ABDULHAMİD HAN
CEVDET ALPEREN
Son zamanlarda Abdulhamid Han ile çeşitli bilgiler dolaşıyor sosyal medyada. Bir kısım çevreler Necip Fazıl Kısakürek ifadesini ön plana alarak “Cennet Mekan” söylemi ile ona övgüler düzüyor.
Bazı çevreler ise biraz daha temkinli duruş sergileyerek istibdat dönemi, baskı dönemi diye Abdulhamid hanı eleştiriyorlar.
Ben şahsen ön yargılı değilim. Tarihi sürece önem veririm. Daha doğrusu her konu kendi şartları içinde değerlendirilmeli görüşüne önem veriyorum.
Yani tarihi olayları ,devirleri ve yaşanmışlıkları öyle bir çırpıda böyledir deyip nefsi değerlendirmelere veya ön yargılara teslim etmeyi kabul etmek istemiyorum.
Bir tarihçi gözü ile değil de Türk çocuğu olarak kendi tarihimdeki kişilikleri tanımak için çeşitli makale ve kitaplar okudum. Halende fırsat buldukça hem milletim hem de dinimi tanımak için kitaplar okumaktayım.
Tarihimizin sayfalarında gezerken ,kulaklarımı, gözlerimi tırmalayan bir çok olaylardan rahatsız olmuşumdur.
Mesela bazı padişahların kundaktaki kendi çocuklarını öldürdükleri, boğdurttukları beni çok rahatsız etmiştir. Annesini emen çocuk boğdurulmuş. Anne sütü çocuğun burnundan gelmiş. “Emdiği süt burnundan geldi” tabiri bu olaydan sonra ata sözü olmuş. Bunu da sırf Devletin bekasına bağlamışlar. Bunlar saltanat kavgasına düşer varsayımı ile kundaktaki çocukları boğdurtulurmuş. Ne acı değil mi ? Bu bir örnek bile ne kadar yürek yakar… Keza buna benzer şehzadeler Osmanlı devleti yıkılır diye katledilmiş, boğdurulmuş.
Abdulhamid Han elbette bizim devletimizin bir padişahı. O gün öyle idi. Bir şekilde sıra kendine gelmiş padişah olmuş. Ne ala. Bunun cennetlik olduğuna kim karar verebilir. Gönül ister ki cennetlik olsun. Allah’ın cenneti geniş çok insan sığar. Ama bunu bir inanç haline getirmek dinen de sakıncalıdır. Temennimiz olur. Bizde cennetlik olmak istiyoruz. Mekanı cennet olsun istiyoruz.
Abdulhamid zamanında Meclisi Mebusan da 31 tane Ermeni millet vekili varmış. Bunlardan 7 tanesi bakan imiş. 3 tanesi senatör imiş. 5 tanesi Osmanlıyı temsil eden elçi imiş. 4 ermeni de Danıştay üyesi imiş. Bu bilgiler bir eksik iki fazla olabilir. Maksat azınlıkların devlette görevli olduklarını işaret etmektir.
Abdulhamid Han Padişah iken kardeşi Mehmet Hapiste imiş. Neden saltanat kavgası için. Teferruatını bilmem . O tarafı tarihçileri işi.
Abdulhamid Han kendi saltanatı döneminde çarşafı yasaklamış. İstanbul’un fetih kutlamalarını kaldırmış. Vesaire…Sebeplerini söylemiş.
Kısaca ben Abdulhamidin aşırı hırslı, saltanata aşık, saltanat için en yakınlarını bile tepeleyen bir idare şekli uyguladığını sezdim. Herkese şüphe ile baktığını, herkesin kendini saltanattan indireceği şüphesine düşmüş ve kaygısını taşımış.
Abdulhamid Han hatasıyla sevabıyla bizim insanımız. O Selçuklu devletinin arkasından kurulan Osmanlı devletinin bir padişahıdır. Ancak hatalarının olduğunu söylemek onu sevmemek ve onu sevmeyeni hain olarak nitelemek yanlıştır. Hem onu tahtan indirdiği söyleyen Karasu bir Yahudidir. Onlara çok taviz vermiştir. Yönetime Müslüman Türk insanını getirmemiştir. Keza saltanatı döneminde çok toprak kaybettiğimiz ve bölünme yaşadığımızı tarihçiler yazıyor. Yani Osmanlıdan koparak bir çok yeni devletler kurulmuştur..
Vesselam ben de vicdanımda Abdulhamidi böyle değerlendirdim. Mekanı cennet olsun.