Kahramanmaraşlı Umrecilerin Mekke Ziyaretleri
GÜLAY DOĞAN
MEKKE – Kahramanmaraş’tan kutsal topraklara gelen Kahramanmaraşlı Umreciler Mekke ziyaretlerine devam ediyorlar..
Güzelbulut Turizm ile , Gaziantep den Cidde ye oradan Mekke’ye gelerek umre ziyaretini tamamlayan Kahramanmaraşlı umreciler bugün : Nur Dağı, Arafat, Cemeli Rahme, Mina, Müzdelife, cemarat ve Hıra dağı – Nurdağı gezilerini yaptılar..
Gurup Hocası Hayrullah Kahveci , Kur’an-ı kerim okuyarak başladığı ziyaretine İlk durak : Nur Dağı Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ebu Bekr-i Sıdık (r.a.) ile hicret ederken bu mağaraya girerek 3 gece kaldılar. Mağaraya önce Hz. Ebu Bekir girerek zararlı bir şey olup olmadığına bakmış, sonra da Rasülüllah Efendimiz girmiştir. Burada kaldıkları sürece Hz. Ebu Bekr’in oğlu Abdullah, gündüzleri müşriklerin arasında dolaşıyor, geceleri malumat getiriyordu. Kölesi Amr ibn-i Füheyre ise o civara koyunları sürüyor, hem Abdullah’ın izlerini kaybettiriyor ve hem de süt ikram ediyordu. Bu mağarada üç mucize sudur etmiştir:
Hz. Ebu Bekir’in ayağını yılan sokmuş, Rasülüllah Efendimiz (s.a.v.) mübarek tükürüklerini sürmüş, o anda acısı geçip şifa bulmuştu.
Onlar içeri girdikten sonra Allah’ın emriyle mağaranın ağzına örümcekler ağ germiş ve güvercinler yuva yapmışlardı.
Müşrikler mağaranın önüne kadar gelmişler, içlerinden biri aramak istemiş, Ümeyye bin Halef ona; “Orada ne işin var, aklını mı yitirdin? Orada Muhammed doğmadan örümcekler ağını germiş, kuşlar yuva yapmış” deyince mağaraya girmekten vaz geçtiler. Hz. Ebu Bekir; “Müşrikler mağaraya yaklaştıkları zaman ayakları görülüyordu. Dedim Ki: “Ya Rasülallah, başlarını eğseler bizi görürler.” Peygamberimiz (s.a.v.) : “Sus ya Ebâ Bekr, bu ikinin üçüncüsü Allah’tır” buyurdu.
Üç gün kaldıkları Mağradan Sevr Dağının inerek ve Medine-i Münevvere’ye doğru sahil yolundan hareket edildi..
Hayrullah Kahveci uzun uzun anlattı biz özetledik..
Kahramanmaraşlı umreciler : Arafat dağıdır bizim dağımız Orda kabul olur dualarımız (Yunus Emre misali dua ederek ) Arafat anlatmaya başlayan Hayrullah Kahevci : Mekke-i Mükerreme’nin 25km. Uzakta Arafat, haccın en önemli rüknü olan vakfenin yapıldığı yerdir. olan bu sahanın tamamı 13,68 km2’dir. Bu mübarek mevkiye Arafat Hz. Âdem ile Havva Validemiz yeryüzüne indikten uzun zaman sonra birbirlerine kavuşup birbirlerini tanıdıklarından, Cibrîl-i Emin İbrahim (a.s.)a hac menâsikini burada tarif ettikten sonra “bildin, öğrendin mi?” deyince İbrahim (a.s.) da “bildim, öğrendim” dediği içindir.
Bu yalvarmalarına mukabil Allâh-ü Teâlâ “şimdi kendinizi bildiniz Mekke tarihiyle ilgili eserlerde zikredildiğine göre Arafat’ta bahçeler, arefe gününde Mekkelilerin gelip kaldığı güzel mekânlar mevcuttu. Zaman içinde bunlardan eser kalmamış.
Müzdelife’ye dönüşünü kolaylaştırmak için Arafat’ı buraya bağlayan dokuz ayrı otoyol yapılmıştır.
