“ Memleketin Sorunlarını Memleket Partisi Çözer !

“ Memleketin Sorunlarını Memleket Partisi Çözer !
Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Berk Hacıgüzeller“ Memleketin Sorunlarını Memleket Partisi Çözer !BEKİR DOĞANKAHRAMANMARAŞ/ Memleket Partisi Kalkınma ve Sosyal Politikalardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Berk...

Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Berk Hacıgüzeller

“ Memleketin Sorunlarını Memleket Partisi Çözer !

BEKİR DOĞAN

KAHRAMANMARAŞ/ Memleket Partisi Kalkınma ve Sosyal Politikalardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Berk Hacıgüzeller, Türkiye’nin ve  Kahramanmaraş’ın yıllardır birçok sorunu olduğunu ve sorunların çözüme kavuşmadığını,”  söyledi.

      Memleket Partisi  Genel Başkan Yardımcısı Berk Hacıgüzeller, Partisinin İl Başkanlığı binasında İl Başkanı Emre Kazancı ile birlikte basın mensuplarıyla bir araya gelerek Türkiye ve Kahramanmaraş gündemini değerlendirdi.

     Kahramanmaraş’ın yıllardır çözülmeyen sorunları olduğunun altını çizen Berk Hacıgüzeller, “Kahramanmaraş Türkiye’nin 11.büyük ili 1,2 milyon nüfusu var. Burası, Akdeniz bölgesinin tek başına tüm tarımsal ihtiyacını karşılayabilecek bir potansiyele sahip bir şehir. Bakıyorsunuz tarımsal gelir sadece 6 milyar TL, bu rakam çok düşük. Kahramanmaraş’ın genel olarak Türkiye Milli gelirine katkısı ise 40 milyar TL, bu şehrin tarımsal ve sanayi yönünden altyapısı var, 1,2 milyon nüfusunun yüzde 80’i tarım ve hayvancılıkla geçiniyor ama meraların yüzde 95’i zayıf mera niteliğinde. Bunun nedeni de susuzluktur. Kahramanmaraş’ın il sınırları içerisinden geçen bin kilo kilometre ama 20 yılda Maraş’ta su sorunu çözülemedi. Böyle bir su kaynağı varsa su sorunun çoktan çözülmesi gerekiyordu. İktidar partisi köprülü kavşak yapıyor, günlerce öve öve bitiremiyor. Bunları biz yakından takip ediyoruz.

     Hacıgüzeller: “ Kahramanmaraş’ın dünyaca ünlü olma potansiyeline sahip Göksun Elması var, Malatya kayısı gibi dünya markası olmalıdır. Bu Göksun Elması ile tek başına işsizlik sorunu çözülebilecekken geliştirilememiştir. Arıcılık, balıkçılık-su ürünleri ve yine hayvancılık, kanatlı hayvancılık alanları alanlarında da önünün çok açık olduğu sanayi alanları var. Ahır Dağı eteklerinde yabani orkideler üretim potansiyeli var. Yine tek başına bu konu dünyada tek el olabilecek bir alan iken maalesef geliştirilememiş bir alanlardan birisidir. Kahramanmaraş’a en az 2 tane tarım ve hayvancılık organize sanayi bölgesi kurulması gerekiyor. Bu hükümet bu şehirdeki Elbistan şeker fabrikasını 65 milyon dolara sattı. Eğer bu şeker fabrikasını satıyorsanız, biraz önce saydığım imkânları da bu şehre kazandırmak zorundasınız. 4 bin 500 işçi çalıştıran bir şeker fabrikasını kara geçiremiyorsanız ve bu yönetim anlayışındaysanız, Türkiye ekonomisini düzlüğe çıkaramaz. Türkiye’nin ana sorunlarını çözememiş ve daha da derinleştirmiş olan bir partiden 2023 seçimlerinde de çözüm beklemek çok ciddi bir zaman kaybı olacaktır”  dedi.

