Görgü kuralı !
Adam olmak, görgülü adam olmak, insan olmak , dost olmak , kardeş olmak, olabiliyor muyuz ? iyi düşünün bakalım..
İnsan olmak, adam olmak yaşta değil , başta gerek adam olmak gerek..
KMTSO Başkanı Şahin Balıcıoğlu ile birlikteyiz , Sefer Ozan bey bizi misafir etti , ev sahipliği için teşekkür ederiz..
Şahin Balcıoğlu: “Biz aile büyüklerimizden şunu öğrendik, karnın dok bile olsa, misafirle sofraya oturacaksın, yiyor gibi yapacaksın, misafir sofradan kalkmadan kalkmayacaksın , bu bizim dedemizin , nenemizin aile büyüklerimizin bize ilk öğrettiği görgü kuralıdır.”
Misafirden önce sofradan kalkarsan, misafir utanın yemek yiyemez, aç oturduğu sofradan aç kalkar.. bu bir kuraldır..” diyor ..
Başka bir zaman yaşadığım bir olay :
Adam : “ kilom fazla ben yemek yemiyorum,” diyerek misafirin önüne bir taş koyuyor sonra ilave ediyor, “ biraz az ye çok kilo almışın !” sözü ile de gelen misafirin kilosunu boyunu ölçüp biçiyor.. onun canını sıkıyor.. yemek yiyecek halini koymuyor..
Bu sözlerden sonra misafirin yemek yiyecek hali kalmıyor.. günü zehir oluyor..
Birde terbiyesizince : yanından kalkıp gidip başka bir yere oturuyor, “ ulan sende nereden geldin,” der gibi..
Çağdaş , modern olacağız diye : sol eli ile yemek yerken, besmele çekmeyi unutan, küfür’ü yemeğine tuz yapan, aklı sıra şaka yapan ahmaklarla aynı sofrayı paylaşmak hiç doğru değildir. Sakın böyle kişilerle arkadaşlık yapmayın..!
Bir ağabeyimizin yanına gidiyorum: Yaşça bizden büyük, zengin , ama bizi kapıda karşılıyor, Şahin Balcıoğlu başkanımın söylediği gibi : Bizimle oturuyor yemek yiyor mu yemiyor mu bilemiyorum ama bizden sonra sofradan kalkıyor, çayımızı kahvemizi içirdikten sonra dış kapıya kadar yolcu ediyor..” Allah böylelerinin sayısını artırsın..
Sonradan görme dinden dönme biri ise : ayak ayağın üzerine atarak , keyfini bile bozmadan seni adam yerine bile koymuyor, “ dağları taşları ben yarattım” der gibi haşa terbiyesizce oturuyor.. oturduğu yerden “ Ne istemiştiniz ?” diyor..
Adam olmak , görgü kurallarını bilmek başka bir şeydir.
Bilirimsiniz bilmem : “ aklının dibini gösterdi” diye bir söz var..
Aslında şöyle az bir konuştuğun zaman : Aklının dibini gösteren kişilerden uzak durmak gerekir.. Akıl yaşta değil , başta gerek..
Adamın aklı o kadar ise , terbiyesiz ise onunla arkadaşlık yapmak doğru değildir..
Bir arkadaşımıza gittik: Eli böründe yaptırmış, üzerinde sıcak pide ekmeği ile önümüze getirdiler..
Bir soradan görme , dinden dönme biri geldi.. “Servis tabağı yok mu ? “ dedi.. ev sahibimiz, bu böyle yenir tabağa bölünmez ! dedi..
Adam: başkasının elinin uzandığı tabaktan , ben yemek yemem , eldiven olmadan koparılan ekmeği yemem , diyerek kenara çekildi..
Ev sahibi : Sonra bir çay tepsisinin köşesine biraz etinden , domatesinden biberinden koyarak önüne verdiler.. bu defa da çatal istedi..
Çocukların çatal bulup gelmeleri süresinde biz yemeği yedik kenara çıktık..
O kişi : bir iki lokma yedi ve olduğu gibi bıraktı..
Tabi bu 10 kişi rahatsız etti.. Burası İstanbul da bir lüks lokanta değil.. Maraş gelenek ve göreneklerine göre bir iş yeri ve bizim görgü kurallarımıza göre : Maraş tava, Elbistan Tava, Arap tava, eli böründe, patlıcan tava , tavasında sıcak sıcak hep beraber yenir servis tabaklarına bırakılmaz..
İnsanlara eziyet edeceğine benim karnım tok de , teşekkür et , sonra bir kenarda otur izle ama adam sürekli eleştirileri ve terbiyesiz konuşmaları ile o yemeği 10 kişiye zehir etti.
Bir dost bağından zeytin toplamım: Poşetlere koydu, yaklaşık 10 kilo gelir birer poşet hediye etti..
Yanımızdaki terbiyesiz arkadaşımız : ben istemem , senin zeytinine mi ? kaldık ! diyerek adamın moralini bozdu..
Dışarı çıktık: azımı açtım gözümü yumdum, terbiyesiz adam al bir başkasına hediye et, olmadı çöpe at insanları niye küçük görüyorsun ? diyerek söylemedik söz bırakmadım..
Sözün sonu : Bizim görgü kurallarını öğrenmemiz bir haylı zaman alacak ama bizden biraz zor adam olur..
İyi günler