“Türkiye’yi bunlara diz çöktürmeyeceğim, söz!”

“Türkiye’yi bunlara diz çöktürmeyeceğim, söz!”
Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Bolu’dan halk kahramanı Köroğlu gibi seslendi:“Türkiye’yi bunlara diz çöktürmeyeceğim, söz!”Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı...

Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Bolu’dan halk kahramanı Köroğlu gibi seslendi:
“Türkiye’yi bunlara diz çöktürmeyeceğim, söz!”
Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, ilk seçim gezisine Bolu’dan başladı. Halk kahramanı Köroğlu heykelinin önünde, Köroğlu gibi seslenen İnce, “Biz Köroğlu gibi direneceğiz! Zulme boyun eğmeyeceğiz. Haksızlığa uğrasak da, susmayacağız. İftira atsalar da boyun eğmeyeceğiz. Ben bunlara boyun eğmeyeceğim. Türkiye’yi bunlara diz çöktürmeyeceğim, söz!” dedi.Bolu Belediye Meydanında, Köroğlu heykelinin önünde halkın karşısına çıkan İnce’nin sözleri sık sık “Ne sağdan, ne soldan, Atatürk’ün yolundan”, “Türkiye’ye güvence, Muharrem İnce”, sloganları ile kesildi. Bolu’da son derece keyifli görünen Cumhurbaşkanı adayı İnce, şöyle konuştu:“ÇOK ŞENLİKLİ BİR SEÇİM OLACAK”Bu sefer çok şenlikli bir seçim olacak. Çünkü, bu sefer, Fetöcüler Millet İttifakını destekliyor. Her gün sahte bir belge. Yok Beykoz ilçe başkanlığı bize imza vermiş AKP’nin. Yok otobüs kaldırmışlar bize imza için, yok eşimin 10 milyonluk jipi varmış. En sonunda da Muharrem İnce’nin Bolu Basın açıklaması Valilik tarafından iptal edilmiştir diye belge yayınladılar. Sonra da valilik ne yapsın “Yok böyle bir şey” diye açıklama yaptı. Bu sefer de bak Valilik bunu destekliyor diye yazdılar. Yani, ben bu fetöcülerin sahtekarlığını düzmece delillerini biliyorum da, benim eski arkadaşlarımın bunları paylaşmasına üzülüyorum.
“KÖROĞLU HEYKELİNİNİN ÖNÜNDE BAŞLAMAMIZIN BİR NEDENİ VAR”Bugün burada Köroğlu heykelinin önünde başlamamızın bir nedeni var. O şu; Bu ülkedeki ağalara beylere, Bolu beylerine, fakire fukaraya zulmedenlere Köroğlu gibi çarpışa çarpışa göğüs göğüse mücadele edeceğiz. Eşimin 10 milyon dolarlık jipi olduğu iddiasını ortaya attılar. Ülkü hanıma soruyorum. Bulurlarsa bedava veriyor musun? Gelsinler bulsunlar onların olsun.“CHP LİSTELERİNİ GÖRÜNCE DUDAKLARINIZ UÇUKLAYACAK”
Dolar 10 tl olacak dediğimde bana güldüler, dolar 20 tl oldu. Deprem beka meselesidir, dediğimde beni dinlemediler. 3 Mart’ta siyasi deprem olacak dedim dinlemediler. Yarın ayın kaçı? 10 Nisan’da bir şeyler olacak dedim. Ne olacak? Siyasi deprem olacak. Şu CHP listelerini görünce dudaklarınız uçuklayacak. Kalbiniz sızlayacak, yüreğiniz daralacak. Utanacaksınız, utanacaksınız. Bu akşam saat 17:00’de CHP listelerini gördüğünüzde Muharrem İnce’nin ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz. Ben şimdi konuşmayacağım yarın konuşacağım.

“MEMLEKET PARTİSİ’NE KİMLERİ DAVET EDİYORUM”

Ben şimdi Bolu’dan sesleniyorum, Memleket partisine kimleri davet ediyorum?

Kafası bozuk olanları, canı sıkılanları, gelecekten kaygı duyanları, trafikte morali bozulanları, çocuğuna harçlık veremeyenleri, iktidardan bıkanları, muhalefete kızanları, umut arayanları, özgürlük isteyenleri, kirasını ödeyemeyenleri, maaşı ile geçinemeyen emeklileri davet ediyorum. Daha da önemlisi ben bunca yıllık siyasetçiyim, sayısız meydanlarda oldum. İlk kez, bu kadar genç görüyorum.