Cebel-i Rahme: Arafat Ovası’nın kuzey tarafında, halk arasında “Arafat Dağı” olarak bilinen granit taşlarından oluşmuş tepedir. Âdem aleyhisselam’ın, yeryüzüne inişinin yüzüncü senesi, Kâbe’nin inşasını tamamladıktan sonra Havva Validemizle buluştukları mübarek mevkidir.
Peygamberimiz (s.a.v.) arefe günü öğle ve ikindiyi Mescid-i Nemre’de kılmış, Cebel-i Rahme’nin eteğinde Mescid-i Sahrat’ın bulunduğu arsaya gelmiş, Arafat vakfesini orada yapmıştır.
Mina: Men ve ihsan manasına olup aynı zamanda Arapça’da insanların toplandığı veya kan akıtılan yere de mina denir. Mina, Mekke-i Mükerreme ile Müzdelife arasında Mescid-i Haram’ın yaklaşık 7 km. kuzeydoğusunda, Sabır dağı ile Mürselat Dağı arasındadır ve Harem sınırları içindedir.
Mina, Harem hudutları içerisinde olup; Hz. İbrahim’in şeytanı taşladığı, Oğlu İsmail (a.s.)’a bedel olarak koç kestiği, Mescid-i Hayf’ın bulunduğu, Ensar ile birinci ve ikinci Akabe biatlarının yapıldığı, Veda haccı esnasında Nasr suresinin nazil olduğu, Teşrik günlerinde Rasülüllah (s.a.v.) Efendimiz’in gecelediği, Mürselat suresinin nazil olduğu mübarek bir mekandır.
Peygamber Efendimiz’in uygulaması doğrultusunda Arafat’a giderken yevm-i tevriyede bir gün, şeytan taşlama günlerinde üç gece Mina’da kalmak sünnettir. Aynı şekilde Harem sınırları içinde kesilmesi gereken hac kurbanının Mina’da kesilmesi, yine hac ibadetinin önemli bir parçası olan “saç kesme ve kısaltma” nın da Rasül- ü Ekrem’in tatbiki sebebiyle Mina’da yapılması daha faziletli kabul edilmiştir. Arafat ve Müzdelife gibi ortak bir ibadet mekânı olduğundan 812 hektarlık bir alanı kapsayan Mina’nın da özel mülkiyete konu olamayacağı Hz. Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir.
Cebel-i Nur: Mekke-i Mükerreme’nin kuzey doğusunda, Mescid-i Haram’a yaklaşık 5 km. mesafede, içinde Peygamberimiz’e ilk vahyin geldiği mağaranın da yer aldığı dağdır. Cebel-i Nur (Nur Dağı) diye anılması, insanlara en doğru yolu gösteren vahiy nurunun bu mağaraya inmesi sebebiyledir. Gâr-ı Hıra: Cebel-i Nûr’un zirvesinin 20 m. kadar aşağısındadır. Rasülüllah Efendimiz’e ilk vahyin geldiği yerdir. Mağaranın uzunluğu 3 m, genişliği 1,30 m, yüksekliği 2 m.dir. Bu mağaranın Efendimiz’in hayatında çok ayrı bir yeri vardır. Burası mağara olarak anılmakla birlikte aslında üst üste yığılan kaya blokları arasında kalmış iki tarafı açık, sivri tonozlu tünele benzer şekilde gayri muntazam bir boşluktan ibarettir.
Recep ve Ramazan gibi aylarda burada inzivaya çekilirlerdi. Hz. Muhammed’in dedesi Abdulmuttalib de bunlardan biriydi ve zaman zaman Hira’daki mağaraya çekilip kendini ibadete verirdi. Efendimiz (a.s.) da muhtemelen otuz beş yaşlarında iken Ramazan aylarında dedesinin inzivaya çekildiği bu mağaraya gidip-gelmeye başladı. Hira’dan her inişinde evinden önce Mescid-i Haram’a giderek Kâbe’yi tavaf etmeyi âdet edinmişti.
Kahramanmaraşlı umreciler : tavaf , umre , ziyaretlerle dolu dolu günler geçiriyorlar..
Kahramanmaraşlı Umrecilerin Mekke Ziyaretleri
Hz. Ebu Bekir’in ayağını yılan sokmuş, Rasülüllah Efendimiz (s.a.v.) mübarek tükürüklerini sürmüş, o anda acısı geçip şifa bulmuştu