Eğitim Sistemi ve Aile Eğitimi !
Sohbet Eğitim Sistemi ve Genel Ahlak !
Neler oluyor, dünyada eğitim sistemi nereye gidiyor, Türkiye’de eğitim sistemi nereye gidiyor, ne yapılması gerekiyor…
İşte bunlar da benim aklıma takılan en tipik sorular. İzlediğim birçok haberde veya okuduğum yazılarda fark ettim ki, takınmakta olduğumuz olumsuz eleştirel tavır, bizleri sistemin geliştirilmesi için ne tür adımlar atılması gerektiğine dair fikir sahibi olmaktan bir hayli uzaklaştırıyor.
Bu konuda çalışmalar yapan ve adım atan kişi ve kurumlar yok değil tabii ki; ancak az, çok az.
Eğitim önce ailede başlar Camii de okul da , sokakta devam eder biz bunun neresindeyiz ? Mesele burada..
Bu çerçevede ben de sizlerle konu hakkında edindiğim genel fikirlerimi aşağıda sıralamak suretiyle paylaşmak isterim:
Finlandiya
Dünyamızda birinci sırada : Finlandiya’nın eğitimde başarılı olmasını çeşitli sebeplere bağlamak mümkündür. Bunların en başında, ülkede herhangi bir özel eğitim kurumunun olmaması ve herkese eşit eğitim hakkının tanınıyor olması geliyor diyebiliriz.
Amerika Birleşik Devletleri
Amerika’nın eğitim sistemi Finlandiya’ya göre çok daha farklı. Amerika Birleşik Devletleri, özel eğitim kurumlarının güçlü olduğu bir sisteme sahip. Ancak ABD’yi başarılı kılan nokta, temelde öğrencilerin başarı kriterlerini çok geniş tutmasıdır.
Bir başka deyişle, üniversiteler kendi öğrencilerini kendileri seçme hakkına sahip olmakla beraber, sadece fen bilimlerine değil; bunun yanında sanat, spor, sosyal sorumluluk, girişimcilik gibi konuları da göz önünde bulundurdukları için gençlere daha geniş bir perspektif sunabilmektedir.
Ders çalışma odağından çıkıp öğrencinin yaptığı tüm çalışmaları göz önünde bulunduran bir sistemin inşa edilmiş olması öğrencilerin kendilerini ispatlaması için onlara muazzam imkanlar vermektedir.
Avrupa ve dünya ülkelerini sıralaya biliriz ama yazı çok uzun olur okunmaz..bu sebeple Türkiye bakıyoruz..
104 yıldır oturamayan bir eğitim sisteminde her ne kadar sürekli değişiklikler yapılsa da; aslında aynı, eski bir arabanın parçalarını değiştirerek sürmeye devam etmeye çabalamaktan daha öteye geçemedik. Bazı hassas noktalara temas etmek gerekirse;
Türkiye, Finlandiya kadar az nüfusa sahip bir ülke değildir. Eğitime ayırmamız gereken bütçe Finlandiya ile kıyaslandığında çok daha fazla bir miktardadır.
Öğretmenlik mesleği maalesef Türkiye’de önemini tam anlamıyla yitirmiştir.
Eğitim sistemimiz bağımsız bir şekilde, işinin ehli kişiler tarafından değil, sistemin getirdiği kişiler tarafından yürütülmekte olduğundan, ilerleme kat edilmesi çok daha zor olmaktadır.
Öğretmen : öğrenci iftiraları sebebi ile öğrenci görmek istememekte, böyle olunca eğitim dip yapmaktadır.. öğretmeni koruyan bir kanuni düzenlemede ülkemizde maalesef yoktur..
Eğitimde başarı anlayışımız sadece sayısal alan üzerine kurulduğu için birçok yetenekli gencimizi başarısız sıfatı altında konumlayıp, gençlerin var olan potansiyellerinin ortaya çıkmasına bizzat engel olmaktayız.
Eskiden sanat okullarımız vardı. Gerçekten isminin hakkını veren, öğrencilerin uygulama yaparak öğrendiği, şu an mühendislik öğrencilerinin yapmadığı çalışmaları lisede yaptıran okullardı bunlar.
Daha sonra meslek lisesi altında toplanıp başarısız olan öğrencilerin gittiği okul ünvanını alarak aslında ülkemiz için çok önemli olan meslek dallarına mensup kalifiye insan yetiştiremez olduk. Sanat okullarından endüstri meslek liselerine giden yol, iyileştirmenin değil, daha kötüye gitmenin bir örneğidir.
Fen lisesi ilk açıldığında laboratuvar anlamında çok zenginken şu an çok fazla sayıda olan fen liselerinin koşulları meslek lisesi durumundan öteye geçememiştir.
Bugün Eğitim Sistemini , Aile Eğitimi ile Birleştirmek zorundayız..
iyi günler