“21 YILIN SONUNDA HİÇBİR SORUNUMUZU ÇÖZEMEDİ”

Bu ülkenin kaderini gençlerle değiştireceğiz, gençlerle. Buna inanıyorum. Benim memleketimin güzel çocuklarım. Hep beraber yapacağız bunu. 21 yıllık bir iktidar var. 21 yılın sonunda hiçbir sorunumuzu çözemedi, ekonomiyi düzeltemedi. Sokaklar Suriyeli dolu, tarım bitti, Eğitim çöktü, Milli eğitim mahvoldu. Merkez Bankasının rezervleri tükendi. Her yanımız borç. Biber oldu 100 lira, soğan oldu 30 lira. Yargıyı muhalefetle birlikte mahvettiler. İsrafta rekor kırdı. Yazlık sarayları kışlık sarayları oldu. Türkiye’yi kutuplaştırdı. Liyakatı bitirdi. Eğitim sistemini yok etti. Basını susturdu. Gazeteciler parti sözcüsü oldu. Kimse konuşamaz oldu. Depremle ilgili hazırlıkları geç yaptı. Ormanlarımız cayır cayır yanarken, o lüks uçakları ile gezdi. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara yüzsüzlüğü ekledi. Şeffaflığı, hesap vermeyi yok etti. Kibiri o kadar büyük ki, devleti kendinin zannetti. Ben gidersem devlet yıkılır dedi. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşayacağını düşünemedi.

“CUMHURBAŞKANI OLDUĞUMDA”

Kendisine karşı çıkan herkese, terörist dedi. Ona selam veren herkes zenginleşti. Üniversiteleri binadan ibaret zannetti. Bilimin önemini kavrayamadı.  Cumhuriyetimizin kurucularına saygısızlık etti. Sınırlarımızı kevgire döndürdü. Eğer 14 Mayıs Akşamı bu kardeşinize yetki verirseniz, bakın neler yapacağım onu anlatayım; Hemen Esat ile masaya oturacağım. Şam’a büyükelçi atayacağım. Uluslararası güvence vererek, Suriyelileri güle güle memleketlerine göndereceğim.

“MEMLEKETİN BÜTÜN ÇOCUKLARI, ÖĞRETMEN MUHARREM İNCE’NİN EVLATLARIDIR”

Sizin evlatlarınız benim de evlatlarım. Bu memleketin bütün çocukları öğretmen Muharrem İnce’nin evlatlarıdır. Bu ülkede tarımı ayağa kaldıracağım. Çocuklarınıza ucuz et, süt, balık, yedireceğim çocuklarınız düzgün beslenecekler, bunu unutmayın. Çocuklarınızı iyi okullarda okutacağım. En iyi okul, en yakın okuldur. Devlet okullarının niteliğini arttıracağım. Özel okullara para vermek zorunda kalmayacaksınız. Bunu yapacağım. Pazar günü Cumhurbaşkanı seçildiğimde, hemen Salı günü yabancıya konut satışını yasaklayacağım. Geçen sene 100 bin konut satıldı yabancıya. Bunu yasaklayacağım. Çünkü yabancıya konut satışını yasaklamazsan, kiralar daha da yükselecek. Kiraları düşürmenin yollarından biride budur. Bunu yapacağım. Sonra çocuklarınız üniversiteye gittiğinde, sizin çocuklarınızı tarikat yurtlarına muhtaç etmeyeceğim. Bu ülkenin bütün öğrencileri iki kişilik odalarda kalacak. Net, söz. Sonra bu çocuklaramıza iş bulacağım. İyi beslenecekler, iyi okullarda okuyacaklar, tarikatlara teslim olmayacaklar ve onlara iş bulacağım.

“SÖZ VERİYORUM!”

Araç fiyatları, otomobiller çok pahalı. Bakın size söz. Bir kararname ile Türkiye’de üretilen araçların ÖTV’si araç fiyatının yüzde 50’sini geçemeyecek. Bunu da böyle çözeceğiz. Türkiye’nin milli gelirin yüzde 2’sini tarıma ayıracağım. Öğretmenlere sesleniyorum; Eylül ayına kadar, 14 Mayıstan okullar açılana kadar 100 bin yeni öğretmen atayacağım, söz!

