BU NASIL NATO MÜTTEFİKLİĞİ

NATO: Türkiye’nin de üye olduğu bir askeri ittifaktır.  4 Nisan 1949 da kurulan bu ittifaka Türkiye 18 Şubat 1952 de katıldı. Türkiye'nin NATO üyeliği sadece siyasi olarak değil aynı zamanda askeri bir güç bakımından önemli bir gelişmeydi. NATO için Türkiye'nin üye olması demek, güney kanadında hava, kara ve deniz imkânları, güçlü silahlı kuvvetleriyle güvenilir ve eşsiz bir müttefik kazanması anlamına geliyordu. Bu anlamı gerçek manada anladı mı bu birlik? Anlamadı da, anlamak istemedi de Türkiye ise bu ittifak için elinden geleni fazlasıyla yaptı ve yapıyor.

Türkiye bu üyelikten geçen 70 yılda bulunduğu kritik coğrafyada stratejik konumuyla bölgede tehdit içeren bütün riskleri göğüsleyen ilk ve tek müttefiktir. Ayrıca Türkiye NATO’nun güvenlik ve savunma yönünde önemli bir ülkedir. Bu önemi işine geldiği gibi algılayan başta ABD olmak üzere bazı üyeler tarafından Türkiye’nin haklı davasında kayda değer bir destek verilmedi. Türkiye’nin güvenlik konusunda bir endişesi gündeme geldiğinde çeşitli bahanelerle gündem dışı bırakılmak isteniyor.

ABD çeşitli algılarla Türkiye Batı’dan uzaklaşıyor yaygarası kopararak NATO müttefiklerini de Türkiye’ye karşı tavır almaya yönlendirmiştir. Bu nasıl müttefikliktir. Türkiye Rusya ile ilişkileri biraz ilerlese aynı yaygara Türkiye’nin yönü değişiyor. Batıdan uzaklaşıyor. Rusya’ya yaklaşıyor. Birlikte hareket ediyor. Ortadoğu’ya yaklaşıyor yargaralarıyla algıya başlıyor. Bunu yaparken kendi hatalarını örtbas etmek ve yaptığını gizlemek için Türkiye’yi gündemde tutarak, Türkiye’yi savunma durumuna düşürmek istiyorlar.

Aynı çatı altında birliğin oluşması bu mudur? Birlik oluşması şöyle dursun ABD ve yanında ki, bazı ülkeler Türkiye’nin güvenliği konusunda bir adım atmıyor, atmadıkları gibi Türkiye’ye karşı faaliyet gösteren bütün terör odaklarına da destek veriliyor. Müttefiklik ilkesine hiç yakışmayan bu ve bunun gibi duruşlara ses yok. Türkiye kendi haklı davası olan güvenliğini korumak için attığı adımlara ve bunu müttefiklere hatırlatarak destek verilmesi yönünde ki, çağrıları duyulmuyor. Türkiye’nin haklı davasına, haykırışına kulaklar kapatılmış. Ortak güvenlik birliği olacaksın, sonrada bu birlik ruhundan uzaklaşarak Türkiye’ye karşı terör faaliyeti gösteren örgütlere silah desteği vererek koruyuculuğunu yapacaksın. ABD ve bazı ülkeler sözde müttefik, özde terörle kol kola bu nasıl müttefiklik, nasıl dava?

Son günlerde teröristlere hamilik yapan İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği gündemde ABD bu iki ülkenin üyeliği için elinden geleni yapıyor. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı, partisinin grup toplantısında, "NATO'nun genişlemesi bizim için hassasiyetlerimize gösterilecek saygı oranında anlamlıdır" diyen Erdoğan NATO üyelerine seslenerek "Biz yıllarca terörle mücadele etmiş bir NATO müttefiki olarak müttefiklerimizden bizim hassasiyetlerimizi anlamalarını, saygı göstermelerini, mümkünse destek vermelerini bekliyoruz. PKK ve DEAŞ'ın sınırlarımıza dayandığı dönemde hava savunma sistemlerinin götürüldüğü günleri unutmadık." Diyerek üyelik müracaatında bulunan İsveç’ e de  "İsveç'te bulunan 30 teröristi istedik, 'Vermeyiz' dediler. Siz teröristleri vermeyeceksiniz, bizden NATO üyeliği isteyeceksiniz. Hem PKK'ya destek verip hem bizden destek istemek olmaz. Bir güvenlik teşkilatını güvenlikten yoksun hale getirmeye biz 'Evet' diyemeyiz."  Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın adaylık konusunda kararlı duruşu ABD ve bazı üyeleri şaşırttı.  ABD Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını artık anlasa iyi olur. Aslında anlıyor da işine gelmiyor. Türkiye’nin de sizin iki yüzlü, sahte tavrınız işine gelmiyor. Müttefiklik sözde değil özde olmalıdır.

Muhabbetlerimle…