Sahte Diploma Açıklaması

Av. Ahmet Çabukel : Bugün burada sadece bir hukuksuzluğu değil, aynı zamanda vicdanları sızlatan, insanlığın sınırlarını zorlayan bir skandalı sizlerle paylaşmak üzere toplandık.

İyi Parti Hukuk İşleri Genel Başkan Yardımcısı, Yardımcısı Ahmet Çabukel

Sahte Diploma Açıklaması

KAHRAMANMARAŞ - İyi Parti önceki dönem il başkanı, Milletvekili adayı ve bugün de Hukuk ve İnsan hakları Genel Başkan Yardımcısı Yardımcısı Ahmet Çabukel , Kahramanmaraşlı deprem şehitleri Avukatlar adına sahte diploma çıkarılmasına tepki gösterdi.

Deprem şehidimiz Nesibe Kaya Zabun adına düzenlenmiş, Gazi Üniversitesi'ne ait diploma ile ve diğer Deprem şehidi Avukatların diploma numarası ile başkalarının adına Gazi Üniversitesinden o diploma numarası ile mezun olmuş gibi sahte diploma yapanlara tepki gösterdi.


Av. Ahmet Çabukel : Bugün burada sadece bir hukuksuzluğu değil, aynı zamanda vicdanları sızlatan, insanlığın sınırlarını zorlayan bir skandalı sizlerle paylaşmak üzere toplandık.
Hepimizin bildiği üzere, son günlerde sahte diplomalarla, sınav puanlarının
değiştirilmesi ile ilgili çarpıcı gerçekler birer birer gün yüzüne çıkıyor. Ancak bugün
sizlere anlatacağım olay, bu rezaletin hangi boyutlara ulaştığını gözler önüne serecek
kadar ağırdır.
Deprem şehidimiz Nesibe Kaya Zabun adına düzenlenmiş, Gazi Üniversitesi'ne ait
gerçek bir diploma... Ancak bu diploma, ne yazık ki Nesibe Kaya Zabun 'un mezun
olduğu şekliyle kalmamış.
Bu diploma, aynı öğrenci numarası kullanılarak, sadece isim ve T.C. kimlik numarası
değiştirilerek Münir GÖZÜBENLİ adlı bir şahıs adına yeniden düzenlenmiştir.
Yapılan teknik incelemelerde, şüpheli Münir GÖZÜBENLİ’nin;
– 130601239 numaralı öğrenci kayıtları üzerinde değişiklikler yapıldığı,
– Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu gibi gösterildiği ve bu bilginin YÖKSİS
sistemine işlendiği,
– Mezuniyet kaydına paralel şekilde, kendi e-Devlet hesabından “Mezun Belgesi,
Transkript, Öğrenci Belgesi” sorgulamalarının defalarca yapıldığı tespit edilmiştir. Evet,
yanlış duymadınız. Şehidimiz tarafından alın teriyle kazanılmış bir akademik belge;
hiçbir hakkı olmayan birine, hiçbir ahlaki kaygı duyulmadan, sahte bir biçimde verilmiş.
Burada mesele sadece bir sahte diploma meselesi değildir.
Burada mesele, bu ülkenin en acılı insanlarının, deprem şehitlerinin, en mahrem hakkı
olan belgelerinin dahi pazara düşürülmüş olmasıdır. Burada mesele devletin kendi
vatandaşlarının kişisel güvenliğini sağlayamaması meselesidir.
Deprem şehidimiz Nesibe Kaya Zabun daha hayattayken hakkı yenilerek, Aylarca
Türkiye’nin gündeminde kalmış ezgi apartmanında, o kolonu kesilen apartmanda
hayatını kaybetmişti.
Hatırlarsanız tam 8 gün boyunca eşi ve kucağında kızı Asude ile birlikte kurtarılmayı
beklemiş ancak Denetimsizlik, yetersizlik ve beceriksizlik sebebiyle maalesef 8. günün
sonunda yani 14 şubatta enkazdan cenazeleri çıkartılmıştı.
Depremden önce defalarca belediyeye başvurulmasına rağmen belediyenin bizzat
gelip inceleme yapmasına ve fotoğraflar çekmesine rağmen müdahale edilmeyen o
apartmanda Kucağında kızıyla birlikte, ailesiyle 14 şubatta sevgililer günü kutlaması
gerekirken. Yaşam hakkı gaspedilerek kolonları kesilen binada bizzat göz göre göre
ölüme sürüklenmişti.
Daha hayattayken en değerli hakkı olan yaşam hakkının gaspedilmiş olması ile başlayan
bu süreç bugün insanlıktan tiksindirici olaylarla yeniden gündemimizdedir.
Nesibe Kaya Zabun’un diplomasına hırsızlar tarafından el konulmuştur. Şimdi birileri
