, belirli bir yönden kendi üstün değerine yönelik zaten sabit olan yargısını esas almaktadır.. kendi görgü kuralları doğru diğerleri yanlış bu tür olan insan birtane dostu kalmaz, kocaman şehirde tek başına yaşar ! Çünkü ben diyor.. sakın haaaa diyor..
kibir, karşı tarafı küçük görmek , cahil sanmak, onlar cahil ben medeni insanım demenin bir yansımasıdır.. oysa birinci derece cahil Kibirli insandır.. başkalarında da böyle bir kanı oluşturma arzusudur ve genellikle, bu arzuya, sonunda kendi kendisini de aynı şeye ikna etmeye yönelik gizli bir umut eşlik eder.
Sevgili Okurlarım: Şu halde, kişinin kendi kendisine aşırı saygı göstermesi olan gurur, kibir kendini içten içe yemektedir. Gururlu, kibirli, hükela insanın dostu olmaz, arkadaşı olmaz, komşusu olmaz o tak başına yaşamaya mahkumdur..
Dolayısıyla kibir insanları, konuşkan, gurur ise suskun kılar, Cahillik ise bağırarak üste çıkmayı gösterir, sakın ha benim karşımda konuşma sakın sakın der durur.. teknoloji ve yenilik direnç ise iflasın ta kendisidir..
Alçak gönüllülük erdemli olmak, kibiri bir kenara atarak, büyük küçük , komşu veya başka mahalle insanına saygı göstermek tevazu sahibi olmak çok önemlidir..
Gerçeklerden Kaçış ve İkiyüzlülük
Komşumun şu marka arabası var ! Benim niye yok demek bir defa dinen sakıncalı bir kelime , Kibir Allah’ın sevmediği bir huydur, kibirli insan cennette giremez.... Kibir sahibi olarak ona buna selam vermeden geçmek kibir abidesi olmak çok büyük sıkıntı verir.. Kibir onu esir aldığı için hepl kendisi haklıdır..
İnsanları tanımak çok zor , zaman alıyor, neyin doğru neyin yanlış olduğunu zaman için öğreniyorsun, kim arkadaş olur, kim komşu olur bunu öğreniyorsun ama mükemmeli bulmak mümkün değil..
Sahte mütevazılık, kısa boylu adamların kapıdan eğilerek geçmesi gibidir, Yani arkasında büyük bir kibir saklar. Tıpkı gurur ve suçluluk hislerinde olduğu gibi, mütevazılıkta da bir denge makbuldür. Had bilmek zaten kendi sınırlarımız, kapasitemizle ilgili sahici bir tutum sergilemektir. Kısacası kişinin kendini bilmesi ve değerlendirmesindeki anahtar sözcük sahiciliktir.
Aşık Mahsuni Şerif Cahillerden çok çektiğini Türkülerinden biliyoruz, bizde cahillerden çekiyoruz, bu yazımı bakalım kim nereye çekecek, sakın ha diyorum bir yere çekmeyin !..
Maraşlıyız biraz genimizde var galiba : Kişi kendisini fazla önemsememelidir ve cesur bir alçak gönüllülük gerçekçi ve olgun bir kişiliğin işaretidir. Ancak durumu şişinme ve ukalalık derecesine getirerek kendini gereğinden fazla önemsemesi kişinin benliğine dair geniş bir farkındalığa sahip olması yahut öz saygısının yüksekliğine işaret değildir.
Kendini güçsüz hisseden kimse zorbalaşır, daha da güçsüz olanlarsa kabadayılaşır örnekleri çoktur..; el kol oynaması, çok konuşma, ukalalık yapma ve işi yüzsüzlüğe vurma eğilimi bir kişi yahut gruptaki gizli endişenin başlıca belirtilerindendir. Kasıla kasıla yürüyen Mussolini ve psikopatik Hitler’in resimlerini gören herkesin bildiği üzere faşizmde muazzam bir kibir söz konusudur; ancak faşizm boş, endişeli ve çaresiz olduğundan megalomanca vaatlere sıkı sıkıya sarılan insanlarda ortaya çıkar.
Günümüzde kendini beğenmişlik ve kibre karşı vaazlar vererek bir kitle edinmek çok kolay, gurur – kibir, cahillik ama ne yapalım bizde bunlarla yaşıyoruz..
Gururlu olansa kendinden nefret eder. Aşağılık duygusunu inkar etmez, fakat bunun için başkalarını suçlar. Onun için hakikat, hayattan önceliklidir. “Sadece ben değil, sizler, hepiniz de birer zavallı, aşağılık varlıklarsınız” diye haykırmak için can atar. Ancak yüzleşme cesareti gösterebildikleri hakikatin sadece yarısıdır; çırılçıplak bir yüzleşmeye cesareti olmadığından, sadece bir “anahtar deliğinden” bakabilir.
Aşırı gurur kişiyi savunmasız, alıngan ve kırılgan yapar.
Kendini Değersizleştirme
Sevgili Dostlar: İçi boş insanların yaşadığı çağımızda kendi kendini suçlamaya verilen önem hasta bir atı kamçılamaktan farksızdır:
Kendini değersiz hissetmekle kendinden ve başkalarından nefret etmeye uzanan yol fazla uzun değildir.
Değişim ve Dönüşüme Direnç
Gururlu kişi değişmekten korkar, kibirli zaten halinden memnundur. Gururlu kişinin mükemmelliyetçiliği tamamen sahtedir.
Ne de olsa “şayet yapsaydı mükemmel bir iş çıkarabilirdi” olasılığını sonsuza dek canlı tuttuğuna inanır.
İnsan içindeki kötülüğü bildiği için kendini sevemez. İyilik ve güzellik adına kendine verdiği sözleri tutamadıkça öz saygısını da yitirir. Benliğine olan sevgi ve saygısını geri kazanma çabasıyla kendini cezalandırır.
Kibirli kişi zaten sevilmek ve böylelikle manipüle etmek için uğraşır. Gururlu kişi ise kendine olan nefretinden ötürü, onu sevenlerden de nefret eder.
Kısacası, meselemizin özünde kendini sevebilmek vardır. Aşağılık kompleksine karşı kibir, kendinden nefret etmeye karşı ise gurur büyütenler kendini sevemeyenlerdir.
Mevzu uzun suçlu ayağa kalk sakın haaa oturma sakın sakın sakın diyorum..
İyi Pazarlar