Hiç mi ? , gülmeyecek benim yüzüm ?

Hiç mi ? , gülmeyecek benim yüzüm ?

     Bizim bir derdimiz var ! oda Maraş

     Maraş bizim sevdamız , şarkımız Maraş

     Türkiye bakıyorum, dünyaya bakıyorum, Kahramanmaraş olarak bizi neredeyiz ? , dünya nereye koşuyor.. benim aşkım Maraşım !.. Maraş olunca yüzüm gülmüyor..

     Aşkı sebebi ile benim gibi yüzü gülmeyen biri daha : Önceki gün akşam : Binevler kavşağı, Uzun Çarşı üzerindeki Kentsel dönüşümden yıkılıp, Alimoğlu inşaat tarafından yapılan yeni evimizin ilk misafiri olarak sayın Mehmet Sabancı bey geldi..

     Siyasette ANAP dediğimiz zaman : Z kuşağı belki bilmeye bilir: 1983 den beri Sayın Mehmet Sabancı beyle bizim siyaset- gazeteci ilişkisi dışında bir kardeşliğimiz vardır.. kardeşlik hukumuz vardır..

     Onun sevdası : Maraş , bizim sevdamız Maraş !

     Böyle olunca yeterince yüzümüz gülmedi be dostlar..

     Mehmet Sabancı misafir olunca , ülkemiz ve Maraş konuşulur.. Bizim evin tarasın da : çok güzel çay, kahve sohbeti oldu.. özümüzden, sözümüzden, Maraş’ımızdan Türkiye’mizden konuştuk..

      Maraş’ın kaderi de benim gibi !, yüzü gülmeyen bir şehir !..

      Kırık plak ve plak altı veya pikap eski adı ile Abdullah Yüce ‘nin dönen plağından bir ses geliyor kulağıma:

Hiç mi gülmeyecek benimde yüzüm

Yaş bitti kan doldu her iki gözüm

Dilimde kurudu son bir çift sözüm

Hem yetim hem aşık hem de öksüzüm

Yarab canana cananıma kurban yarattın

Cananım için hanemi hicranamı attın aman of gönül

Kesilsede nefesim gözüm kör olsa

Unutamam seni ben ömrümde solsa

Bir kere o güzel gölgeni görsem

Yalvarsam inlesem sonrada ölsem ,” diyorya ..

     Eylül ayının ilk yağmuru yerleri ve camımızı ıslatırken, Mehmet Mücahit beyin getirmiş olduğu acı şekersiz kahve bizi kendimize getiriyor..

     Zaman kısa olunca : sohbet baldan tatlı oldu.. yarım kaldı..

     Kahramanmaraşlının bugün aslında buna ihtiyacı var, herkes bir birini ziyaret ederek tanımalı..

     Taziye evleri gibi : Gönül sohbet evleri yapılmalı..

      Sayın Mehmet Sabancı bey,: “Buraya gelirken tanıdığım Bekir Doğan ile buradan giderken tanıdığım Bekir Doğan , çok farklı “ dedi..

     Facebook sayfasında benim için şunları kaleme almış yazmış teşekkür ediyorum: yorumsuz yazısı Sayın Mehmet Sabancı beyin : “Onun ailesi 1700'lü yıllarda Kahramanmaraş'a göç etmiş bir Türkmen ailesi o bu ailenin son kuşakta o aileyi temsil eden bir Türkmen Bey'i onu Anavatan Partisi'nin ilk kurulduğu yıllardan itibaren Türkiye gazetesini Kahramanmaraş'ta temsil eden bir kardeşim olarak tanırım o yıllardan bugüne arsızlığını uğursuzluğunu karakter ve şahsiyet zafiyetini hiç duymadım Tam aksine şahsiyetli bir kalem okuyan düşünen bir entelektüel olarak gördüm onu.                                   Kentsel dönüşüm ile yenilenen evinin Kahramanmaraş'a yukarıdan bakan terasının ilk misafiri olmanın şerefini yaşadım.                                                Kahramanmaraş gazetesi sahibi Sayın Bekir Doğan kardeşimin Bu anlamda evinin terasında hem doyumsuz sohbetinin hem çok istifade ettiğim görüşlerinin hem de kendisinin fikir anlamında ideal anlamında mazi ve geçmiş anlamında doluluğunu bir kez daha paylaşmanın mutluluğunu yaşadım.                                                  Sayın Bekir Doğanlar Yüce Allah bize bu kahraman şehri yönetme nöbetinde Bir Emanet nasip ederse layık oldukları hatır itibar değer ve de saygı dünyasında yaşayacaklar inşallah,” diyor..

    Buda bize şunu gösterdi ki : Bizler bir birimizi tanıyoruz..

     Biz birimize boş yere surat asarak : küs gibi duruyoruz..

     Hiç mi gülmeyecek benimde yüzüm

     Yaş bitti kan doldu her iki gözüm

      Çay , kahve , bahane, ömrüm geçti gitti sohbette hasret, bizim sevdamız Maraş , bizim sevdamız sohbet be dostlar..

      Çayımız var , buyurun tarasa kardeşler..

      İyi günler..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Doğan Arşivi