Doktorlara sesleniyorum, hekimlere sesleniyorum; Benim güzel evlatlarım, sakın ha, yurt dışına gitmek yok. Siz o saraydakine bakmayın. Aman çocuklar biz yaşlanıyoruz. Bizi kim tedavi edecek?

Sakın ha, yurtdışına gitmek yok. Siz bizim göz bebeğimizsiniz. Bütün doktorlara sesleniyorum. Türkiyeye geri gelin!

Ben Cumhurbaşkanı seçildiğimde size söz, rektörleri ben atamayacağım. Rektörleri üniversite bileşenleri seçecek. Üniversite öğrencileri, burslarınızı söylüyorum. Burslarınız asgari ücretin yarısı olacak. Bu arkadaş sarayı çok seviyor ya, yazlığı ayrı, kışlığı ayrı. Marmaris’te okluk koyunda bir saray yaptırdı ya kendine, Türk Milletine sözümdür. Allah nasip eder, Türk milleti de beni seçerse yazlık sarayı engelli çocuklara açacağım.

“ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUKLARI ZİYAN ETTİRMEYECEĞİM”

Bu ülkede 1,2 milyon çocuk doğuyor. O kadar çocuk okula başlıyor demektir. Bunların yüzde 1’i üstün zekalıdır. Yani, her yıl 12 bin üstün zekalı çocuk var. Bu çocukların 10 bini ziyan oluyor. Ya okuyamıyor, ya yurtdışına gidiyor. Ben bu 12 bin üstün zekalı çocuğu öğretmen cumhurbaşkanı olarak ziyan etmeyeceğim, etmeyeceğim, etmeyeceğim!

Devlete olan güveni yeniden kuracağım. TÜİK’e, Merkez Bankasına ÖSYM’ye, herkes devlete yeniden güvenecek. Yargıya liyakatı getireceğim. İşinin ehli insanları atayacağım. Türkiye’yi 300 akıllı insanla yöneteceğim. Başörtüsüne mini eteğine bakmadan, Türklüğü ile Kürtlüğü ile, Aleviliği ile Sünniliği ile ilgilenmeden, sağcı solcu demeden, sadece ehliyetli mi? Değil mi? buna bakacağım.

Türkiye’de marka üreten gençler, tasarım yapan gençler, bütçemizin yüzde 5’ini ARGE çalışmalarına ayıracağım. Öncelikli sektörlerimiz; Tarım, tarıma dayalı sanayi, turizm, tekstil, moda, film endüstrisi olacak. Bunları destekleyeceğim. Türkiye’de 5 yıldızlı demokrasi olmadan, 5 yıldızlı turizm olmaz. 100 milyon turist, 100 milyar dolar gelir diyorsak, önce demokrasimizi düzelteceğiz.

“TÜRKİYE’Yİ 3A, 3B ve 3H İLE YÖNETECEĞİM”

3 A ile yöneteceğim Türkiyeyi; Akıl, Adalet ve Ahlak!

3B ile yöneteceğim, Önce barışacağız, sonra büyüyeceğiz, sonra bölüşeceğiz. Adil bölüşeceğiz.

3H ile yöneteceğim, Huzur, Hukuk ve Hakkaniyet!

Bu ülkede eğer bir öğrenci yurdunda, bir tarikat yurdunda bir çocuğumuz tacize uğrarsa, tecavüze uğrarsa, o yurdu yerle bir edeceğim!

Nano teknoloji, Muharrem İnce, bilim demeye devam edecek! Nano teknoloji, Quantum, uzay madenciliği, Nitelikli eğitim, yüksek teknoloji, yapay zeka, iklim değişikliği, dijitalleşme ve füzyon demeye devam edeceğim!

Ben bilim, hukuk ve gelecek demeye devam edeceğim. Onlar, toplanmışlar hepsi beraber. Bir tarafta 17 parti, öbür tarafta alayı, ben tek başıma bir otobüs, bir telefon.

“BİZİM İTTİFAKIMIZ İYİ İNSANLARLA”

Bizim ittifakımız milletle, kadınlarla, gençlerle, çiftçilerle, esnafla, emeklilerle, helal lokma yiyenlerle, bizim ittifakımız yolda bulduğu ekmek parçasını öpüp kenara koyanlarla, bizim ittifakımız yetimin başını okşayanlarla, iyi insanlarla ittifakımız. 

