Baba Nasihati ve Disiplin
Sevgili dostlar, ülkemiz zorlu ve sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Döviz kurları ve enflasyon yükselmesi bir türlü önlenemiyor. Dar gelirli çalışanlarımız, emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz gerçekten çok zor ve sıkıntılı günler geçiriyor. ‘Bu insanlar zaten hep sıkıntı ve yokluk içerisinde yaşardı’ diyenler elbette çıkacaktır ama inanın bu günlerdeki pahalılık ve yoksulluk hiçbir dönemde yaşanmamıştı.
Doğrudur, bu insanlar her zaman yokluk ve sıkıntı çekmişlerdir. Bu sebeple bizim çocukluğumuzda her şey çok kıymetliydi. Yiyecek, içecek, yakacak kısaca söylemek gerekirse; yaşamımız için gereken ne varsa çok değerliydi. Bu sebeple büyüklerimiz israfa asla izin vermezlerdi. Okula giden öğrencilere öğretmenleri, meslek öğrenmeye giden çıraklara ise ustaları tarafından; ‘tutumlu olmak ve israf yapmamak’ mutlaka öğretilirdi. Başta elektrik, su ve ekmek olmak üzere sahip olduğumuz hiçbir şey ziyan edilmezdi.
Babalar oğullarına tertipli, düzenli, disiplinli ve tuttuğunu koparan birer iş adamı olmanın yolarını öğretirken annelerde kızlarına hamarat, becerikli, ‘diktiği giyilen, pişirdiği yenilen’ birer ev hanımı olmanın yollarını öğretirlerdi. Anne ve babalarımız, ‘sürekli çalışan, üreten ama asla israf etmeyen’ insanlardı. Bu insanlar yokluktan ve israftan çok korkarlardı.
Evlatlarına; ‘Bir nasihatim var sana tutarsan, Her yüze gülene aldırma oğul. Bir bardak su verir başına kakar, Namert sofrasına oturma oğul. Haramdan uzak ol, söyleme yalan. Görmedim bunlarla bahtiyar olan. Aç olsan da tok gibi davran, Yokluğunu kimseye bildirme oğul. Üç beş kuruş paran olsun bir yede. Muhtaç olun boyun eğme namerde. Seni mahcup eder gördüğü yerde, Kapını borçluya çaldırma oğul.’ Gibi nasihat ederlerdi.
Dün okumak için kitaplığımdan aldığım bir kitapta birçoğumuzun bildiği fakat sık sık yeniden okumamız gereken ‘Baba Nasihati ve Disiplin’ başlıklı hikâye çıktı karşıma. Hepimizin çok ama çok ihtiyacı olduğunu düşündüğüm davranışların hatırlatıldığı hikâyeyi daha önce mutlaka okumuşsunuzdur. Hatırlatmak bakımından köşeme taşımayı uygun gördüm.
Baba Nasihati Ve Disiplin
Oğul evi terk etmeye karar vermişti. ‘Diş fırçalarken suyu açık bırakma. Salondan en son kim çıktı? Işıklar neden açık. Makası neden yerine bırakmıyorsun?’ Gibi babasının ikaz ve söylemlerine dayanamıyordu. Sabah bir iş görüşmesine gidecekti ve eğer kabul edilirse aile evini bırakıp, kedisine bir ev kiralayacaktı. Artık kendi hayatını yaşamak istiyordu. Sabah, babası onu kapıda uğurladı.
– Dikkatli ol ve bütün soruları cevaplamaya çalış, oğlum dedi. Görüşme adresine gelince, herkes bu demire değiyordu. Hemen kilit sürgüsünü geri çekti ve içeriye girdi. Bahçede bir hortum suyunu boşa akıtıyordu. Onu aldı ve sulasın diye bir ağacın dibine bıraktı. Bir avluya girdi, duvar dibinde boşa çalışan bir vantilatör gördü. Gayrı ihtiyarı bir hareketle, vantilatörü kapattığını fark etti.
Artık huyu nefsine galip geliyordu. Kendisini tuhaf hissetti. Oradan küçük bir odaya girdi. Üzerindeki okla görüşme salonuna gider, yazan bir kâğıt ters bir şeklide asılı duruyordu. Kâğıdı düzeltip, görüşme salonuna girdiğinde diğer adaylar oturmuş sıralarını bekliyorlardı. Salonun ışıkları açıktı ve günün ışığı yeterince her yer aydınlatıyordu. Aldırmak istemedi fakat babasının sesini duyar gibi oldu sanki ‘kapatın bu ışıkları’ diyordu. Bu ses dikkatini dağıtıyordu. Duramadı hemen gidip ışıkları kapattı ve sırasını beklemek için bir kenara oturdu. Sırası gelince görüşme odasına çağrıldı. Masanın öbür tarafında oturan kişi evraklarını istedi. Diplomalarını inceledikten sonra, işe ne zaman başlayabileceğini sordu. Bunu bir tuzak saydı ve imtihanın bir parçası olmalı. Dedi kendi kendine. Ne cevap vereceğini bilemedi. Tedirginliği yüzüne yansımaya başladı.
Karşısındaki adam; Neyi düşünüyorsunuz? Diye sordu. Biz burada kimseye soru sormadık. Adayları cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik. Adaylardan hiç birisi senin gibi davranmadı. Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik. Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ışıkları ve ters kâğıt hepsi imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide tek sen geçtin. Yeni işin hayırlı olsun.
Babasının disiplini ve sürekli ikazlarına, kızması geldi aklına ondan pişmanlık duydu ve bu işi sadece disiplinle kazandığını anladı. Eve çok mutlu döndü. Sizce de ‘hayatta başarılı olmanın yolu, disiplin ve çevremize gösterdiğimiz sorumluluktan geçiyor diyorsanız’ lütfen hikâyede dikkat çekilen davranışları mutlaka edinin.
Hoşça kalın…