Gülmedim, Gülemedim !
Bugün: Maraş veya Türkiye gündemini yazmayacağım..
Bugün iç dünyamı sizlere açmak istiyorum:
Annemin vefat ettiğini Hayal meyal hatırlarım, yüzünü bile bugün hatırlamıyorum , çünkü çok küçüktüm..
Beş yaşında : Marul sattım..
Ayakkabı boyacılığı yaptım
Simit sattım,
Tenekeci çıraklığı yaptım
Camcı çıraklığı yaptım..
Mandıracılık yaptım..
Akvaryum imalatı yaptım.. hep çalıştım, çalıştım.. birde sırtıma basanlar olmasa !..
Anamdan doğdum, gözlerimi açtım, ağlamaya başladım.. kaderim bana gülmedi halen ağlayarak hayata devam ediyorum..
Bugüne kadar 7 kitap yayınladım. 8. Galiba benim hayatım olacak, bugün onu yazmayı arzu ediyorum.. azda olsa ip ucunu bugün sizlere sunuyorum..
Benim hayatım kimi ne ilgilendirip, ilgilendirmeyeceğini bilemiyorum ki ?
Zengin adam: bin bir tane derdi var, malı çok yüzü gülüyor sanıyoruz ama değil .
Kendi kendime soruyorum: “ Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın?” değil herkesin bir derdi var kendine göre.. ! iç dünyasına bir gire bilseniz !..
Bir gün huzurlu olup, bir gün mutlu olup, Ben de gülemedim; yalan dünyada, dışımız güler görünse de içimizde acı diz boyu.. öyle başladı , böyle devam ediyor..
Evin , araban, çocukların olunca : Sen beni gönlümce mutlu mu sandın?, öyle değil be dostlar yüreğimde bir yâre var, bedenim de kırk dert var , ölümü bekleyen bir fani Bekir !..
İnsan ömrü çok kısa, çocukluğum dün gibi gözümün önünde : Ömrümü boş yere çalan dünyada, da acıları tatlıları sürekli yaşıyorum.. buna yaşamak denirse !..
Bugün 18 yaşında olmak isterdim: Siyah saçlar yeni terlemiş bıyıklar, Ah, yalan dünyada, yalan dünyada, biraz da ben gülmek isterdim.. ama nerede ? bu yalan dünya , Yalandan yüzüme gülen dünyada, beni hiçbir zaman huzurlu ve mutlu etmedi.. etmek de istemiyor ki !..
Olmadı : ne yapsam olmadı.. içim yanıyor dostlar , ahirdağına çıkıp bağırmak istiyorum, iki yüzlü dünya, yalan dünya, yakamı bırak diye.. öyle ya : Sen ağladın, canım, ben ise yandım, yanıyorum yalan dünya.. Dünyayı gönlümce olacak sandım ama yanılmışım, olmadı be dostlar..
Bu dünyada gerçekten gülen var mı ? , ben hep : Boş yere aldandım, boşuna kandım, bu dünya hep böyle kalır sandım, Rengi gözümde solan dünyada, hayallerim kaldı be dostlar..
Ekmek yediğini çok kimse istemez..
Takım elbise giysen, nazar ederler, vay vay derler..
Ölmeden mezara koyarlar ama hepsinden ağır gelen ise dost silesi , dostlarım..
Arkadaşım diyorsun, dostum diyorsun: sevdiğini söylüyorsun, Bilirim sevdiğim, kusurun yoktu, olanı içine yamıyorsun ama sonunda o da sana kazık atıyor be dostlar..
Annem , Babam öldü, hem yetimim , hem öksüz !
Fakirlik de kaderimiz olunca, ensemize vurup , gülen çok oluyor, bu yalan dünyada , işte bunun için yüreğim yanıyor be dostlar..
Bende gülmek istiyorum: Gönlümce eğlenmek, Analar, babalar günü, doğum günü, yaş günü, aş gün iş günü diyerek günler kutlamak istiyorum..
Ama bu üç günlük yalan dünya bunu bana çok görüyor..
Huzurlu , mutlu , tatlı ekmek yemek istiyorum: hayır diyorlar..
Sen fakirsin git çalış diyorlar..
Öyle yapıyorum: bu defa da enayi oluyorum be dostlar..
Sokaklar benim dostum: Sıcak yatak, sıcak yemek, sıcak aile yuvası o günde !.. doğduğumda da görmemiştim bugünde arada ki fark : ağıran saçlarım be dostlar..
Çocukken : soğuk da titreyerek korkardım, bugün ise titreyerek ölümü bekliyoruz.. ölüm bir adım ötemde, belki bugün belki yarın, bilemem belki yarından da yakın !
Ölüm kurtuluş mu ? sanıyorsunuz , orada da güler miyim ? gülemez miyim bilemiyorum be dostlar..
Yalan dünyadan: huzursuz, mutsuz ayrılacağız , bilmem kadar orda bize güler mi ?
Neyse içinizi karartmak istemiyorum.. içimden geleni yazdım, şöyle biraz bende güleyim dedim bu yalan dünyada olmadı be dostlar..
Gülmedim , gülemedim
İyi günler..