Tek adama karşımıyız? Tek adaya karşımıyız? Ne tek adam, ne tek aday; Adam gibi adam aday!

Bu kardeşiniz 35 gün sonra, bu meydanları ne hale getirecek, herkes bir daha düşünsün!

“SİZ UTANMIYOR MUSUNUZ?”

Şimdiden başladılar, kaybedersek diyor, sorumlusu Muharrem İnce’ymiş!
Dur, dur! Cevabım var; 17 parti bir araya gelecek, 11’de Büyükşehir bir araya gelecek. Gazeteler var. Televizyonlar var. Trilyonlarca lira, hazine yardımı var. Belediyeler var. Firari fetöcüler var. Troller var. Ya siz, utanmıyor musunuz? Bu kadar imkan, bu kadar para, bu kadar hazine, bu kadar belediye. Bir telefon, bir 2006 model araba, bir Muharrem İnce ve gönüllüler! Siz utanmıyor musunuz?

“TÜRKİYE’NİN MUHALEFET SORUNU DA VAR!"

Türkiye’nin bir iktidar sorunu var, doğru. Bu iktidar gitmeli, ama Türkiye’nin muhalefet sorunu da var. Bu muhalefet gitmeden, bu iktidar gitmez. Sistemi anlatayım size, sistem şu;

Önce kazanacak aday dediler… Sen kazanamazsın dediler Kılıçdaroğlu’na, sen değilsin!
Ekrem İmamoğlu, ya da Mansur Yavaş. Sonra allem oldu kallem oldu. Kılıçdaroğlu aday oldu.
Anlaştılar.

Davutoğlu sordu, Ey Kılıçdaroğlu seni kabul ederim, ama bana ne vereceksin?
Beni kabul et, sen de Cumhurbaşkanı yardımcısı ol. Sana bakanlık vereyim, milletvekilliği vereyim.

Girdi topa Temel, Ey Kılıçdaroğlu bana ne vereceksin?

Sana da cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık, milletvekilliği,
Girdi topa Babacan, bana ne vereceksin?
Sana da cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık, milletvekilliği,

Girdi topa Gültekin Uysal, Sana da C.Başkanlığı yardımcılığı verdim gitti.

Meral hanım kalktı masadan. Masaya döndürmek için formül lazım.

Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş size de verdik Cumhurbaşkanı yardımcılığı, bu da tamam.
Yeter ki, beni aday yapın! Şimdi milletvekilliği dağıtıyorlar bugün. Evlere şenlik evlere…
Hayatı boyunca CHP’ye küfredenlen insanlar, bu gün CHP listelerinde. O bana kızıp hain diyenler var ya, aynaya bakın hainleri görürsünüz.
“BEN NAMUSLU İNSANLARIN OYUNU İSTİYORUM”
Bu kaçak fetöcülere Bolu’dan bir selam gönderiyorum. Memleket Partisine ve Muharrem İnce’ye oy vermeyeceğiz diyorsunuz, Teşekkürler. Sizden zaten oy isteyen yok ki; Ben namuslu insanların oyunu istiyorum. Ben meclisi bombalayanların oyunu istemiyorum. Ben Türk ordusunun generallerine kumpas kuranlarım oyunu istemiyorum. Ben kendime ve memleket partisine bu insanlara iftira atanlara, sahte belge düzenleyenlerden oy istemiyorum. Ama bu mv adaylıklarında ilk kez partimizin kasasıda para oldu. İlk kez kaloriferleri yaktık kemiklerimiz ısındı.

*FETÖCÜLERE SESLENİYORUM”

Yurt dışındaki kaçak fetöcülere sesleniyorum. Her gün bana iftira atıyorsunuz.
Ben size diyorum ki; uçak bileti göndereyim size, gelin oy kullanmaya olur mu? Uçak parası Memleket Partisi’nden. Oy kullanmaya gelin. Aklınıza şöyle bir soru geliyor mu? Otel parası ne olacak? diye. Cezaevi bedava zaten! Fetöcüler hadi gelin. Namusluysanız, yürekliyseniz gelin. Biletler benden, yatak devletten!