çıkıp bu işi tek kişi yapmış gibi örgüt lideri Tayfur Toker’in adını öne sürüyor. Bu iş bir
kişinin yapabileceği bir iş değildir. Organize bir iştir. Tek bir kişi nasıl olurda onlarca
devlet kurumunun bilgilerini çalabilir. E-imzalara girebilir ve bunu Türkiye’nin her
yerinde yapabilir? Bu örgütün içindeki herkesin bu konuda parmağı bulunmaktadır.
Bu olay ‘Bu kadar kolay verilere ulaşan kişiler var olduğuna göre istihbarat ajanları veya
ülkemize bir şekilde musallat olan casusların ne kadar kolay bir şekilde verileri elde
edebileceği ve değiştireceği yani casusluk yapabileceğini maalesef gözler önüne
sermiştir.’
Ancak buna rağmen yetkililer bu konuya dahil olanları neden saklanmaya
çalışmaktadır. Bunlar kimdir? Bu kişilerin mal varlıkları neden incelenmeye
alınmamaktadır. Yazılı ve görsel sınavlara müdahale edebilen bu hırsızlar çetesi ile ilgili
bilgiler neden halktan gizlenmektedir. Onlar bizim tüm bilgilerimize erişirken biz onların
adlarını bile zor duyuyoruz.
Biz bu davaya sadece bir “hukuk dosyası” olarak değil, vicdani bir görev olarak dahil
oluyoruz. Çünkü konu yalnızca Zabun ailesinin konusu değildir; konu bu ülkenin onuru,
evlatlarının emeği ve şehitlerinin hatırasıdır.
Bu dosyada bulunan özellikle kurumlarda çalışan ve mağdur olarak geçenlerin mal
varlıkları inceleme altına alınmalıdır. Örgütlü olarak yargılanmaya devam edilip asliye
ceza mahkesinin dosyayı görevsizlikle, ağır ceza mahkemesine göndermesi ve
yargılamanın orada devam etmesi gerekmektedir.
Bu bir insan hakları sorunudur. Ve maalesef Türkiye’mizde insan haklarının ihlal
edildiğinin en büyük kanıtlarından bir tanesidir.
Hepimizin hayatlarının ne kadar önemsiz olduğunu ve Türkiye’de şans eseri yaşadığımızı
biliyoruz zaten, bari öldükten sonra haklarımızı koruyun.
‘Ben bilmiyordum. Ben görmedim’ gibi bahanelere sığınmak yerine çıkın hayatınızda bir
kere onurlu davranın ve istifa edin.
Buradan bir kez daha açıkça söylüyoruz:
Bu sahte diplomalar zincirine bulaşan herkes, hangi makamda olursa olsun, adalet
önünde hesap vermelidir.
Daha yaşarken yaşam hakları elinden alınan Deprem şehitlerimizin isimleri, hiçbir
şekilde sahtekarlıkla anılamaz, anılmamalıdır.
Kamuoyunu, bu davanın takipçisi olmaya davet ediyor; tüm yetkilileri bu dosyayı en
derin noktalarına kadar aydınlatmaya çağırıyoruz.
Buradan devletimizin yetkililerine de sesleniyoruz:
Bu sahte diplomalar zincirinin, kimlere uzandığı ortaya çıkarılmalı ve bu rezalete adını
bulaştıran herkes, ama herkes, yargı önünde hesap vermelidir.
Biz iyi parti olarak bu ülkeyi tekrardan olması gereken seviyeye çıkartmak adına gece
gündüz demeden çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 1.yüzyılının
sonlarını ve 2. yüzyılının başlarını mahfeden bu iktidar’a Türkiye Cumhuriyet’inin ciddi
bir devlet olduğunu tekrar hatırlatmak istiyoruz.
biz iktidara geldiğimizde bugün göz yumduğunuz, bugün sessiz kaldığınız hakları yenen
milyonlarca insana haklarını teslim edip böyle durumlar yaşanmaması adına bu
süreçlere en uygun işlemi belirleyeceğiz.
Örneğin, ‘onay sürecinde tek bir imza ile değil birden çok imza ile orjinal belgenin
zorunluluğu gerekecek’. Çözümler aslında gördüğünüz gibi basit. Ama bu basit
çözümleri uygulayacak kadar bile liyakatleri yok. Düşünemiyorlar. Yaptıkları tek şey
kendilerine yap denilen şeyler olan bu yöneticileri halkımızla birlikte sandıklarda
göndereceğiz.
Çünkü bu ülke, evlatlarının alın terini hiçe sayanlara teslim edilmeyecek kadar
kıymetlidir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Asayiş Haberleri