     Türkiye gündemini de değerlendiren Memleket Partisi Kalkınma ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Berk Hacıgüzeller, Türkiye’de suni gündem yaratılarak oy avcılığı yapmak isteyenlerin olduğunu vurguladı ve konuşmasını sürdürdü: “Cumhurbaşkanı adayı kim olacak, sansür yasası, kılık kıyafetle ilgili kanun önerisi ve anayasa değişikliği, Abdülhamid ne yaptı, hangi ittifak ne dedi, kim ne cevap verdi gibi suni rüzgârlar yaratılarak oy avcılığı yapılmak isteniyor. Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışması yerine “önce seçmen ve sandık ittifakı gereklidir” diyoruz. 2023 seçimlerinde 60 Milyon üzerinde seçmen oy kullanacaktır. Bu kişileri tek tek kontrol edilmesi gereklidir. Kaç Suriyeli, kaç Afgan, kaç Iraklı, kaç Katarlı kaç Suudi Arabistanlı oy kullanacak? Terk edilmiş köy evlerinde, boş belde evlerinde seçmen yazıldı mı? Bu soruların cevapları verilmeli. Biz, Memleket Partisi olarak; “Seçmen listelerini paylaşalım ve tek tek kontrol edelim” diyoruz çocuklarımızın geleceğini bizden başka hiç kimse belirleyemez. Diğer önerimiz de; sandık ittifakıdır. 2018 seçimlerindeki muhalefetin sandık başarısızlığını biliyoruz. 2023 seçimlerinde 200 bin sandık olacak. Her sandık için en az 1 gözlemci ve 1 yedek gözlemci, en az 400 bin kişi gereklidir. Sandık başında olmak için işbirliğine hazırız. Türkiye’de kimin cumhurbaşkanı adayı olacağından önce, seçmen ve sandık kontrolünde işbirliği şarttır.    

Seçim kazandıkça her konuda haklı olduğunu düşünen bir iktidar partisi var. Kimseye sormadan, 20 yıldır bildiğini okuyor. 20 yılda Türkiye’nin hiçbir temel sorun çözülemedi. Enflasyon, işsizlik, yoksulluk, cari açık, bütçe açığı, yetersiz sosyal yardımlar, sığınmacılar gibi pek çok sorun çözülmemiştir ve çözümler 20 yıl öncesine kıyasla artık daha da zorlaşmıştır. Maaşlar; Emekli maaşları, çalışan maaşları neye göre artıyor, enflasyona göre. Kiralar; dükkân kirası ev kirası, neye göre artıyor, enflasyona göre. Market, pazar, sebze ve meyve fiyatları neye göre artıyor, enflasyona göre. Her şeyin sebebi enflasyon, vatandaşın en büyük problemi enflasyon ama iktidar döviz ve faizle uğraşıyor. Çünkü iktidar partisinin enflasyonla mücadele gücü kalmamıştır. Enflasyonla mücadele etmek için önce üretimi artırmak zorundayız.

Enflasyon içerisindeki gıda ürünlerinin payı yüzde 32’dir. Yani enflasyon

100 ise gıda ürünlerinin etkisi 32’dir, üçte biri. Türkiye ne yapmıştır son 20 yılda? Türkiye, tarım ithalatı yapan ülke durumuna gelmiştir. Tarım ithalatı 2020 yılında 15 milyar dolara, 2021 yılında 17 milyar dolara ve bu yıl ise 20 milyar dolara ulaştı. Tahıl ithal eden ülke durumuna geldik. Yerli üretim yerine ithalat yani dış-alım yapıyoruz. Tarım ürünleri ithalata bağımlı ise döviz kuruna da bağımlıdır. Döviz kuru arttıkça gıda fiyatı da artar. 84 milyon nüfusu, yılda 40 milyon turisti, 10 milyon sığınmacıyı her gün doyuran Tarım sektörü ve çiftçi Türkiye’nin en yoksuludur. 17 milyar dolar tarım ithalatı yapan ülkenin çiftçisi de yoksul olur. Türkiye’de tarım yapan 2,5 milyon aile var. 12 yıl önce 5 milyon aile idi şimdi 2,5 milyon aileye düştü. 5 yıl içinde 1 milyon aileye düşmesine tahammül edebilir miyiz, hayır. Açlık başlar, bu işin şakası yok. Paramız olsa da tarım ürünlerini satın alınamayacak hale geleceğiz yakında.”

Hacıgüzeller son olarak şunları kaydetti: “Bir Tarım Bakanı; Türkiye’yi 30 havzaya bölerek bir üretim modeli üzerinde çalıştı. Sonraki tarım bakanı, Türkiye’yi 941 havzaya ayırarak üretim ve envanter modeli hazırlamaya çalıştı. Sonraki Tarım Bakanı bu çalışmaları bir kenara bıraktı ve tarım üretimini holdinglerin yapması gerekir dedi. En son tarım bakanı da geçen gün Afrika’da tarım arazisi kiralıyoruz diye müjde verdi. İşte enflasyonun en önemli kalemi olan tarımın durumu budur, iktidarın tarımla mücadelesi budur. Çiftçiler üretim yapamıyor, girdi maliyetleri yüksek, tarım ve mera alanları azalıyor. Dolayısıyla da tarım üretimi azalıyor, ithalatı artıyor ve enflasyon da artıyor. Bir örnek vermem gerekirse: Hollanda, Konya kadar büyük bir Avrupa ülkesinin yıllık tarım ihracatı 120 milyar dolar. Dikkatinizi çekmek isterim. Türkiye’deki tarım 20 yıldaki yanlış politikalarla küçülmüştür ve sahipsiz kalmıştır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.