Bana ve Memleket partisine, bütün arkadaşlarıma her taraftan ateş ediyorlar.

Bir bakıyorum hesaba, hesap PKK’lı! PKK’lı bırakıyor saldırıyı, Fetöcü başlıyor! Fetöcü bırakıyor. Hizbullahçı başlıyor! Her taraftan ateş ediyorlar!

İşte bir yanda sarayın muhafızları, bir yanda plaza muhafızları. İşte ben de Köroğlu gibi döne döne, vuruşa vuruşa, çarpışa çarpışa mücadele edeceğim onlarla!

“KÖROĞLU GİBİ DİRENECEĞİZ”

Biz Köroğlu gibi direneceğiz! Zulme boyun eğmeyeceğiz. Haksızlığa uğrasak da, susmayacağız. İtira atsalar da boyun eğmeyeceğiz. Ben bunlara boyun eğmeyeceğim. Türkiye’yi bunlara diz çöktürmeyeceğim, söz!


Size diyorum ki; Girin koluma, düşün peşime!
Ne cumhur ne millet, Ne sağdan ne soldan, Atatürk’ün yolundan!


Bunlar gitmeli, bunlar gidecek. Bunları göndereceğiz. Ama Erdoğan’la olmaz. Bu aklı yitirdi. Erdoğanla olmaz ama Erdoğan’ın eskileri ile de olmaz. Dördünün oyunu toplasan bir milletvekili çıkaramaz. Sırf Kılıçdaroğlu’nu aday yapsınlar diye ulufe dağtıyor. Ver babam ver!

Fransa da iki yarışan parti vardı. Kenardan biri geldi, partisi de yok. İkisini birden darmadağın etti

Bir yanda hizbullahçılar, bir tarafta PKK’lılar, fetöcüler. Yarıp geçeceğiz ortadan, yarıp geçeceğiz!


Burada hiç kuşkunuz olmasın, fabrikalarının bacalarını tüttüreceğiz. Tarlalarından bereket fışkırtacağız. Köroğlu gibi haykıracağız.

‘Köroğluyum, kayaları yararım

Halkın kılıcıyım, hakkı ararım

Şah’tan, padişahtan hesap sorarım

Uykudan uyanan katılsın bana’ diyor

“İKİNCİ TURDA YÜZDE 65 İLE CUMHURBAŞKANI OLURUM”

Biz daha yeni başladık. Bir ay öncesine kadar partimizin oyunu yüzde 1-2 gösterenler, bugün 9- 10 gösteriyor. Beni de 15 gösteriyor. Bakın size söyleyeyim, 14 Mayıs günü Cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. 14 Mayıs günü 2’nci turda yarışacak iki kişiyi seçeceğiz. İkinci tura bu kardeşiniz kalırsa, yüzde 65 ile cumhurbaşkanı olurum. İkinci tura Erdoğan ile Kılıçdaroğlu kalırsa, korkarım ki; Erdoğan seçimi alır. Ben Erdoğan’ın gitmesini istiyorum. Hata yapmayın, bu seçim 1’nci tur seçimi değil, 2’nci tur seçimi.

“BİZ BARAJI GEÇİYORUZ”

Bazıları diyor ki; Memleket partisi baraja takılırsa ne olur? Güzel soru.
Bunu soranlara; biz barajı geçiyoruz. Eğer böyle bir endişeniz varsa, 2011 de MHP baraja takılmasın diye MHP’ye oy verdi. 2015’de HDP baraja takılmasın diye, CHP’liler gitti HDP’ye oy verdi. Kendilerince taktik uyguladılar. Şimdi ben sesleniyorum, eğer bizim baraj kaygımız varsa, gelin Memleket Partisine oy verin. Bu kadar. Ne var ki, bunda.

“SEÇİMİ BEN ALACAĞIM”
2018’de aday olduğumda benim oyum yüzde 20 idi… Yüzde 30,64 ile tamamladım. 11 puan kattım üstüne. Bu sefer üstüne 15 puan katacağım. 30’u geçeceğim birinci turda. İkinci tura kalacağım ve ikinci turu yüzde 65 ile alacağım seçimi. Bugün ısınma turum. Daha nicelerini yapacağım bunların. Daha yeni başladık. Hepinize teşekkür ediyorum. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Yolunuz açık olsun. Ayağınıza taş değmesin.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.