Aç değiliz , Açıkta değiliz !
Çarşının nabzını tutmak için şöyle – çarşı Pazar turu yaptım.. aç değiliz , açık da değiliz ama herkeste yarın aç kalacakmış gibi bir korku bir endişe var..
Sayın hısımım Mehmet Taş’ın çok beğendim bir söylemi ve güzel huyu var ! oda şu : “ Allah çok şükür bir sıkıntım yok, Allahın verdiği rızkı yiyorum, halime şükür, rızıktan yana hiç endişem yok, Allah herkesin ve benim rızkımı veriyor,” der..
Ucuz siyasetliler, masa başında oturarak, “ Ekonomi batıyor” “ Dogalgaz, Elektrik, su Faturaları ,” diyen ucuz siyasetle insanları karamsarlıklara düşürenler sebebi ile halkımızda rızık korkusunun hakim olduğunu gördüm..
Kiracı veya ev sahibiyiz , 55 metre karede oturuyoruz veya 550 metre kare lüks yerde oturuyoruz netice olarak başımızı sokacak bir hanemiz var..
Biri her gün bir kilo et yiyor, biri senede bir kilo alabiliyor, biri her gün 100 gram alabiliyor, biri ballı börek yerken, diğeri , soğan ekmek yiyiyor ama yiyor ve aç değiliz açıkta değiliz..
Analiz yaptık: Biz inanç değerlerimizi kaybettik..
Çok şükür : Allah rızık veriyor demeyi, Allah’ın verdiği rızkı yiyoruz demeyi unuttuk, “ ben yaptım ben kazandım , ben kazanıyorum, ben akıllıyım, ben kazanmasını bilirim” diyoruz..
Oysa herkes Mehmet Taş gibi : Rızıktan yana hiç endişem yok, Allah rızkımıza kefil , bugüne kadar verdi bugünden sonra da verecek dese mesele kalmayacak..
Müslüman Türk Milletinin hassas değerleri ile sürekli oynayarak, bugün inançsız bir gençlik yetişti..
Herkes de : yarın aç kalacağım endişesi var..
Oysa : evimiz, arabamız, evimizde yiyecek ekmeğimiz var ! demiyorlar ,” ekonomi bozuk iş yok, yarın aç kalacağım” diyorlar..
Rızık endişesi , zamlarla yatıp kalkma , Elektrik zammı, Dogalgaz Zammı, Marketlerdeki yüzde yüz artan ürün zamları ile bu ülkede yaşanmayacağını söylemleri herkesi kanser gibi sarmış..
Bu çağın kanseri : Zam ve rızık endişesi hastalığıdır..
Ağaç başındaki kuşun, mağarada yatan kurt’un , toprak altındaki soğul canların, suda ki balıkların, havada uçan turnaların rızkını Allah veriyor..
Herkesin bir görevi var !
İnsanların, kuşların, tüm hayvanların bir görevi var , bunlara bir de rızık veren Allah , Herkes her istediğini yiyemiyor.. bin bir türlü hastalık var, bu hastalıkların perhizi var, ne kadar zengin olursan ol , istediğini yiyemiyorsun, çünkü Şeker hastası şeker yerse ölüm demektir..
Allah ona şeker yemeyi nasip etmemiş bu işin para kazanma zengin olma ile alakası yok, fakir olmakla da alakası yok.. mesele ne rızık verildi ise onu yiye biliyorsun..
Benim hiç endişem yok: Allah ezelde bize rızık neyi tayin etti ise onu yiyeceğimi biliyorum.. Zengin de olsam onu yiyeceğim , fakirde olsam onu yiyeceğim.. Rızkım o.. o sebeple ekonomi bozuk aç kalıyoruz endişeniz yersiz..
Zamlar var alım gücümüz kalmadı.. aç kalıyoruz diye feryat etmeniz nafile , dünyanın en zengin adamı da olsanız yiyeceğiniz bugünkü yediğinizdir, ondan fazlası olamaz..
Çarşı Pazar gezdim: insanlarda bir umutsuzluk var , bunu körükleyenlerde ucuz siyaset yapacağım diyerek zam tellallığı yapan ucuz siyasetçilerdir..
Tabi birde : işimi nasıl büyütürüm , nasıl üretim yaparım , düşünmesi gereken esnafımız sürekli bir suçlu aramakla gününü geçiriyor..
Ayağını kaldırıma vuran kişi : Kabahati kendinde arama yerine Belediye’yi suçluyor , buraya kaldırım yapmasa ben ayağımı çakmazdım diyor..
Sözün sonu : Bırakın karamsar düşünmeyi , bahar geldi , bağdam ağaçları gibi çiçek açın, gülücükler saçın.. mutlu olun, Allah’ın verdiği rızka şükür edin..
İyi günler